Sayfa İçeriği: Theodor W. Adorno Sözleri, Theodor W. Adorno Sözleri 2020, Theodor W. Adorno Sözleri Kısa, Özlü Theodor W. Adorno Sözleri, Theodor W. Adorno Alıntıları, Theodor W. Adorno Sözleri Facebook
Alman asıllı filozof olan 1900'lü yıllarda yaşamış olan Theodor W. Adorno Sözlerini sizler ile buluşturuyoruz. Beğendiğiniz Theodor W. Adorno Alıntılarını Facebook, İnstagram gibi hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz.
Editörün Seçimi: Antisemitizm, yahudiler hakkındaki söylentidir. (Theodor W. Adorno)
Yanlış hayat, doğru yaşanmaz.
"Asıl yanlışlık, aşırı dürüstlüktür. Yalan söyleyen adam utanç duyar, çünkü her yalan, hakikat ve dürüstlüğe övgüler düzerken bir yandan da yaşamak için insanı yalan söylemeye zorlayan bir dünyanın alçaltıcılığını öğretir ona. Bu utanç, daha incelmiş, daha karmaşık kişiliklerin yalanlarında gedikler açar. Beceriksizce yalan söylerler; karşıdaki kişi açısından yalanı bir ayıba, bir kabahate dönüştüren de bu beceriksizliktir. Yalan söyleyenin onu aptal sandığını gösterir bu, bir horgörü belirtisidir. "
Faşist çağda hiçbir anlaşma Genelkurmay karargâhını hava saldırılarına karşı güvenceye alacak kadar bağlayıcı değil; geleneksel ihtiyatlılıklarına bağlı kalan generalleri Hitler ipe çektiriyor, Çan Kay Şek ise kurşuna dizdiriyor.
Özgürlük hiçbir zaman verili değildir, her zaman tehdit altındadır. Mutlak belirlilik, her defasında da, özgürlük yoksunluğudur. / Adorno
Cellat olmayı ya da cellatlara meşruluk sağlamayı hiçbir zaman hiçbir koşulda kabul edemem.
Auschwitz’den sonra artık şiir yazılamaz.
Gözümüzdeki kıymık en iyi büyüteçtir.
Sanatın bugünkü görevi, düzene kaos getirmektir.
"Tek sorumlu davranış biçimi şu olabilir:kendi bireysel varoluşumuzu bir ideolojiye dönüstürmekten kaçınmak ve özel yaşamımızı da en alçakgönüllü, en iddiasız ve en gürültüsüz biçimde sürdürmek -ama artık iyi yetişmiş olmanın bir gereği olarak değil, bu cehennemde hala soluyabilecek havayı bulabiliyor olmanın utancından ötürü."
Hediye vermenin yozlaştığını, o iç karartıcı icattan; “hediyelik eşya” diye üretilen şeylerden anlayabiliriz.
Diktatörler, kendilerine diktatör diyenleri hapse atar.
Jargon, evlilik teklifleriyle küçük burjuvanın yaşama olumlu yaklaşmasını sağlar; başka türlü iğreneceği ve kısa bir süre sonra dayanılmaz bulacağı bir yaşamı bir insan için zevkli hale getirmek amacıyla düzenlenen sayısız ritüeli titizlikle devam ettirir.
Faşizm bir komploydu ama salt komplodan ibaret değildir; muazzam bir toplumsal gelişim sürecinde yeşerdi. Dil faşizme bir sığınak sağladı; için için yanan kötücüllük bu sığınakta kendini kurtuluşun ta kendisiymiş gibi ifade etti.
Charlotte'la, kaderimizi belirleyecek tartışmayı yapmadan önceki gece, bir rüya gördüm. Uyandığımda onun son kelimelerini hatırlıyordum: "Ben mutluluk şehidiyim".
Aşk, yaşayan tinin şifresi olarak ruhsuza kaptırır kendini; çünkü yaşayanlar, onun sadece yitip gitmişlere yönelebilen o ne pahasına olursa olsun kurtarma arzusunun sahnesidir: Aşk, ruhu ancak yokluğunda sezmeye başlayabilir. Demek insani denilen ifade tam da hayvanınkine en yakın gözlerden, kendi üzerinde düşünmeyen, benliği yansıtmayan o yaratıksı gözlerden geliyordur bize. Sonunda ruhun kendisi de ruhsuzun kurtulma özlemidir.
Tarihin mantığı, ön plana çıkardığı insanlar kadar yıkıcıdır: Aldığı hız onu nereye sürüklerse geçmiş belaların bir eşini orada üretir. Normallik ölümdür.
Gözünüzdeki kıymık en iyi büyüteçtir.
Auschwitz'in bir daha olmaması talebi, öncelikle eğitime yönelik olmalıdır. Bu, diğerlerine göre o kadar önceliklidir ki, buna sebep sunmak bir yana, sebep sunmamam gerektiğini düşünüyorum. / Adorno
Sanat daha önce yapılmamış olanı ister, fakat sanatın olduğu her şey daha önce yapılmıştı. / Adorno
Antisemitizm yahudiler hakkındaki söylentidir. / Adorno
Her sanat yapıtı işlenmemiş bir suçtur. / Adorno
Yalan söyleyen adam utanç duyar, çünkü her yalan, hakikat ve dürüstlüğe övgüler düzerken bir yandan da yaşamak için insanı yalan söylemeye zorlayan bir dünyanın alçaltıcılığını öğretir ona.
