Sayfa İçeriği: Sunay Akın Sözleri, Sunay Akın Şiirler, Anlamlı Sunay Akın Sözleri, Güzel Sunay Akın Sözleri, Sunay Akın Aşk Sözleri, En Güzel Sunay Akın Sözleri, Sunay Akın Aşk Şiirleri
1962 yılında Trabzon'da doğan en önemli şairlerimizde olan Sunay Akın'a ait olan şiirleri ve sözleri bu sayfamızdan bulabilirsiniz. Hoşunuza giden Sunay Akın şiirlerini de sosyal medya hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz.
Editör Seçimi: Elinden geleni yaptıktan sonra, sıra ayağından geleni yapmakta; 'Gitmek' gibi mesela.. (Sunay Akın)
Külkedisi ne yapsın, kendisini ancak ayak numarasından tanıyabilen bir salağı...
İki pencere αçık kαlıncα cereyαn, iki yürek αçık oluncα aşk olur; ama sonuç değişmez: ikisininde sonunda üşütürsün.
Artık ne sıradaki parça sen ol, ne de bana gel; Bence sen biraz dürüst ol ve önce kendine gel.
İkimizde aynı şeyi düşünüyoruz. Ben seni sen kendini.
”Sen bana mı soruyorsun yalnızlığı sever misin diye? Ben ki; çayı bile iki şekerle içerim, birlikte erisinler diye.”
Ne zaman sıkıca tutsam aşkı yüreğimle, annem dürter usulca hadi uyan diye.
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine
“Oyuncakları çocuklarına düşleri, hayalleri çoğalsın diye değil, oyalansın diye alan bir milleti oyalamak, ne kadar da kolay oluyor!” Sunay Akın – Ay Hırsızı
90 – 60 – 90’ı herkes bilir, elbetteki vücut ölçüleri. Bir de 200 – 70 – 60 var. Unutmayın buda tabut ölçüleri..
Atatürk'e ve Türkçeye saldırma gereği hissedenler kimlerdir? Bu sorunun yanıtı da Atatürk'ün şu sözündedir:"Dinden maddi çıkar temin eden kimseler, menfur kimselerdir. Işte biz, bu vaziyete muhalifiz ve buna müsade etmiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar, saf ve masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir."
“Kağıt olsam
Katlansam sana...”
Uçaklar gelecekmiş
Korkum yok benim
Kağıt gemilerim
Kurşun askerlerim hazır
Hem bunlar bozulursa
Babam yenilerini alır.
Bizim ülkemizde devleti soyanların, dolandıranların heykellerini kapının önüne dikmeye kalksak, içeri girmeye yer kalmayacağı konusunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum!
Ne zaman sıkıca tutsam aşkı yüreğimle, annem dürter usulca hadi uyan diye.
Kılları uzadıkça ellerimin unuttum kâğıtlardan nasıl gemi yapıldığını ki yaşlılığa uzanan birer iskeledir parmaklarım çözüldü.
Tamda unutmuşken gittiğini, artık acıtmıyorken yokluğun, en içten kahkahalarımın arasında "aklıma gelmek zorunda mısın?
Aşk sakızdan çıkan sözler kadar basit olmaya devam ettikçe, insanlarda onu çiğneyip tükürmeye devam edecekler.
Nasıl sevmezsin eşitliği yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için annen değil miydi önünde diz çöken?
“Giydikçe açılır” diyen tezgahtar “uzadıkça şekil alır” diyen kuaför ve “zamanla unutursun” diyen arkadaş; Bunların hepsi aynı örgüte üye.
İki pencere açık kalınca cereyan, iki yürek açık olunca aşk olur; ama sonuç değişmez: İkisinin de sonunda “üşütürsün”.
Göğsünde şakırdayan madalyalarıyla peşinde koştuğu dünyanın en aptal kuşunu bile zor yakalar generalim.
Dudaklarında gözüm yoktu oysa… Kalbini istemiştim bi tek. Tek hayalimdi; iki kaşın ortasına öpücük kondurup helalimsin demek.Sunay Akın sözleri
Sen bana mı soruyorsun yalnızlığı sever misin diye? Ben ki; çayı bile iki şekerle içerim, birlikte erisinler diye.
Ne yani, papatyada bir yaprak daha olsaydı beni sevecek miydin?
Senin küle çevirdiğin kalbe bir başkası üfleyip yeniden hayat verir.
Çay bardağına bırakılan dudak payı kadar bile uzak kalamam gözlerine.
Elinden geleni yaptıktan sonra sıra ayağından geleni yapmakta gitmek gibi mesela.
Sevgiyi hak edene değil de muhtaçmış gibi görünene verdiğimiz müddetçe üzülen hep biz olacağız.
Sevmek hayal kurmak kadar kolay. Peki ya unutmak kurduğun hayallerin gerçekleşmesi kadar zor.
”Belki aradığını bulamamış olabilirsin bende; ama unutma ki, bende bulduğunu bulamayacaksın hiç kimsede.”
”İtiraf etmeliyim ki “Seninle her şey güzeldi” ama itiraf etmek gerek ki, Sensiz daha da güzel.”
”Bazen susmak gerekiyormuş, bazen bomboş bakmak gerekiyormuş hayatın yalanlarına. Anlamaya çalışmak saçmalık! Anlamadan yaşamak gerekiyormuş. Ama bazen unutmak gerekiyormuş, unutulma pahasına. Zaman değilmiş gideni getiren, aslında zamanmış var olanı götüren.”
”Beni senin gibi bir de annem terk etmişti ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur.”
