Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Romeo ve Juliet Replikleri

Sayfa İçeriği: Romeo ve Juliet Replikleri, Romeo ve Juliet Replikleri Kısa, Romeo ve Juliet Replikleri Türkçe, Romeo ve Juliet Replikleri Twitter, Romeo ve Juliet Replikleri Tamamı, Romeo ve Juliet Replikleri Facebook

William Shakespeare kitabının karakterlerinden olan Romeo ve Juliet'in en güzel Repliklerini bir araya getirdik. Sizler de hoşunuza giden Romeo ve Juliet Repliklerini sosyal medya hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz.

Romeo ve Juliet Replikleri

Editörün Seçimi: Kardeşlik sözlerde biten bir cümle değil kalpte atan bir sevgi çemberi olmalıdır.


 ROMEO
Günah dudaklarımdan mu geçti?
Tatlı bir dürtüyle işlenen bir günah!
Ver bana günahımı geri.
(Tekrar öper.)
JULIET
Kitabına uydurup öpüyorsunuz beni.


Romeo: Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde. Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde: Bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim.


JULİET
Binlerce kez iyi geceler sana!
ROMEO
Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa.


Hiç yemin etme. İlle de edeceksen, O tanrı bilip tapındığım, sevimli varlığın üstüne yemin et.


“Dans hafif ayakkabı ister. Benim ruhum kurşun gibi ağır.”


Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar. Ölümleri olur zaferleri, Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.


Ölçülü yas sevgiyi gösterir.
Ölçüsüz yas ise akılsızlığa işarettir.


Yarayla alay eder, yaralanmamış olan.


Büyük engellerde bulur, büyük hazzı insan.


Ah,uzaktan nazik görünen aşk
Nasıl da acımasız ve kaba denendiğinde!


Yarın beni ararsan mezarımda bulursun. İnanın ki, bu dünyada işim kalmadı artık.


Bak nasıl dayıyor yanağını eline!
Ah şu elin giydiği bir eldiven olaydım da,
dokunaydım o yanağa!


Yeryüzünde yaşayan en zararlı şey bile, özel bir yarar taşır bu yeryüzüne. En yararlı şey bile yanlış kullanılırsa yok edip doğru sonucu ulaşır zarara. Kullanmayı bilmezsen, iyi döner kötüye, kötü de bazen yücelir erdemmiş gibi. Şu minik çiçeğin taze filizlerinde zehir de var, ilaç da. Koklanırsa, dinçlik verir her yerine insanın; tadılırsa, durdurur yüreği.


Ah Juliet.. Neden böyle güzelsin ha? Yoksa ele avuca sığmayan ölüm mü aşık oldu sana? İnanayım mı o iğrenç canavarın bu karanlıkta sevgilisi olasın diye seni sakladığına? İşte bundan korktuğum için.. sonsuza dek yanında kalacağım…


Aşk yardım etti, aramamı fısıldayarak; o bana akıl verdi, ona göz oldum ben de. Denizci değilim ama uzak denizlerde yıkanan Uçsuz bucaksız kıyılar kadar uzak olsan da sen sana ulaşmak için açılırdım denizlere.


Kölen olmuşum senin, elden başka ne gelir, el pençe divanım ben arzuna, buyruğuna; geçirdiğim saatler baştan başa bir hiçtir, sen istemezsen eğer hizmetlerim boşuna.


Ey doğru sözlü eczacı! Gerçekten çabuk etkiliyor ilaçların. İşte ölüyorum, bir öpücükle…


"Ah, uzaktan nazik görünen aşk,
Nasıl da acımasız ve kaba denendiğinde..."


Yara ile alay eder yaralanmayan kimse.


Denizler gibi derin sana olan sevgim.
Sana ne kadar verirsem, o kadar çoğalıyor bende kalan,
Sonsuz çünkü ikisi de.


Acı geldi mi tek tek değil, cümbür cemaat gelir.


Olması gereken olur.


Ölüm mü aşık oldu sana; inanayım mı onun bu karanlıkta Sevgilisi olasın diye seni sakladığını?


Ah Romeo, sevgilin açsa da günebakan gibi yeseydin sen de yemişini!


Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde. Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde: Bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim.


Ah! Tarla kuşuydu, Juliet! Ve bunu hiç düşünmemişti Romeo… Gün battıktan sonra sabahı beklemek, nereye konacağımı hiç bilmeden… Sabah çekip gitmek… Lanet ve lanet üstüne yine lanet.


Şu pencereden süzülen ışık da ne?
Orası doğu, Juliet de güneşi!
Yüksel, ey güneş, Öldür şu kıskanç ayı,
Nasılda sararıp soluvermiş kederden
Sen ondan çok daha güzelsin diye Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan.
Sayrılı ve toydur bakirelik giysisi Soytarılar giyer bunu ancak.
Çıkar bu giysileri!
Kadınım benim, sevgilim benim. Ah bilseydi sevgilim olduğunu.


En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir, Onun için ölçülü sevmeli.