Seyredilen nesnenin dışındaki her şeye karşı aldırışsızlıkla hatta küçümsemeyle dolu olmayan bakışın güzelliğe erişmesi imkansızdır. Ve varolanın hakkını verebilen de sadece karasevdadır. / Adorno
Bilginin iktidarla ilişkisi sadece uşaklıkla değil, hakikatle de ilgilidir. Çoğu bilgi eğer güçler ilişkisiyle orantılı değilse, biçimsel açıdan ne kadar doğru olursa olsun geçersizdir. / Adorno
İnsan, kendi kendisinin yegâne belirleyenidir.
Makul insanların başkalarının davranışlarını makul bulmamakta birleştiği her durumda, çözülmeksizin ertelenmiş bir sorunun, acılı bir yara izinin bulunduğundan emin olabiliriz.
Kişi kendi saldırganlığını ne kadar benimserse, toplumun baskıcı ilkesini de o kadar iyi temsil eder.
İnsanlar arasındaki yakınlık, sabırdır, hoşgörüdür...
Özne adına nesnel hakikatin yadsınması, öznenin de inkârı anlamına gelir: Her şeyin ölçüsü için hiçbir ölçü kalmaz ortada; olumsallığa düşen özne, hakikatsizlik haline gelir.
" Terlik, elin hiç yardımı olmadan giyilmek üzere tasarlanmıştır. Eğilmeye karşı duyulan nefretin anıtıdır. "
Sanat daha önce yapılmamış olanı ister, fakat sanatın olduğu her şey daha önce yapılmıştır.
Eğer hayatın anlamı olsaydı, onda anlam aranmazdı.
Artık bir vatanı olmayan bir adam için, yazmak yaşamak için bir yer haline gelir.
Günümüzde insanın evindeyken kendini evinde hissetmemesi bir ahlak sorunudur.
Sağlık mı? Sağlık aptal olduktan sonra ne işe yarar?
Ben insanlardan kaçmamı gerektirecek bir suç işlemedim ki.
Hayat mittir.
Kendimi çok kötü hissediyordum. Bana çok anlamlı gelen bir atasözünü düşünerek uyandım: "Ev sakinleri, sadece köpekleri vahşi olduğunda, sadık olur."
Ancak kendini anlamayan düşünceler hakikidir.
Hakikatin yalan, yalanın da hakikat gibi göründüğü bir dönemeçteyiz şimdi (...) Her düşünce, daha önce kültür endüstrisinin merkezlerinde biçimlendirilmiş olarak geliyor bize. Böyle bir ön biçimlendirmenin izini taşımayan şeylerse, inandırıcılıktan yoksun bulunuyor. / Adorno
Cinsel ahlakın ilk ve tek ilkesi:suçlayan her zaman suçludur. / Adorno
Sanatın bugünkü görevi, düzene kaos getirmektir. / Adorno
Verilen hediyeyi değiştirme hakkınınsa şundan başka anlamı yok: "Al bunu, sana ait, ne istersen yap onunla, eğer hoşuna gitmediyse geri verip yerine başka bir şey al, benim için hiç fark etmez."
Bir zamanlar iyi ve temiz olan her şey, bağımsızlık, sebat, basiret, ihtiyatlılık gibi özellikler bütünüyle çürüdü, kirlendi.
Bir felsefe metninde her önermenin merkeze eşit uzaklıkta durması gerekir.
Her şeyleştirme bir unutuştur.
Kutuplaşıyor dayanışma: Bir uçta kaçacak yerleri olmayanların umutsuz sadakati, öbür uçta zindancılardan uzak durmak ama hırsızları da kızdırmak istemeyenlere uygulanan fiili şantaj.
Ne demek istediğini tam olarak anlatabilmişse güzel yazmıştır. Güzellikten başka amacı olmayan güzel anlatım hiç de "fazla güzel" değildir: Dekoratiftir, sanatkâranedir, çirkindir.
Sınırsız hayırseverlik her türlü şerrin de onaylanmasına dönüşür, çünkü iyiliğin izleriyle kötülük arasındaki farkı küçümsüyor ve onu bir genellik içinde eritiyordur.
"Hayır. Organik yaşamın şu bizim sevimsiz gezegenimize özgü bir hastalık olduğunu düşünmeyi yeğlerim. Dayanılmaz bir şey olurdu, bu sonsuz evrende yemekten ve yenilmekten başka bir şey olmadığına inanmak."
Kendi tikel çıkarları söz konusu olunca her bireyin kendini bütün ötekilerden daha iyi sayması da, başkalarına bütün müşterilerin toplamı olarak kendinden daha çok değer vermesi kadar eski bir bileşenidir burjuva ideolojisinin.
En genel anlamıyla zihinsel öz-disiplinin merkezidir bugün çözülme sürecine giren.
Biraz da hayatın iyi taraflarından söz edemez misin? Sonsuz burukluğun yerine sevgiyi ilke olarak ilan etmenin bir yolu yok mudur?