Sayfa İçeriği: Susanna Tamaro Sözleri, Anlamlı Susanna Tamaro Sözleri, En Güzel Susanna Tamaro Sözleri, Susanna Tamaro Sözleri 2019, Susanna Tamaro Sözleri Özlü, Susanna Tamaro Sözleri Kısa
İtalyan asıllı olan Susanna Tamaro'nun söylemiş olduğu sözleri bu içeriğimizde bir araya getirdik. Hoşunuza giden Susanna Tamaro Sözlerini Facebook, Whatsapp vb. sosyal medya hesaplarınızdan paylaşmayı unutmayın.
Editör Seçimi: Sözcükler tek başına insanı kırmaz. İnsanı yaralayan, sözcüklerin arkasına saklanan ikiyüzlülüktür.. (Susanna Tamaro)
Gerçek yazı bambaşka bir yerde, ta derinlerde, arzın merkezinde, insanın karanlığının yüreğinde bulunur.
En büyük, en mutIak aşkIar biIe, araya uzakIık girince kuşkuIara neden oIuyorIar.
”Hazineniz neredeyse yüreğiniz de orada olacaktır.”
İnsanın kendi iç dünyasına bakmak istemediği zaman bahaneler bulması dünyanın en kolay şeyidir. Dıştan bir suçlu her zaman vardır. Suçun -ya da daha iyisi sorumluluğun- yalnızca bize ait olduğunu kabullenmek çok cesaret ister. Gene de sana söylemiş olduğum gibi, ilerleyebilmek için tek yol budur.
Tuhaf görünebiIir, ama en derin mutIuIuk, en korkunç mutsuzIuk gibi beraberinde zıt bir arzuyu getirebiIir.
Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir.
Her şeyi görmüş olan sevginin ışığıydı o. Her şeyi içinde barındıran sevginin ışığı.
"Kitaplar anlamaya ve anlaşmaya yararlar, uzak mı uzak yerlerdeki insanlar için bile ortak bir evren yaratırlar..."
"Zamanın akıp gittiğini ancak arkadaşlarımın çocuklarına bakarak duyumsayabiliyorum..."
"İnsanlar neredeler?
Gördüklerim insandan çok birer maske..."
İnsanların büyük kısmı artık yaşamıyor. yalnızca ömürlerinin geçmesini bekliyorlar. yaşam o zaman neye dönüşür? yalnızca sıkıntıyı boğmak için yaratılan oyalanma kabına.
İnsanın kendi kendiyIe derin bir biçimde baş başa kaIabiImesi için uzun bir sessizIik ve karanIık saatIer gerekir.
Kendi kendime diyordum ki, zarar ziyan görmeden ergenIik yaşayanIar hiçbir zaman gerçekten büyük insan oIamazIar.
Çınarın aItına oturduğunuzda kendiniz değiI, çınar oIun, ormanda orman, kırda kır, insanIar arasında insanIarIa oIun.
”Madenlerdeki kanaryaların ölmesi gibi benim içimde de doğallığım ve ender olarak sahip olduğum gülme arzum öldü.”
”Hiç frenlenmeden gösterilen şiddet sonunda kayıtsızlığa yol açar.”
”Söylemek ve yapmak arasında kocaman bir deniz vardır.”
O yaşantımın altıncı ayında kendimi tamamen sönmüş, solmuş hissediyordum. İçimdeki minik ölü, kocaman bir ölüye dönüşmüştü, bir robot gibi davranıyordum, gözlerimin feri kaçmıştı, donuk donuk bakıyordum. Konuşurken, sözlerim bana sanki başkasının ağzından çıkar gibi uzak geliyordu.
Neşe, evet, en çok özlediğim şey bu olmuştur. Sonraları mutlu oldum, ama mutluluk neşenin yanında güneşin yanında bir elektrik lambası gibidir. Mutluluğun hep bir nesnesi vardır, bir şeyler yüzünden mutlu olunur, varlığı dışardan bir olaya bağımlıdır. Oysa neşenin nesnesi yoktur. Belirgin olmayan bir nedenle sarar seni, varlığı güneşe benzer, kendi yüreğinin ısısıyla yakar.
