Sayfa İçeriği: Paul Auster Sözleri, Paul Auster Sözleri Facebook, Paul Auster Sözleri Facebook, Paul Auster Sözleri 2019, Özlü Paul Auster Sözleri, Paul Auster Sözleri Kısa, Paul Auster Sözleri Twitter
Amerikan asıllı yazar olan 1947 doğumlu Paul Auster Sözlerinin en güzellerini sizler ile buluşturuyoruz. Sizler de Facebook, İnstagram ve diğer sosyal medya hesaplarınızdan Özlü Paul Auster Sözlerini paylaşabilirsiniz.
Editörün Seçimi: Ber 4 kişiyim; 1 ben, 2 içimdeki, 3 aynadaki, 4 kalbimdeki. Ben'i geç, içimdeki zaten deli, kır aynadakini. Ya kalbimdeki ? (Paul Auster)
Herkes kendi yaşamının yazarıdır.
Hayatı gözyaşlarınla ödüllendireceğine, gülüşünle cezalandır.
Aslında çok konuşan kadın yoktur. Karşıdaki hiç bir şey anlamadığı için açıklama yapmak zorunda kalan kadın vardır.
"Paul, sana söylemek istediğim bir şey var. Elli yedi yaşındayken kendimi yaşlı hissederdim. Şimdi yetmiş dördümde kendimi o zamankinden daha genç hissediyorum."
Unutma; ciddiye al ama kapılma. Dalga geç ama kırma. Sahip ol bu hayatta, asla ait olma.
Aramayacaksın kimseyi, olması gerekenler zaten yanında... Ve yanında olmayıp gidenler; ne aklında olmalı ne umurunda
"İnsan iki şeyi unutamaz,sevdiğini ve onun yokluğunu.İki şeyi de asla saklayamaz;sarhoşluğu ve aşık olduğunu."
Ayrıntıları sorma bana. Anlattıklarım yeter. Yeter de artar bile. Senin ne düşündüğünü bilmiyorum, ama gerçek sorun acımasızlık değil asla. Burada en kolay parçalanan şey insanın yüreğidir.
“Kitaplar onları okuyanlara sadece keyif ve mutluluk verir, insanların kendilerini yaşama ve birbirlerine daha bağlı hissetmelerini sağlardı…”
...istediğiniz şey ne kadar büyükse karşılığında ödemeniz gereken bedel de o kadar büyük olur.
Bir insanı neden sevdiğiniz sorusuna cevap bulamıyorsanız, onu gerçekten seviyorsunuzdur.
İnsanın iyi gününde kötü gününde yanında olmayanlar arkadaşlarını unutmalı ve aklından çıkarmalıdır. İnsanın hayatında olması gerekenler zaten yanı başındadır, o yüzdendir ki yanında olmayıp gidenleri takmamak gerekir.
Ailem hakkında söylenecek fazla bir şey yok. Az kişi vardı, çoğu da uzun zaman ortalıkta görünmezdi.
Öyle sanıyorum ki mutlu olacağım yer hep bulunmadığım yer olacaktır ya da daha açık söylemek gerekirse; bulunmadığım yer, kendim olduğum yerdir.
İnsanın eline bir sürü fırsat geçiyor, ama sonra kendini yaşamın akışına kaptırıyorsun ve kendi başına sürüklenip gidiyorsun.
"Çevrede görülen her şey insanı yaralayabiliyor, insanı küçültebiliyor. Bir şeyi görmekle, yalnızca görmekle, bir parçanı kaybediyorsun sanki."
Bir bakıyorsun, hayatta yapmam, dediğin şeyin başrolündesin.
Hayallerinin peşinden koş, bir gün mutlaka yorulacaklardır.
Makyajın amacı, güzelliği göstermektir; ama çok makyajın amacı, yüzünü gizlemektir.
Bir kadının ne dediğine değil, ne demek istediğine kulak ver. Çünkü onlar, kimse kırılmasın diye bazı şeyleri söylemezler.
