Sayfa İçeriği: Reşat Nuri Güntekin Sözleri, Güzel Reşat Nuri Güntekin Sözleri, Anlamlı Reşat Nuri Güntekin Sözleri, Reşat Nuri Güntekin Sözleri Twitter, Reşat Nuri Güntekin Aşk Sözleri, Reşat Nuri Güntekin Sözleri Kısa
1965 yılında aramızdan göçen en iyi roman yazarlarımızdan olan Reşat Nuri Güntekin'i saygı ve sevgi ile anıyoruz. Reşat Nuri Güntekin sözleri sizler ile için derledik. Hoşunuza giden sözleri sosyal hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz.
Editör Seçimi: İnsan, birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi birşey oluyor.
Çünkü insan daima sevdiğiyle sınanır.
Acımak bir süre sonra hissizleştiriyor insanı.
”İnsanlarda iyilik asıldır.”
Filozofların, şairlerin, yazı yazarken burunlarını kaşımak, çenelerinin derilerini çekiştirmek gibi garip garip huylan vardır ya... Kalemi ısırmak ve saçlarımı gözlerimin üstüne dağıtmak da benim düşüncelere
daldığıma alâmettir. Bereket versin benim düşünce saatlerim çok nadirdir. Çünkü o takdirde hayatım -masallardaki meşhur çarşamba karısı ve ocak anasının hayatı gibi- karmakarışık bir saç kümesi içinde
geçecekti. Aradan seneler geçti. Yabancı bir şehirde, yabancı bir otel odasında, sırf bitip tükenmeyecek gibi görünen bir gecenin yalnızlığına karşı koymak için hatıralarımı yazmaya başladığım bu saatte, bir elim yine aynı küçük çocuk tavrıyla saçlarımı çekiştiriyor, gözlerimin üstüne indirmeye uğraşıyor. Bunun sebebine gelince, öyle sanıyorum ki, ben etrafındaki hayata pek fazla kendini kapıp koyveren, hafif ve dikkatsiz bir çocuktum. Besbelli sıkı zamanlarda kendi kendimle, kendi fikirlerimle yalnız kalmak için gözlerimle dünya arasında, bu saçlardan bir perde koymaya çalışıyordum. Kalem sapını kebap şişi gibi dişlerimin arasında çevirmeye gelince, onun hikmetini doğrusu kendim de pek anlamadım. Bütün bildiğim, dudaklarımdan mor mürekkep lekelerinin eksik olmadığı ve bir genç kız hali alır gibi olduğum bir yaşta, beni bir gün mektepte ziyarete gelen birisinin karşısına adeta bıyık çekmiş gibi çıkarak yerin dibine geçtiğimdir.
Yürümeye başlamış fikirleri yollarından alıkoymak mümkün değildir.
Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım.
"Aynı duayı birbirinden habersiz eden iki insan,er ya da geç kavuşurlar."
Seyahatler adeta roman vakalarına benziyor, dedi. İnsan,yolda tesadüf ettiği insanlarla çabuk dost oluyor, sonra ayrılırken adeta acı duyuyor.
Acımak bir süre sonra hissizleştiriyor insanı.
Aynı duayı birbirinden habersiz eden iki insan, er ya da geç birbirlerine kavuşurlar.
" Daha o gün anlamıştım Feride; ben ömrümce seninle sınanacaktım.
Çünkü insan daima en sevdiğiyle sınanır.."
Saklamaya çalışma, nafile. Sevda, çocuk gözlerinden uyku gibi akıyor.
Ne arsız gönlüm var benim? Etrafımdaki insanları ne kadar çabuk seviyorum.
Günümün birkaç saatini kitaplara verdim. Okurken başka bir dünyaya girer bütün dertlerimi unuturdum.
Ne bileyim, insan kalbi, öyle anlaşılmaz bir şey ki!..
İnsan ruhu ne anlaşılmaz bir muamma?
Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım.
Siz beni insanlıktan, saffetten, samimiyetten, sevdadan iğrendirdiniz.
Bir zehri insan, bir kere yutmalı, ya ölür ya kurtulur.
Yaşamak hakikaten doyulmayacak kadar tatlı bir şey.
”İhtiyarlar, çocuk gibi inatçı oluyorlar.”
”Çok sevmek yetmez mühim olan güzel sevmek.”
”Düşmesini istemeyen, zamana ayak uydurmasını bilmeliydi.”
”En eski tarihlerden beri din, daima zulme ve fesada alet olmuştur.”
"Bu, daima söylediğiniz gibi, bir gönül eğlencesi. Ne ehemmiyeti var Kenan Bey. Birkaç damla gözyaşını ıstırap mı sayacağız. Bu gece keman çalmayı unutmazsınız değil mi? Son defa ninnimi dinleyerek uyumak istiyorum. "
Temiz bir isim, bir miktar dünyalıkla beraber olursa âlâ; fakat züğürt evlatlarda ancak bir, nihayet iki göbek dayanabilir.
"İnsanlar, bilmem bu hareketime ne der? Herhalde ben insanların hakkımda söyleyeceği, düşüneceği şeylere çoktan tükürmüş bir adamım."
"Kanun bana damga vurdu. Namuslu insanların arasından sürüp çıkardı. Bütün sevdiklerimin yabancısı oldum. Bu gece,bu serseriler arasında geçirdiğim iki saat, bana anlaşılmaz bir sükun ve kuvvet verdi.Acaba ben,sahiden bu alemin adamı mı oldum?Bilmiyorum.Fakat, muhakkak olan şu ki:insan,kimin yanında yüz karası yoksa,kimin yüzüne çekinmeden bakarsa,kendini ona yakın buluyor..."