Ne garip şey şu mutluluk! Gitti mi gider, çağırsan gelmez, gelse de kalmaz, kalsa bile yetmez.
Dün bir şarkı çıktı radyoda, yarısına ben eşlik ettim yarısına gözlerim. Söylemek çok acıtıyor ama “ben seni çok özledim.”
Sen bana mı soruyorsun yalnızlığı sever misin diye? Ben ki; çayı bile iki şekerle içerim, birlikte erisinler diye.
İki çocuk rahatlıkla oturduğumuz kapının eşiğine, kendi başıma zor sığıyorum bugün. Büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne?
Yüreğim ıslaktır benim
Kuytularda ağlamaktan
Ve hafif uçuktur rengi
Kurusun diye kaç kez
Güneşe asılmaktan
Altın aramaya gelen gemicilerin arasında gezinirsek yelkenleri söken bir adamla karşılaşırız. ilk bakışta, topraklarını işga edilmesine kızan bir kızıldereli sanılsa da, yanına yaklaşıldığında yelkenleri sökenin “Loeb” adında göçmen olduğu anlaşılır. 1847 de Amerika’ya gelen 20 yaşındaki delikanlı, Baveryalı yahudi bir ailenin çocuğudur. babası yetersiz beslenme sonucu kaybeden genç adam “yeni dünya”ya adım atar atmaz adını yeniler: Levi Strauss! Sunay Akın – Kız Kulesindeki Kızılderili
Bazen dünyanın en zor mesleğidir… kendi duygularına tercüman olmak…!
Belki aradığını bulamamış olabilirsin bende; ama unutma ki, bende bulduğunu bulamayacaksın hiçkimsede.
Deniz kıyısı bir oyun alanıdır her çocuk için. Siz, çakıl taşı toplayanların iri bedenlerine aldanmayın sakın; birer çocuktur aslında onların her biri. Oyuncakçı dükkânının raflarında bir oyuncak beğenmekten hiçbir farkı yoktur, sahilde çakıl taşı aramanın. Her ikisinde de düşler denizinin kıyısında gezinir insanın bakışları. Sunay Akın – Kırdığımız Oyuncaklar
Külkedisi ne yapsın, kendisini ancak ayak numarasından tanıyabilen bir salağı...
“Erkek çünkü
Kavgadan kalma yarasını
Açıp göstermek hünerdir...”
Hayat işte.. Uykun gelsin diye hayaline giren koyun’ları, uykun kaçsın diye hayatına giren öküz’leri sayarsın..
Ne çok sevinirim bilseniz
Bir yılan
Mezarıma girerde
Göğüs kafesimin kemikleri içinde
Kış uykusuna
Yatarsa
Çay bardağında bırakılan dudak payı kadar bile... Uzak kalamam gözlerine.
Artık ne sıradaki parça sen ol, nede bana gel; bence sen biraz dürüst ol ve önce kendine gel.
Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine. Bazen tamiri olmaz ikisinin de.
Büyüdüm artık… Anladım ki, masallardaki kadar masum değilmiş hiç kimse. Sevmek acıtıyor, gitmek alışkanlık olmuş ilişkilerde!
Biliyorum yarınlarım dünden farksız. Hayat mı bana küstü, ben mi ona küstüm hatırlamıyorum ama, şu aralar fena dargınız.
Bazen başını alıp gidebilecek kadar cesur; Ve bazen kalıp herşeye göz yumacak kadar yürekli olabilmeli insan.
Aşk sakızdan çıkan sözler kadar basit olmaya devam ettikçe, insanlarda onu çiğneyip tükürmeye devam edecekler.
Aramıyorum. Ne bebeklik ne çocukluk günlerimi neden arayayım? O günlerde sen yoktun ki.
Belki aradığını bulamamış olabilirsin bende ama unutma ki bende bulduğunu bulamayacaksın hiç kimsede.
Ne kadar gidişine ses etmesem de bir başkasının senin içini ısıtacağını bilmek benim hep içimi üşütecek.
Eğer inceldiği yerden kopmasına izin vermezsen gün gelir en sağlam yerinden kopar. Canın yanar canını yakar.
Üzülmüyorum! Çünkü hayat yeni bir şey öğretti bana Hiç gitmeyecekmiş gibi sevenler hiç sevmemiş gibi gidenlermiş aslında.
”Göğsünde şakırdayan madalyalarıyla peşinde koştuğu dünyanın en aptal kuşunu bile zor yakalar generalim.”
”İki pencere açık kalınca cereyan, İki yürek açık olunca Aşk olur; ama sonuç değişmez: İkisininde sonunda üşütürsün.”
”Sevgilim kızma sakın ve lütfen yanlış anlama kırmızı rujunu sürünce paramın yetmediği elma şekerleri geliyor aklıma..”
”İki rayı gibiyiz bir tren yolunun, yakın olması neyi değiştirir son istasyonun.”
Bir bavul dolusu cümle var defterimde… Yara bandı tutmayacak kadar derin tümcelerim sen yollarına 29 harfle acı döşeyen birine “yara” değil de “yar” diyebilir misin?
Ezilmiş bir çocukluk benimkisi
bir iskelenin
vapurların yanaştığı yüzüne asılıdır
üç tekerlekli bisikletimin
lastikleri
Gelir gibi yapıp köşeden ‘U’ dönüşü yapıyor mutluluk. Bir türlü mutlu olamadık bizde, ama hala umutluyuz.
İnsan inandığı şeyler uğruna muhteşem hatalar yapabilir, diyorlar. Sanki inanmak…tan daha muhteşem bir hata yapılabilirmiş gibi.