Sayfa İçeriği: Seneca Sözleri, Seneca Sözleri Kısa, Seneca Sözleri Latince, Seneca Sözleri Özlü, Lucius Annaeus Seneca Sözleri Seneca Sözleri 2019, Seneca Sözleri Twitter, Seneca Sözleri Tumblr
65'li yıllarda yaşayan ve kayıtlara göre İspanya doğumlu olan ünlü filozof Seneca Sözlerini sizler için hazır ettik. Hoşunuza giden Seneca Sözlerini Twitter, Tumblr, Facebook gibi hesaplarınızdan paylaşmayı unutmayın!
Editörün Seçimi: Yara almamış bir mutluluk, hiçbir darbeye karşı koyamaz! (Seneca)
Kitapsız yaşam kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır.
Kimi insanlar yaşamda hiçbir amaca sahip olmadan yaşarlar. Bu gibi insanlar, bir nehir üzerinde akıl giden saman çöplerine benzerler. Onlar gitmez; ancak suyun akışına kapılarak akar giderler.
Altın ateşte, cesur insanlar felakette anlaşılır.
Ömrünü seyahatle geçirenler birçok otelci bulur, ama dostluk kuramaz.
Neye katlandığın değil, nasıl katlandığın önemlidir.
Açıkça gösterilen nefret, öc alma duygusunu yok eder.
Hayat öyle lanet bir şey ki; Ya yanlış zamanda doğru insanı karşına çıkarır. Ya da yanlış insanla, zamanını harcatır..
Aza sahip olan değil, çok isteyen fakirdir.
Din, avama göre doğru kabul edilir, bilgelere göre yanlış, yönetenlere göre ise kullanışlı.
Başkalarından üstün olmamız önemli değildir, önemli olan dünkü halimizden üstün olmamızdır.
''Yeryüzünde gün ışığına layık olmayan nice insanlar vardır..Ama güneş her gün yeniden doğar.''
Hayatı komedi sananlar son espriyi iyi düşünsünler...
Bizim Demetrius her zaman kibarca şöyle derdi: "Cahillerin sözlerini bağırsak gurultularıyla bir tutarım. Ha yukarıdan çıkarmışlar ha aşağıdan, ne fark eder sanki!"
Kendini bil. İnsan nedir ? Her sallantıda ve her savruluşta parçalanmaya müsait bir tekne. Dağılman için büyük bir fırtınaya gerek yok.
İnsan dostunu kalbinde taşımalı.
Dikkat edersen hayatımızın en büyük bölümü kötü iş yapmakla, büyük bir bölümü hiçbir iş yapmamakla tüm yaşamamız da yapmamız gerekenden başkasını yapmakla geçiyor. Zamana değer veren, gününün değerini bilen, her gün biraz daha ölmekte olduğunu anlayan bir kimse gösterebilir misin bana?
“Hastalık geçer, ateş söner... asker, kılıcını öldüreceği insanın boğazından geri çekebilir... Yalnız ihtiyarlık hatır gönül dinlemez, insanın en yumuşak ama en uzun süren ölüm biçimidir o.”
Cesaretin yersiz olacağı hiçbir durum yoktur.
"Yaşam kısa, sanat uzun."
Gençliğinde bilgi ağacını dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz.
Zamanını hiç bir şeyin çalmasına göz yummamak, büyük bir insanın, insana özgü yanılgıların üstünde bir kişinin başarısıdır. O kişinin yaşamı da çok uzundur çünkü süresi ne kadar olursa olsun, özgürce ve bütünüyle onun buyruğundadır. İşte bu yüzden zaman ona yetmiştir.
Niçin Doğa’dan yakınıyoruz? Doğa bize iyi davrandı: Kullanmasını bilen için yaşam uzundur.
Korkunun sebebi bilgisizliktir.
Zaman, gerçeği ifşa eder.
Başlayan her şey biter.
Biz fani yaratıklar, ne kadar çılgınız.
Büyük bir servet, büyük bir köleliktir.
Çoğu şeyi kazanırken, bazı şeyleri kaybedersin. Hayatta öyle seçimler yap ki kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsin.
En kudretli insan, kendisine hakim olandır.
Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.
Büyük adamsın, ama nereden bileyim bunu, yazgın sana erdemini hiç sergileme fırsatı tanımamışsa.
Büyüklüğün belli bir ölçüsü yoktur. Yükselten veya alçaltan şey kıyaslamadır. Bir nehirde büyük görünen bir gemi, denizde küçüktür.
Cesur insan özgürdür.
Çoğu şeyi kazanırken, bazı şeyleri kaybedersin. Hayatta öyle seçimler yap ki kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsin.
Aslında zor olduğu için cesaret edemediğimiz şeyler, Biz cesaret edemediğimiz için zordur.
"Senin zavallı olduğunu düşünüyorum, çünkü hiçbir zaman zavallı olmadın. Yaşamını rakibin olmaksızın geçirdin; ne yapabileceğini kimse bilmeyecek, kendin bile."
"Erdem tehlikeye açtır, neye göğüs gereceğinden çok neyi hedeflediğini düşünür; çünkü zaten göğüs gereceği olay kazanacağı onurun bir parçasıdır."
''Yeryüzünde gün ışığına layık olmayan nice insanlar vardır..Ama güneş her gün yeniden doğar...''
