Sayfa İçeriği: Peter Kropotkin Sözleri, Pyotr Kropotkin Sözleri, Peter Kropotkin Sözleri 2019, En Güzel Peter Kropotkin Sözleri, Anlamlı Peter Kropotkin Sözleri, Peter Kropotkin Sözleri Kısa, Peter Kropotkin Sözleri Tumblr
Yaptığı çalışmalar ile önemli bir isim olan bilim adamı Peter Kropotkin Sözlerini hazırladık sizler için. Twitter, Facebook ve diğer sosyal medya hesaplarınızdan sizler de En Güzel Peter Kropotkin Sözlerini paylaşabilirsiniz.
Editörün Seçimi: Ahlakçıların hep uygulamak istediklerini o hakkı reddediyoruz, tek tek bireyleri bir ideal adına sakatlamayı. (Peter Kropotkin)
"İyi olan birey için değil, tüm ırk için güzel ve iyi olandır."
Yalnızca itaat edenler yollarını kendi başlarına arayanlardan daha sık yanılır. / Peter Kropotkin
YaInızca yok etmek yetmez.
Zenginlerin refahı fakirin sefaleti ile dengelenecekse bu gasba son vermek emeğin hem hakkı hem de ödevi. / Peter Kropotkin
Sevgi ve nefret birbirinden ayrılamaz; çünkü yalnızca nefret etmeyi bilenler sevmeyi bilir.
Mücadele et! Mücadele ne kadar canlı olursa, yaşam da o kadar yoğun olacaktır.
"Her birimizin mutluluğu etrafındaki herkesin mutluluğuna sıkı sıkıya bağlıdır. Başkalarının kötülüğü üzerinde yükselen bir toplumda, raslantı sonucu, birkaç yıl görece mutlu olunabilir, ama bu mutluluk, kumdan şatolar gibi yıkılır, devam edemez, en küçük şey bile onu parçalamaya yeter; ve eşit insanların toplumundaki olası mutluluk ile karşılaştırıldığında acınacak derecede küçüktür. Bu yüzden, herkesin iyiliğini hedeflediğin her seferinde, doğru davranırsın."
"Yönetilmek istemiyoruz.Ama bununla, kimseyi yönetmek istemediğimizi de ilân etmiş olmuyor muyuz? Aldatılmak istemiyoruz, bize daima gerçeklerden başka bir şey söylenmesin istiyoruz. Ama bununla, her zaman gerçeği, yalnızca gerçeği, bütün gerçeği söyleyeceğimizi de ilân etmiş olmuyor muyuz? Emeğimizin meyvelerinin çalınmasını istemiyoruz, ama bununla, başkalarının emeğinin ürününe saygı duyacağımızı da ilân etmiyor muyuz?
Gerçekten de, başkalarına çok farklı biçimde davranma hakkını kendimizde görürken, hangi hakla bize belli bir tarzda davranılmasını isteyebiliriz ?"
Bütün hayvan topluluklarında dayanışma duygusu var olma savaşından çok daha önemli bir doğa yasasıdır. / Peter Kropotkin
İdealimizi birdenbire gerçekleştiremeyecek olmamız pek de umrumuzda değil. / Peter Kropotkin
Yasalar adalet duygusunu geliştirmemiştir, onu mahvetmiştir. / Peter Kropotkin
British museum'daki kütüphane memuru okuyucuya toplum için o güne dek neler yapmış olduğunu sormaz, ona sadece istediği kitapları verir. / Peter Kropotkin
İnsanların, yönetimsiz kalırlarsa birbirlerini yiyip bitireceklerine inananlara diyoruz ki: tıpkı sürgüne giderken zavallı kullarım bensiz ne yapacaklar? Diyen o krala benziyorsunuz. / Peter Kropotkin
Özgürlüğün tehlikelerinden ve karanlık yönlerinden korkmamalıyız. / Peter Kropotkin
Biz ki caniyiz! Herkes için ekmek, iş ve her türIü bağımsızIık ve adaIeti istiyoruz.