Hiçbir şey maziyi musiki parçaları kadar kuvvetle canlandırmıyor.
İnsan ancak kaybettiği yahut kaybetmek üzere olduğu şeyleri böyle birdenbire sevmeye başlar.
Hiç bir kadın bu kadar derin bir duygu ve ihtiyaç ile sevilmemiş, aranmamış ve düşünülmemiştir.
Fakat yüreğimdeki gizli yaralar vücudumdakilerden çok daha derindi.
İnsan için, her şeyi söylerler. Ne çıkar? Elverir ki, vicdanı temiz olsun.
Onun fikrinde insanlar, yalnız yaptıkları işten, düşündükleri şeyden değil, gördükleri rüyadan bile mesuldürler.
Hakikatte annecikler altın sarısı ve gök mavisinden başka renklerde de olabilirlerdi.
Elemlerde bir gizli şefkat var gibidir. Şikâyet etmeyenlere, kendini güler yüzle karşılayanlara daha az zalim olurlar.
Derler ki; aşk, birine seni yok etme kudreti verip, bunu kullanmama hususunda ona itimat etmekmiş.
"Ne arsız gönlüm var benim?Etrafımdaki insanları ne kadar çabuk seviyorum."
Sevmek denen şeyin rolü bu kadar insanı yakıp titretecek bir şey olursa kendisi kim bilir neydi?"Reşat Nuri Güntekin
"Hatıraların en güzeli en eskileriydi."
"Biz,iki yıldız kadar birbirimize uzağız."
"Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım."
Manzaralar, çehreler, hatıralar insandan uzaklaştığı nispette güzelleşir, şairaneleşir; türlü bulutlara, sislere, renklere bürünür.
En eski tarihlerden beri din, daima zulme ve fesada alet olmuştur.
Saadeti saklamak, derdi saklamaktan çok daha güç.
Akşam oldu mu şehir, bir kocaman kabristana dönüyor, yüreklere bir kasvettir çöküyor.
Halis muhabbet kavgasız, gürültüsüz olmaz derler.
Hokkabazın yumurtasında olduğu gibi, sözlerde de meseleler iç içedir.
Bir zehri insan, bir kere yutmalı, ya ölür ya kurtulur.
Sen yine de bir parça benimdin, ben bütün ruhumla senin.
Sarı insanların hepsi vefasız oluyor, hepsi insanı başka türlü üzüyor.
"Vicdanımın sesini daima dinleyeceğim."
Yara sıcakken acımaz.
Annemin hatırası sade bugün değil, her zaman beni zehirleyecek... Ne zaman çoluk çocuğumla sıcak bir odada güzel bir sofra başında yemek yesem, onun soğuk mutfaklarda ayak üstü soğan, ekmek yediğini göreceğim. Lokmalarım boğazıma dizilecek.
Binaenaleyh mutlaka mesut olacağım.
“Öyle icap etti... Hayattır bu...
Haritada her şey yazar... Sonu iyi olacak inşallah...”
Dünyada, bir parça iyilik edebilmekten daha güzel bir şey olmuyor.
Evet, bu uçsuz bucaksız yolda ne kadar ilerlerseniz dönüp dolaşıp hep aynı yere varacaksınız.
Fakat yüreğimdeki gizli yaralar vücudumdakilerden çok daha derindi.
Onun fikrinde insanlar, yalnız yaptıkları işten, düşündükleri şeyden değil, gördükleri rüyadan bile mesuldürler.
”Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım.”
”Evimdeki yalnızlıktan nasıl korktumsa içimdeki yalnızlıktan da öyle korkuyorum.”
”İnsan ancak kaybettiği yahut kaybetmek üzere olduğu şeyleri böyle birdenbire sevmeye başlar.”
”Onun fikrinde insanlar, yalnız yaptıkları işten, düşündükleri şeyden değil, gördükleri rüyadan bile mesuldürler.”
Çok sevmek yetmez mühim olan güzel sevmek.
Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım.
Sen yine de bir parça benimdin, ben bütün ruhumla senin.
Siz beni insanlıktan, saffetten, samimiyetten, sevdadan iğrendirdiniz.
Bir zehri insan, bir kere yutmalı, ya ölür ya kurtulur.
"Yalanla,reklâmla kazanılmış haksız şöhretlerin ne feci yıkışları olduğunu bilecek kadar zeki idi."
"Dünyada zamanla yıpranmayan,kuvvetini kaybetmeyen hiçbir şey yok."
Galip insanlar için iyi ve merhametli olmak ne kolay ve şık bir jesttir.
İnsan için, her şeyi söylerler… Ne çıkar? Elverir ki, vicdanı temiz olsun…
Sevenler sevdikleriyle beraber geçirdikleri en mesut saatlerin farkında olmazlar. Daima daha büyük saadetler getirecek bir yarın ümit ederler.
Bir hayale esir olan insanlar delilerin en büyükleridir.
Hiç bir kadın bu kadar derin bir duygu ve ihtiyaç ile sevilmemiş, aranmamış ve düşünülmemiştir.
İnsan için, her şeyi söylerler. Ne çıkar? Elverir ki, vicdanı temiz olsun.
Mektepteyken hayallerimiz olmayacak rüyalarla doludur. Sonra hayat birer birer onların icaplarına bakar.