"Paylaşacak dostların yoksa,
İyi şeylere sahip olmanın anlamı yoktur,
Eğer gönülden verecek kadar zengin değilsen,
Kazandığın şeylerin önemi yoktur,
Dinlemeden yargılıyorsan birini,
Elde ettiğini sonucun önemi yoktur,
Anlamıyorsan bir kalbi,
Verdiğin değerin önemi yoktur..."
Kimi insanlar yaşamda hiçbir amaca sahip olmadan yaşarlar. Bu gibi insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler. Onlar gitmez; ancak suyun akışına kapılarak akar giderler.
Hayat bir hikaye gibidir, ne kadar uzun olduğu değil ne kadar güzel olduğu önemlidir.
Büyüklüğün belli bir ölçüsü yoktur. Yükselten veya alçaltan şey kıyaslamadır. Bir nehirde büyük görünen bir gemi, denizde küçüktür.
Para ile satın alınan sadakat, daha fazla para ile de satılır.
Bir bilge en kötüyü bile gülerek karşılamalıydı.
Bütün sanat doğanın bir taklididir.
Nefes alıyorsan umut var demektir; ama nokta koyulduktan sonra, `belki` demek umut değil, çaresizliktir.
Ömrünü seyahatle geçirenler birçok otelci bulur; ama dostluk kuramaz.
Ne gece dinlendiğimde çözülüyor kaygılarım, ne de derin bir uyku çektiğimde. Beslenip büyüyor git gide
Sen, bir adam kendisi övüldüğü zaman, bunu nasıl karşıladığına dikkat edebilirsen, her adamın karakterini keşfedebilirsin.
Yaşamaya hemen başlayın, ve her gününüzü yeni bir hayat gibi sayın.
Ne küçük çocuklar ne yarım akıllı insanlar ölümden korkarlar. İnsana, akılsızlığın eriştirdiği sukuneti akıl sağlamıyorsa yüzümüz ne kadar kızarsa yeridir.
Evimize giren insan, bizim eşyalarımıza değil , kişiliğimize hayran olmalı....
Göğü de, yeri de titreten kötülükler kaynıyor
Zihnim içten içe: yaralar, katliamlar, iliklere kadar
Kıvrıla kıvrıla yol alan bir ölüm. Ne bayağı şeyler anımsıyorum böyle.
Sürekli ikiyüzlülükle azap çekmektense, içtenlikten dolayı hor görülmek daha iyidir.Yine de konuyla ilgili ölçüyü verelim; doğal olarak mı yoksa kayıtsız bir biçimde mi yaşıyorsun, çok fark eder.
Cüce, dağa da çıksa cüce; dev, kuyuya da girse devdir.
Yeryüzünde gün ışığına lâyık olmayan nice insanlar vardır; ama, güneş her gün yeniden doğar.
Kendilerini bilgeliğe adayanlar aylaktır yalnızca; yaşayan da yalnızca onlardır. Kendi yaşamlarına başkalarının yaşamlarını da katarlar; kendilerinden önce geçip gitmiş bütün yıllar da birer kazanımdır onlar için. Nankörlük etmedikçe, o kutlu öğretilerin ün salmış kurucularının bizler için dünyaya geldiğini, bizim yaşamlarımızı hazırladıklarını hiç unutmayacağız.
Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır, Yaşamın anlamını kaybetmek.
Hayatı komedi sananlar, son espriyi iyi düşünsünler.
Ölüm, bazen ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir lütuftur.
Bilen birine öğüt vermek gereksizdir bilmeyen birine ise yetersizdir.
O halde iyi insana düşen görev nedir? Kendini kadere sunmak. Bütüne karışıp gitmek büyük tesellidir; bizim böyle yaşamamızı, böyle ölmemizi emreden her neyse, buna tanrılar da aynı zorunlulukla bağlıdır. Değişmez bir akış insanı da tanrıları da katar önüne. O bütün varlıkların yaratıcısı ve yöneticisi alınyazısını kendisi yazmıştır; ama o bile bu yazgının peşinden gider; bir kez buyurmuştur, her zaman itaat eder.
Tanrılar iyi insanlara, öğretmenlerin öğrencilere davrandığı gibi davranır; ümit vaat edenlerden daha fazla gayret bekler.Evlatlarını ortalık yerde kamçılayıp ruhlarındaki azmi sonayan Lacedaemonialıların, onlardan nefret ettiğine mi inanıyorsun? Babalar evlatlarını kamçı darbelerine cesurca dayanmaya teşvik eder, paramparça olup yarı ölü hale geldiklerinde bile yaralı bedenlerini yeni yaralara sunmalarını ister. Tanrı soylu ruhları sert biçimde sınıyorsa, bunda şaşılacak ne var? Erdemin kanıtı asla kolay olmaz. Talih bizi kamçılar ve vurarak ezer, dayanalım! Bu vahşet değil, bir mücadeledir; bu mücadeleyle ne kadar sık karşılaşırsak o kadar cesur oluruz.
Kaygılar arasında bocalayan bir zihin bir şeyler almaya elverişli değildir, tıka basa dolmuş gibi geri çıkarır her şeyi.
Mutlu yaşam, tutku ve korku üzerinde mantığın ve düşüncenin elde ettiği bir zaferdir.
Soysuz güzellik, kokusuz menekşe gibidir.
İyi işleyen bir beyin, bir imparatorluğa sahip demektir.
Kader, vermediğini geri alamaz.
Hepimiz yaşamın kısalığından söz ederiz de, boş geçen zamanlarımızı nasıl kullanacağımızı bilemeyiz!
Onca elin alkış tuttuğu sirkler bizi ahlaksızlığa teşvik eder.