Biz anarşistIer bizi çevreIeyen on yargıIar ormanına baItayı vuruyoruz.
Ancak hiçbir şey yapmayan insan hata yapmaz.
Herşeye kadir oIandan birşeyIer istenmekte, eskiden bu tanrı idi, günümüzde devIet.
Ancak hiçbir şey yapmayan insan hata yapmaz. / Peter Kropotkin
Tembeller tarih yapamaz: Tarihe boyun eğerler! / Peter Kropotkin
Milyonlarca köylünün, vergi verme dışında devlet hakkında hiçbir şey bilmeden yaşayıp öldüklerini ta Balzac saptamıştır.
Yönetici sınıflar bizlere çalışma özgürlüğü sözü vermişlerdi... bizleri fabrikanın, patronun, ustabaşının köleleri yaptılar; herkes için öğrenim vaat etmişlerdi... bizleri kendi kendimizi yetiştirme olanaksızlığı seviyesine düşürdüler; siyasi özgürlük vaat ettiler... bizleri savaşlara, bitip tükenmez savaşlara sürüklediler.
"Zevk elde etmeye çalışmak, acıdan kaçınmak organik dünyanın genel gerçeğidir. Hatta yaşamın özü budur."
Satmak, her zaman, alıcıyı az ya da çok soymaktır.
Nereden, ne kadar örnek alırsanız alın, sonuç değişmez. Küçük ya da büyük servetlerin oluşması üzerine, bunların kökenlerinde yatan şey üzerine düşünün: ticaret, banka operasyonları, sanayi ya da toprak sahipliği... Bunların hepsinde göreceğiniz şey, birilerinin zenginliğinin birilerinin yoksulluğuna dayanıyor olmasıdır.
Yürekli insan başkalarına zarar vermektense ölmeyi tercih eder.
Bir gün işgalden yana olursam öldür beni!
"Hayâl gücünüz ne kadar güçlüyse, acı çektirilen bir varlığın hissettiklerini o kadar iyi hayâl edebilirsiniz ve ahlâk duygunuz da daha yoğun, daha yüksek nitelikli olur.Kendinizi bu diğer bireyin yerine koymaya çalıştıkça, kurbanı olduğu haksızlığı daha çok hissedersiniz, hakareti ya da haksızlığı engellemek için harekete geçmeye daha çok itilirsiniz.Ve koşullara göre, ya da düşüncenizin ve hayâl gücünüzün sizi ittiği yönde davranmaya ne kadar alırşırsanız, siz de bu ahlâk duygusu o kadar çok büyüyecek, ardından alışkanlık hâline gelecektir."
Ve etrafınızı kuşatan koşullara göre, ya da düşüncenizin ve hayal gücünüzün yoğunluğuna göre, düşüncenizin ve hayal gücünüzün sizi ittiği yönde davranmaya ne kadar alışırsanız, sizde bu ahlak duygusu o kadar çok büyüyecek,ardından alışkanlık haline gelecektir.
Büyük insanların biyografilerini okuduğumuzda aralarında "tembel" olarak nitelendirilenlerin hiç de az olmadığını görüp şaşmıyor muyuz? Evet, asıl yollarını bulana dek "tembel"dirler bunlar, ama bulduktan sonra, tam tersine, müthiş çalışkandırlar.
Kant'ın etik maksimi. "Sana nasıl davranılsın istiyorsan öyle davran" der ve devam eder:"Öyle bir ilkeye göre davran ki, davranışının insanlık için evrensel bir yasa olmasını dileyebilsin."
İnsan büyük bir sevinç duyduğunda , başkalarına varolduğunu, hissettiğini, sevdiğini, yaşadığını, savaştığını, mücadale ettiğini bildirmek ister.
Daha ilkokuldan başlayarak ezilen, yetişkinlik çağlarında geçmişin kölesi olan ve ölene dek bu durumları süren bizler, düşünmek denen şeyi neredeyse hiç bilmiyoruz.