Bil ki düşmek değildir insanları üzen… Elinden tutar gibi yapıp aslında itenlerdir insanı hayata küstüren.
Bazen tüm bağları koparıp gitme cesaretini buluyorum kendimde. İşte o an, keşke nereye gideceğimi bilsem ! giderim herhalde.
Ben 4 kişiyim: 1 ben, 2 içimdeki, 3 aynadaki, 4 kalbimdeki.. Ben'i geç, içimdeki zaten deli, kır aynadakini.. Ya kalbimdeki ?
Biliyorum ki düşmek değildir insanları üzen.. Elinden tutar gibi yapıp aslında itenlerdir insanı hayata küstüren.
Bir güzellik yap kendine.. Sadece sahip olduklarını düşün, mutlu ol onlarla. Sahip olmadıkların üzülsün seninle olamadıklarına.
Bir kadının canı yandığında, bir erkeğin başı belaya girmek üzeredir.
İyi uyudunuz mu, diye sorar, kadın.
Emin değilm, diye cevap verir, bay Boş. Dürüstçe söylemek gerekirse, uyuyup uyumadığımı hatırlayamıyorum.
Bu güzel. demek ki, tedavi cevap veriyor.
Hayatın en hüzünlü anı,deli gibi sevdiğin insanın buna değmediğini gördüğün andır.Ve en büyük kaybın ona harcadığın zamandır.
Aslında sorulmalı senin için ölürüm deyin sevgiliye. Sen benim için ölürsen ben kimin için yaşayacağım diye.
Sen istersen eğer, geçmiş unutulabilir; ama yaptığın her seçimde bir daha düşün:Çünkü gelecek, geçmiş kadar insaflı olmayabilir.
Bazen tüm bağları koparıp gitme cesaretini buluyorum kendimde. İşte o an, keşke nereye gideceğimi bilsem giderim herhalde.
Bir defa aldatan kişiyi affedersen, seni yine kullanır; çünkü ihanet bir ruh hali değil, karakterin dökülüş biçimidir.
"Bir kadının ne dediğine değil,ne demek istediğine kulak ver.Çünki onlar,kimse kırılmasın diye bazı şeyleri söylemezler."
"Okumak benim için kaçış,huzur,avuntu, ve bir seçim yapma coşkusuydu,salt okumanın verdiği hazzı,keyfi tatmak,bir yazarın sözcükleri kafanızın içinde yankınırken sizi kuşatan o güzelim dinginliği duymak için okumak..."
"Zamanla öğrendim ki biri yas tutarken, bir şey söylemektense hiçbir şey söylememek çoğu zaman daha iyidir."
Bir adamın yüreğini dünyaya açmasını yalnızca karanlık sağalayabilir; olan biten hakkında düşünmeye başladığımda her yanımı saransa yalnızca karanlık.
Bir kadının ne dediğine değil, ne demek istediğine kulak ver. Çünkü onlar, kimse kırlmasın diye bazı şeyleri söylemezler.
Birisini unutmak zorundaysanız, bunu sindire sindire yapın. Çünkü aklın zamansız öldürdükleri, yürekte amansız dirilir.
Gerçek daima hayal edebildiğimizin çok daha ilerisindedir.
“Yıllar geçtikçe daha çok güçlenmiyoruz. Kederlerin ve acıların birikmesi, daha fazla kedere ve acıya katlanabilme kapasitemizi azaltıyor…”
“Geçmişte düşündüklerinizin bir yanılgıdan ibaret olduğunu kabullenmek zordur.”
“Dünya deliklerle doluydu, minicik anlamsız deliklerle, zihnin içinden geçebileceği minik yarıklarla…”
“… Para hiçbir zaman yalnızca para demek değildir. Para her zaman bir başka şeydir, her zaman daha başka şeyler demektir ve son sözü de hep o söyler.”
Birine veda, ötekine kavuşmadır.
Biri yüzünü göstermek istemiyorsa bir sırrı var demektir.
