Sayfa İçeriği: Sevgi Neydi Sözleri, Sahi Sevgi Neydi Sözleri, Sevgi Neydi Sözleri 2019, Duygusal Sevgi Neydi Sözleri, Sevgi Neydi İle İlgili Sözler, Sevgi Neydi Şiir Sözleri
Sizin için sevgi neydi ? Sevgi emektir, çabadır, uğraştır ve sonunda mutlu olmaktır. Sevgi Neydi sözleri bu içeriğimizde yer alıyoruz. Whatsapp, İnstagram, Twitter hesaplarınızdan Sevgi Neydi İle İlgili Sözleri paylaşabilirsiniz.
Editör Seçimi: Sevgi neydi ? Sevgi emekti. Elinden tutsam benimle gelir mi ? Seninim işte, alıp götürsene beni.. Gözlerine bakarsam bir daha geri dönemem. Kadınım, al yazmalım, asyam.. Elimi tuttu, sımsıcaktı. Yüreğim kaydıysa günah mı ?
SEVGİ NEYDİ?!..
Üzüm henüz yaratılmamışken insanları sarhoş eden o muydu acep?!..
Her şeyi kendi içinde görmek ve kendini her şeyde görmenin adıymış sevgi… Sonsuzlukmuş, bencil olmamakmış…
Sevmek için “yürek”,
Sürdürmek için “emek” gerek!
Sen yeter ki içinden de olsa bir seni seviyorum de; Benim kulaklarım çınlasın kafi…-Cemal Süreya
Sen bana Allah’ın emanetisin. Seni sevmek aşktır bana. Sevgi onun varlığı için Allah’a şükretmekti.
Unuttuk, acep neydi sevgi? Bir yetimin başını okşarken dimağımıza yerleşen tat mıydı o? Bir bebeğin süt kokulu tenindeki su çiçeği miydi? Sabah evden çıkarken özlemeye başladığımız bir ses miydi? Hatırlayanınız var mı, sevgi neydi?
Sevgi neydi ? Sevgi iyilikti, dostluktu Sevgi emekti Peki ya şimdi, bir kaç günlük zevk mi, yada 3 günlük menfaat mi ? Can Dündar
Neydi acaba insanı böylesine açgözlü, şiddet yanlısı ve dövüşken yapan? Etrafına sadece sevgi ve şefkat ilham etmiş bir peygamberin getirdiği din adına, gökten inmiş melekler gibi parlayan şövalyeler bir yıldır talan ediyorlardı Balkanlar'ı. Bağları bahçeleri dağıtıyor, kadınların ırzına geçiyor, erkekleri öldürüyorlardı. Allah adına yapıyorlardı bu işleri.
Kalp mi insana “sev” diyen, yoksa yalnızlık mı körükleyen?.. Sahi nedir sevmek, bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?..
Halil Cibran, “Sevgi bir şey istemez, tamamlanmaktan başka” diyor… Mevlana, “Sevgi karanlık bir tünelde yakılan mum ışığı gibidir; size yolunuzu gösterir ama uzakta ne olduğunu söylemez” diyor.
Sevgi ne Boğaz’da
Ne mum ışığında yemek yemek.
Ne de pahalı bir pırlanta demek.
Allah yüreğimize yüreği ile gelenleri nasip etsin.
Konu ne zaman senden açılsa kapatmaya kıyamıyorum.
Görmeden seni isteyen gönlüm, görünce nasıl dayansın.
Kalbim; ki kendisine kefilim. Adınla uyandı bu sabah. Sevgi kalbinde ondan başkasına yer bırakmamaktı.
Sen bile bilemezsin gülüşün ben de kaç bahar eder. Sevgi onun sonsuz sevgiyi hak ettiğini düşünebilmekti.
İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim. Sevgi ondan başka hiç kimseyi umursamamaktı.
Sahi, neydi sevgi?
Hatırlayanınız var mı, sevgi neydi?
Bir insan bir insanı neden severdi ki? Sevgi neydi? Daha da ötesi duygu neydi? Niye vardı?
Sevgi neydi sahi? Bir mektubun ilk satırı mıydı, bir telefondaki ilk ses mi? İnsanı mutlu eden o ilk satır mıydı defalarca dokunan, yoksa ilk satır arayışları mı tekrar ve tekrarlanan?