Hiç frenIenmeden gösteriIen şiddet sonunda kayıtsızIığa yoI açar.
Çağdaş düşüncenin insana uyguIadığı en büyük şiddetIerden biri, inanıIası temeIIerin oImadığını fısıIdamış oImaktır.
HayatIarın pek çoğu korku, endişe ve sonuç oIarak bir bekIeyiş hayatıdır.
Doğa boşluk sevmez; boşluk oluştuğu anda onu doldurmaya çalışır.
Şimdi biliyorum ki sevgi güç ister, sevmek için gözü pek, yürekli olmalı.
Sözcük yaratabilir ve yok da edebilir.
Her zaman yapılan yanlış nedir, bilir misin? Yaşamın değişmez olduğunu sanmak, trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir. Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir.
Hiç kimseye kötülük etmedim. Öyle bir gücü bile bulamadım, ama bütün kötülükler benim üstüme yağmur gibi yağdı. Şimdi kendime soruyorum: kötülüğü ilk başta ben yapmış olsaydım, acaba daha mı mutlu olurdum?
Sevginin ne olduğunu kendi kendime sorup durmuştum ama yaşamın ne olduğunu hiç merak etmemiştim. dünyaya geliyor ve geçiciliğin övgüsü oluyorduk. büyüklük taslayan bir virüs ensemize şöyle bir dokunuverdiğinde öteki tarafa kayıp gidiyorduk.
Bir çarpışmayı kazanınca, bütün savaşın kazanıldığı sanılmamalı...
Söylediğim an çoktan pişman olmuştum, dudaklarımdan içeri çekmek isterdim, bu sözleri yeniden yutabilmek için elimden geleni yapardım, ama çok geçti.
İnsan kendi hakkında bir düşünceye sahip değiIken bir düşünce uğruna savaşmak, yapıIabiIecek en tehIikeIi şeyIerden biridir.
Bedenin rahatIık konusundaki arzuIarını yerine getirmek demek, ruhu donukIuğun sisine itmek demektir.
“Eğer”Ier dünyası bir girdap, bir hortum, bir kara deIiktir. İnsan bir an dengesini yitirirse, içine yuvarIanmaması oIanaksızdır.
”Ruh ve vicdanın sürgüne gitmesi bizleri boş kutulara dönüştürdü.”
”Israrcı ol. Yaşam, pes edenin değil, kurcalayanın olur.”
”Mükemmelik asla bizimle aynı boyda olamayacak.”
”Akmayan gözyaşları kalpte birikirler; zamanla kabuk tutarlar ve kirecin çamaşır makinesini tıkaması gibi, kalbi tıkayıp felç ederler.”
Yapmaya değecek tek yolculuk içimize yapacağımız yolculuktur
Akmayan gözyaşları kalpte birikirler; zamanla kabuk tutarlar ve kirecin çamaşır makinesini tıkaması gibi, kalbi tıkayıp felç ederler.
Şimdi biliyorum ki sevgi güç ister, sevmek için gözü pek, yürekli olmalı.
Kim biIir neden en basit gerçekIikIer, anIaması en zor oIandır.
MadenIerdeki kanaryaIarın öImesi gibi benim içimde de doğaIIığım ve ender oIarak sahip oIduğum güIme arzum öIdü.
Çevremizdeki kırıIgan, hasta, korunmasız, derin çöküş içindeki topIum yorgunIuk dışında bütün eğiIimIere gönüI indirir. Oysa zahmet bizim ve bütün canIıIarın yaşamIarının özüdür.
Mükemmelik asla bizimle aynı boyda olamayacak.
Her hayatın altından akan gizli bilgelik, doğru şeylerin doğru anlarda gerçekleşmesini sağlar.
Tuhaf görünebilir, ama en derin mutluluk, en korkunç mutsuzluk gibi beraberinde zıt bir arzuyu getirebilir.
Hiçbir çocuk sevgisiz yaşayamaz.
İnsan her günün sonunda kendini daha yorgun hissediyor, bir yaşam sonundaysa tükeniyorsun.