Boşlukta yer tutan bir insan gibi değildi, daha çok içine sızılması olanaksız insan biçiminde bir boşluk parçası. Çevresindeki dünya ona çarpıp geri dönüyor, vurup parçalanıyor, bazen de ona yapışıp kalıyordu ama asla onun içine sızamıyordu.
Kadın, doğası gereği zayıftır; ama acıya en çok o dayanır. Kadının direncini kıran tek şey; hayal ettiği erkeğin boş çıkmasıdır.
Her gün yüzlerce hayal kurarsın ve hiç biri gerçek olmaz; ama bir gün bir gerçek yaşarsın, hiçbir hayale sığmaz.
Asıl yalnızlık; yalnız hissetmenize sebep olan kişilerle yaşamak zorunda kalmanızdır.
Her gün az çok bir öncekinin eşiydi. Bugün düne benziyordu, yarın bugüne benzeyecekti ve gelecek hafta olacaklar bu hafta olanlara karışıp gidecekti.
"Bazen kendimi okuduğum kitaba öylesine kaptırırdım ki nerede olduğumu unutur, kendi tenimin içinden sıyrılmışım gibi gelirdi."
Kitap gizemli bir nesnedir, bir kez dünyada dolaşmaya başladı mı, her şey olabilir.
" Önemli olan hareket etmekti, bir ayağını ötekinin önüne koymak ve kendini bedeninin gidişine teslim etmekti. Amaçsızca dolaşınca her yer birbirinden farksız oluyor, nerede bulunduğunun önemi kalmıyordu."
İnsanın gelecekten hiçbir beklentisi yoksa ölse de fark etmez.
Bizim gücümüz sessizliğimizdeydi, bunu bozmayı da düşünmüyordum.
Yine de hikâyenin sona ermediğini biliyordum. Paris’te geçirdiğim son ay bana bunu öğretmişti ve yavaş yavaş bunu kabullenmeyi öğrenmiştim.
Hikâye sözcüklerde değil, mücadelede.
"İşte yoksunluk böyledir. Bir şeyin eksikliğini çekerken durup dinlenmeden onu arzularsınız. Ah bir sahip olsaydım ona, bütün sorunlarım çözülürdü diye düşünürsünüz. Ama bir de ona sahip olunca, arzuladığınız şey elinize verilince, bütün çekiciliğini yitirmeye başlar. Başka gereksinimler öne çıkar, başka istekler kendini hissettirir, sonunda başladığınız yere dönmüş olduğunuzu yavaş yavaş anlarsınız. "
Ne yaptığımızın hem farkındaydık hem de değilmişiz gibi yapıyorduk.
Artık insanları tanımak için zaman kaybetmiyorum; nasıl olsa onlar zamanı gelince kendilerini tanıtıyorlar.
Bu dünya beş para bile etmez, unutma. Kendini dünyalar kadar değerli sananlar ise kendi fiyatını belirliyor aslında.
Hiçbir zaman garantisi olmayan bir mutluluk için, Hayatınızda kalıcı olan şeyleri yok etmeyin. Çünkü tek üzülen siz olursunuz.
Bir adamın yüreğini dünyaya açmasını yalnızca karanlık sağlayabilir; olan biten hakkında düşünmeye başladığımda her yanımı saransa yalnızca karanlık.
Ayrıntıları sorma bana. Anlattıklarım yeter. Yeter de artar bile. Senin ne düşündüğünü bilmiyorum, ama gerçek sorun acımasızlık değil asla. Burada en kolay parçalanan şey insanın yüreğidir.
Çok gereksiz şeyleri çok düşünüyorum. Sanırım o yüzden sürekli aklımdasın.
Amacım, on dört yaşın nasıl da savunmasız bir yaş olabileceğinin altını çizmek. Ne tam olarak çocukluktan çıkmışsınızdır ne de bir yetişkinsinizdir, ne olduğunuzla ne olacağınız arasında sürekli gidip gelirsiniz. Örneğin ben, Birinci Ligde onamaya hakkım olduğunu düşünecek kadar küçük, ama tanrının varlığını sorgulayacak kadar büyüktüm. Komünist Manisfeto'yu okumuştum, yine de Pazar sabahları oynatılan çizgi filmleri seyretmekten hoşlanıyordum.