Yarım önlemler kimseyi tatmin etmeyeceği gibi toplumda derin bir sarsıntı yaratır. Yaşamın normal akışını bozar ; bütün yarı önlemler ölü doğdukları içinde toplumda genel bir hoşnutsuzluk yaratmaktan ve gericiliğin zaferini kaçınılmazlaştırmaktan başka bir işe yaramaz.
Mandeville, ahlak denilen alışkanlıkların nasıl iki yüzlü bir maskeden başka şey olmadığını; geçerli ahlak kuralının egemenliği altında olduğuna inanılan tutkuların, tam tersine, özellikle bu kuralın sınırlamaları nedeniyle nasıl çok daha kötü bir yönelime girdiğini gösteriyordu.
Herşeye kadir olandan birşeyler istenmekte, eskiden bu tanrı idi, günümüzde devlet. / Peter Kropotkin
Eşitlik, anarşinin kendisidir. Başkalarının saflığından yararlanma hakkını kendinde gören Beyaz Kemik'in canı cehenneme!
İnsan soyunda olduğu kadar hayvanlar âleminde de her zaman bulunan, her zaman varolan ama çoğu kimsenin anlayamadığı şey, bireyin iyiliği ile türün iyiliğinin özünde aynı şey olduğudur. Yoğun bir hayat yaşamak her bireyin amacı olduğundan, bireyin en büyük yaşam yoğunluğunu en büyük toplumsallıkta, etrafındakilerle en mükemmel özdeşlikte bulduğunu anlayamıyorlar.
İncil istediği için mi ahlaklı olmalıyım? Ama İncil, Babil ve Yahudi geleneklerinin bir araya getirilmesinden başka bir şey değildir. Homeros'un lirik şiirlerinde olduğu ya da Bask lirik şiirleri veya Moğol söylencelerinde yapılageldiği gibi, biraraya getirilmiş gelenekler! Öyleyse, Doğu'nun yarı-barbar halklarının düşünce düzeyine mi geri dönmeliyim?
Bugün düzen (düzenden anladıkları), bir avuç tembelin en iğrenç tutkularının tatmini, hazlarının ve şatafatın [lüksün] sağlanması için çalışan insanlığın onda dokuzunun yoksunluğudur.
Devrim bir yola girsin açlık konusunu nasılsa çözümler. Tehlike burada değil zihinsel korkaklıkta, önyargılı olmada ve yarım yamalak önlemlerle yetinmededir.
Ve nihayet halk yaşamını betimlemeye kalkmadan önce o yaşamın içine dalmak gerekir.
İnsanları kesinlikle özgür bırakın ; onları sakatlamayın -dinciler bunu yeterince yaptı. İnsanların tutkularından bile çekinmeyin : Tutkular , özgür bir toplumda hiçbir tehlike oluşturmaz. Yeter ki siz kendiniz özgürlüğünüzden vazgeçmeyin; yeter ki siz , başkalarının sizi köleleştirmesine izin vermeyin.
Her şey ya patronların, ya toprak sahiplerinin; işçiye kalansa, ya onların dayattığı koşullara boyun eğmek, ya da açlıktan ölmek!
“Koşullarla uzlaşmak istemiyoruz. Onlara başkaldırıyoruz. Koşullar bizim üzerimizde ağırlık oluşturuyor, bizi devrimcileştiriyorlar. Bizi isyana yönelten şeye uyum sağlamayız!”
Zaman, kırlara tarlalara yönelme zamanı ! Temiz hava canımıza can, gücümüze güç katsın ! Doğanın diriliğiyle, tazeliğiyle dolsun içimiz; karanlık havasız işliklerde, viran işçi semtlerinde unuttuğumuz yaşama sevincini yeniden keşfedelim !
Nasıl yitmesin: Her bireysel zevk, artistik yöneliş sanatsal sezgi ezilirse gelişme mümkün değildir.
Daha ilkokuldan başlayarak ezilen, yetişkinlik çağlarında geçmişin kölesi olan ve ölene dek bu durumları süren bizler, düşünmek denen şeyi neredeyse hiç bilmiyoruz.
Ve nihayet halk yaşamını betimlemeye kalkmadan önce o yaşamın içine dalmak gerekir.