Dostoyevski der ki: “Sevmek, güzel birinde aşkı aramak değil; o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır.” Can Yücel, “Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın, bense hep arkandan ağladım” diyor…
Ağlamak için zamanınızın, ağlayacak kimsenizin olmadığı hayatlarda ise sevmek bu denli arsızca, bu denli çok, bu kadar coşkulu yaşanmıyor. Hayata dişlilerin dokunduğu yerden başlarken, çok şey istemedim ben… Aynı büyüklerden bir şey istememek gerektiğini öğreten çocukluğum gibi, hayat da kendisinden çok şey istemememi fısıldadı kulağıma. Öyle kızarak, emir verir gibi değil. Görmüş geçirmiş bir ağabey gibi kolunu omzuma atıp, elinde tespihini sallayarak söyledi. Yani kızmadım, korkmadım, üzülmedim. Samimi bir haldi hayatla aramdaki muhabbet.
Az söz ile çok şey anlatmaya çalıştım. Çok söz ile az şey anlatmaya çalıştım. Gördüm ki söylenen sözün azı çoğu fark etmiyor. Söylemek istediğimi gözlerimden okuyanları gördüm. Hatta söylemeyi akıl edemediklerimi bile okuyanları. Çok şey anlatmak isteyip de tek kelime anlatamadıklarım da oldu, hem de çok.
Sevgi, şifadır. Sevgi, güçtür. Sevgi, değişimin mührüdür.” (Mevlana)
“Bana sevgi ver, diye istemek yerine, sevgi vererek başla! Almayı unut sadece ver. Sana garanti ederim ki daha fazlasını alacaksın.”
Belki de sonu nasıl bitecek diye korkmaktan sevmeyi unuttuk.
O senin neyin olur dediler. Uzaktan dedim uzaktan yandığım olur kendisi.
Denize ilk kez giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni. Boğulacakmışım gibi. Sevgi severken ciğerlerinde hissetmekti.
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim. Sevgi cesaretti, tüm riskleri göze alabilmekti.
Bir şehir ol. Mesela İstanbul gibi. De ki; boğazım kuruyuncaya kadar seveceğim seni. Sevgi Orhan Veli gibi İstanbul’u sever gibi sevebilmekti.
"Sevgi neydi?
Sevgi iyilikti,dostluktu,
Sevgi emekti...
Hatırlıyor musunuz, sevgi neydi?
Üzüm henüz yaratılmamışken insanları sarhoş eden o muydu acep?!..
Unuttuk, acep neydi sevgi? Bir yetimin başını okşarken dimağımıza yerleşen tat mıydı o? Bir bebeğin süt kokulu tenindeki su çiçeği miydi? Sabah evden çıkarken özlemeye başladığımız bir ses miydi? Hatırlayanınız var mı, sevgi neydi?
"Sevgi ne arzudur, ne bilgi, ne de hayranlık. Bir meydan okumadır, görünmez bir ateştir."
Sevgi neydi? Sevgiliye erişmek mi, erişememek mi? Sevgi bir habere can atmak, bir başka habere can vermek miydi?
Hatırlayan var mı sevgi neydi? Leylâ'ların, Şirin'lerin, Aslı'ların nazı mıydı o;
yoksa Mecnun'ların, Ferhat'ların, Kerem'lerin niyazı mı?
Hangisinde belirmişti ilk kıvılcımı sevginin?
Sevgisiz olmaz elbet… Ne kadarına yetiyorsa yüreğin, o kadar sevmelisin. Onurlu olmalı gelişler. Bir kadının ana oluşu, bir erkeğin adam oluşu gibi asil ve olgun… Omuzların dik, alnın açık tüm kalbinle gelmelisin. Ne kadarına yetiyorsa yüreğin, yettiği kadar sevmelisin. Aklını başından alacak kadar değil, aklı başında olacak kadar sevmelisin.
Tıpkı Cengiz Aytmatov’un ünlü eseri Selvi Boylum Al Yazmalım’ın unutulmaz repliğindeki gibi, sevgi ne demekti?.. Sevgi iyilikti, dostluktu…
Denize ilk kez giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni, boğulacakmışım gibi.
Gerçek sevgi sabırdır, her şeye dayanır. Affeder, çabalar, gerektiğinde susar, kabullenir ama asla bitmez.
Senin için yapraklarını kopardığım papatyalardan dün gece özür diledim. Haklısınız dedim. Ne sevdiği belli, ne sevmediği…
Bazı duyguları yazamazsın. Anlatamazsın. Çünkü tefsiri ancak his ile mümkündür. Bu yüzden sadece yaşarsın. Sevgi sevgini anlatmaya gerek duymayacak kadar sevebilmekti.
Elimdeki resmin yerine kendin olsaydın. Olsaydın da benim yine derdim olsaydın. Sevgi ondan gelen dertleri bile nimet saymaktı.