Bir yerden başlarsın, o noktadan ne kadar uzaklaştığını sansan da sonunda yine başladığın yere dönersin. Senin beni kurtarabileceğini sanmıştım, kendimi sana ait kılabileceğimi, oysa ben yalnızca onlara ait oldum. Gördüğüm düş için sana teşekkür ederim David...
Ne kadar umarsız ve mutsuz olursam olayım aynı zamanda özgür biriydim de,ceplerim altın dolu olduğu için bu özgürlüğün koşullarını kendi istediğim gibi koyabilirdim.
Uçaklar güvenlidir,hızlıdır,elverişlidir.Bir kere havalanınca başınıza bir şey gelmez.İşte bu yüzden korkuyorum.Öleceğimi sandığımdan değil,ölmeyeceğimi bildiğimden.
Destedeki bütün kartlar sizin kaybedeceğiniz biçimde dizilmişse o eli kazanmanın tek yolu kurallara karşı gelmektir.
Önemli olan dertlerden uzak durmayı nasıl başarabildiğiniz değil; başınız derde girdiğinde bunun üstesinden nasıl geldiğinizdir.
Basit erkek, bütün bayanlara güzelsin demeyi tercih eder, bu bir gerçektir. Hiç bir kadın da buna inanmaz, bu da bir gerçektir.
Sen onun hayatında bir seçenek isen, Onun senin hayatında bir öncelik olmasına müsade etme!
Birisini unutmak zorundaysanız, bunu sindire sindire yapın. “Çünkü aklın zamansız öldürdükleri, yürekte amansız dirilir.
Artık insanları tanımak için zaman kaybetmiyorum; nasıl olsa onlar zamanı gelince kendilerini tanıtıyorlar.
Hayallerinin pesinden koş , birgün mutlaka yorulacaklardir.
Bir kadının ne dediğine değil, ne demek istediğine kulak ver. Çünkü onlar, kimse kırılmasın diye bazı şeyleri söylemezler.
Durgunsa insan belki bir sebebi, suskunsa bir nedeni var. Sen suskunluğuna aldanma kimsenin; bil ki her şeyin bir zamanı var.
"Çark dönüyor besbelli ama bizi nereye götüreceğini bilemiyorum."
"Hayallerinin peşinden koş,birgün mutlaka yorulacaktır."
Hiçbir zaman garantisi olmayan bir mutluluk için, Hayatınızda kalıcı olan şeyleri yok etmeyin. Çünkü tek üzülen siz olursunuz.
Makyajın amacı, güzelliği göstermektir; ama çok makyajın amacı, yüzünü gizlemektir.
“Sadece iyiler kendi iyiliklerinden kuşku duyarlar, onları iyi yapan da budur zaten. Kötüler iyilik yaptıkları zaman bunu bilirler, iyiler ise hiç bilmezler.”
“Destedeki bütün kartlar sizin kaybedeceğiniz biçimde dizilmişse, o eli kazanmanın tek yolu, kurallara karşı gelmektir.”
Kuşkularımdan kuşkulanmaya başladım. Bir düşünce karşı düşünceyi getiriyordu aklıma, bu karşı düşünce ilk düşünceyi siler silmez üçüncü bir düşünce oluşup ikinciyi siliyordu.
Yanlış bir şey yaptığını düşünmekdikçe suçluluk duymazsın.
Telefondan pek hoşlandığı söylenemezdi, hatta birkaç kez ondan kurtulmayı düşündüğü olmuştu.
Her şeyi başlatan,yanlış bir numaraydı...
İğrenç bir mektuptu,birine böyle bir mektup yazmayı aklımdan bile geçirmezdim, yine de altında benim imzam vardı.