Öğrenci nasıl ayrılırsa kitaplarından, Öyle koşar seven sevdiğine;
Okula nasıl giderse öğrenciler, Öyle ayrılır seven sevdiğinden


Öyleyse ver bana günahımı geri.?
Savaşır gözlerimle gönlüm öldüresiye
Senin güzelliğinin ganimeti yüzünden:
Gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye,
Gönlüm ister gözüme pay vermemek yüzünden.
Gönlüm bildirir senin orada yattığını
Öyle bir hücredeki giremez billur gözler;
Gözüm inkara kalkar gönlün anlattığını,
Güzel yüzünün ona sığındığını söyler.
Gönlü dinleyip karar vermek için toplanır
Düşünceler kurulu:soruşturur hakçası
Kurulun yargısıyla bir karara bağlanır
Seven gözün payıyla duyan gönlün parçası..


Yarayla alay eder hiç yara almayan!


Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
Yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan:
Biz dönünceye dek siz parıldayın diye.
Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;
Utandırırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı,
Gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı.


Aramak boşuna bulunmak istemeyeni


Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek?


Yürekten mi söylüyorsun bu sözleri?
Hem yürekten, hem candan


Romeo: Senin dudakIarınIa, dudakIarım günahtan arındı.
Juliet: ÖyIeyse şimdi günah dudakIarımda kaIdı.


Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar.Ölümleri olur zaferleri.Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.En tatlı bal bile tatlandıkça bıkkınlık verir;aynı tat isteği,iştahı köreltir. Onun için ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin.


En tatlı bal bile tadıla tadıla bıkkınlık verir, aynı lezzet iştahı köreltir. Onun için ölçülü sev de, uzun sürsün sevgin.


Adın ne değeri var? Şu gülün adı değişse bile kokmaz mı aynı güzellikte?


Yara ile alay eder yaralanmayan kimse.


Öğrenci nasıl ayrılırsa kitaplarından, öyle koşar seven sevdiğine; okula nasıl giderse öğrenciler, öyle ayrılır seven sevdiğinden.


En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir, onun için ölçülü sevmeli.


Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. Ölüm olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.


Biricik sevgim, biricik nefretimden doğdu! Erken görüp tanımadığım, tanımakta geç kaldığım; Tiksinilen düşmanı birden sevmemle, Harika bir sevgi doğdu böyle.


Ah! Tarla kuşuydu, Juliet! Ve bunu hiç düşünmemişti Romeo… Gün battıktan sonra sabahı beklemek, nereye konacağımı hiç bilmeden… Sabah çekip gitmek… Lanet ve lanet üstüne yine lanet.


Gel de öğret bana,
Nasıl kaybedilir.


Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederden
Sen ondan çok daha güzelsin diye.


Sevgilimden güzel biri ha! Her şeyi gören güneş
Onun benzerini görmedi dünya yaratılalı beri.


En tatlı bal bile tadıla tadıla bıkkınlık verir, aynı lezzet iştahı köreltir. Onun için ölçülü sev de, uzun sürsün sevgin.


Kızmak, yerinde duramamaktır yiğitlik ise, durup dayanmaktır.


... aç gözlerini! Yoksa ben de ölürüm seninle.


Aramak boşuna bulunmak istemeyeni.


Gözler bakmak için yaratılmış, varsın baksınlar; kimsenin keyfi için yerimden kımıldamam ben.


Ben gelemem nolur sen git, ben gelemem git!!!Bu da ne ?Canım sevgilimin avucunda bir şişe! Demek ki,zehirden sevgilimin bu vakitsiz ölumu. Cimri! Hepsini içmiş;bir damla bile bırakmadın demek kavuşabilmem için sana? Öyleyse dudakIarından öperim, belki bir parça zehir kalmıştır dudaklarında, bir zamanlar hayat veren dudakların bu kez son versin hayatıma.


Hayır, daha çok tehlike saklıdır senin gözlerinde Onların yirmi kılıcından! Tatlı bak yeter;Korur beni onların düşmanlığına karşı.


Ey gözler, son kez bakın! Ey kollar son kez kucaklayın! Ve siz, ey dudaklar, nefes kapıları, hakka uygun bir öpüşle mühürleyin aç gözlülümle yaptığım bu süresiz anlaşmayı!


Ey doğru sözlü eczacı! Gerçekten çabuk etkiliyor ilaçların. İşte ölüyorum, bir öpücükle…


Buradan sürülmek dünyadan sürülmek, Dünyadan sürülmekse ölüm.
”Sürgün” başka adıdır ölümün. Ölüme “sürgün” demek, Altın baltayla başımı kesmek, sonra öldüren vuruşa gülümsemek.


Sevgilim, şu meyve ağaçlarını gümüşleyen, Kutsal ay üzerine yemin ederim ki…
– Yemin etme ay üstüne sakın, Yörüngesinde her gece yön değiştiren ay gibi, Değişken olur sonra senin de aşkın.
– Ne üstüne yemin edeyim?
Hiç yemin etme. İlle de edeceksen, O tanrı bilip tapındığım, sevimli varlığın üstüne yemin et.


Aşkın hafif kanatlarıyla aştım bu duvarları, Durduramaz sevgiyi taş sınırlar.


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz