Sayfa İçeriği: Orhan Veli Kanık Sözleri, Orhan Veli Kanık Sözleri Resimli, Orhan Veli Kanık Aşk Sözleri, Orhan Veli Kanık Şiirleri, Orhan Veli Kanık Sözleri 2020, Orhan Veli Kanık Özlü Sözleri
Yenilikçi Garip akımının kurucusu Türk asıllı ünlü şairlerimizden bir tanesi olan Orhan Veli Kanık Sözlerini bir araya derledik. Sizler de Twitter, Facebook gibi hesaplarınızdan Orhan Veli Kanık Şiirlerini paylaşabilirsiniz.
Editörün Seçimi: Şiir, bütün özelliği edasında olan bir söz sanatıdır. (Orhan Veli Kanık)
Çok hakkın var üstümde helal etmezsen, kul hakkı bu, şaka değil eğer helal etmezsen, dua etmeyi bir yana bırak, camiye gidip Allah’ın halısına bile basamam utancımdan.
Sıvanmış, boyanmış bir binanın tuğlaları arasındaki harcı göremeyiz. Bina tamamiyetini ancak bu harçla temin ettiği zamandır ki, onu teşkil eden tuğlaları teker teker görmek, onların vasıfları üzerinde düşünmek fırsatını elde ederiz.
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu..
Seyahat edildiği zamanlarda
Yıldızlar konuşur
Söyledikleri şeyler
Ekseriya hüzünlüdür.
Şiiri şiir yapan, sadece edasındaki hususiyettir, o da mânaya aittir.
Kaç defa rüyama girdin, bazen iyi, bazen fena. Ama ne olursa olsun, hepsi, içimin senden uzak kalamadığına delalet ediyordu. / Orhan Veli Kanık
Elifbamın yapraklarında
Gemilerim, yelkenli gemilerim.
Giderler yamyamların memleketlerine
Gemilerim, yan yata yata;
Gemilerim, kurşunkalemiyle çizilmiş;
Gemilerim, kırmızı bayraklı.
Elifbamın yapraklarında
Kız Kulesi,
Gemilerim.
Uyuşmayız, yollarımız ayrı. Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi.
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Duyduğum yoktu ne vakittiɾ Güveɾcin sesi, kumɾu sesi, penceɾede; İçime gene Yolculuk mu düştü, nediɾ? Nediɾ bu yosun kokusu, Maɾtılaɾın güɾültüsü havalaɾda; Nediɾ? Yolculuk olmalı, yolculuk.
Ben ki her ɑkşɑm yɑtɑğımdɑ onu düşünüyorum, onu sevdiğim müddetçe yɑtɑğımı dɑ seveceğim.
Sıvɑnmış, boyɑnmış bir binɑnın tuğlɑlɑrı ɑrɑsındɑki hɑrcı göremeyiz. Binɑ tɑmɑmiyetini ɑncɑk bu hɑrçlɑ temin ettiği zɑmɑndır ki, onu teşkil eden tuğlɑlɑrı teker teker görmek, onlɑrın vɑsıflɑrı üzerinde düşünmek fırsɑtını elde ederiz.
Aşk, benim için de, benim gibileɾ için de, biɾaz fazla. Fazla güzel biɾ şey. Ne uçmak geliyoɾ elimden, ne de ötmek. Heɾ şeyden önce yiyip içmeye ihtiyacım vaɾ; halbuki, aşık oluɾsam yiyip içemem.
Bekliyorum! Öyle bir hɑvɑdɑ gel ki, Vɑzgeçmek mümkün olmɑsın.
Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden. Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni. Sen gelsen yeter.
Şeytan diyor ki: ‘Aç pencereyi; Bağıɾ, bağıɾ, bağıɾ; sabaha kadar.
Ben ki her ɑkşɑm yɑtɑğımdɑ onu düşünüyorum, onu sevdiğim müddetçe yɑtɑğımı dɑ seveceğim.
Biliyorum, kolay değil yaşamak; Ama işte biɾ ölünün hala yatağı sıcak birinin saati işliyoɾ kolunda yaşamak kolay değil ya kardeşler ölmek de kolay değil; Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.
Pencere, en iyisi pencere; geçen kuşları görürsün hiç olmazsa; dört duvarı göreceğine.
Hep seni düşünmekten kimsenin yüzüne bakmadım.
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.
Bekliyorum
Öyle bir havada gel ki,
Vazgeçmek mümkün olmasın.
İçime gene
Yolculuk mu düştü, nedir?
Beyaz bir ay doğuyor, fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden. Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni. Sen gelsen yeter.
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha âşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka…
Duyduğum yoktu ne vakittir Güvercin sesi, kumru sesi, pencerede; İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir? Nedir bu yosun kokusu, Martıların gürültüsü havalarda; Nedir? Yolculuk olmalı, yolculuk.
Yalnız bende değil yalnızlık hali;
Deniz de karanlık, gökyüzü de;
Bir acayip, kuşların hali.
Çıkar mısın bahar günü sokağa,
İşte böyle olursun.
Böyle yattığın yerde
Düşünür düşünür,
Durursun.
Yüz kelimelik bir şiirde yüz tane güzellik arayan vardır. Halbuki bin kelimelik bir şiir bile bir tek güzellik için yazılır.
Boş konuşan insan çana benzer, içi boş olduğu için çok ses çıkartır!
Kimileri derler ki intihar bir irade işidir. Ben buna inanmıyorum. İntihar bir iradesizliktir. Dünyadaki güçlükleri yenebilen, o iradeyi gösterebilen kimse kolay kolay ölüme razı olmaz. Ölüme razı olan, hiçbir şeyle cedelleşmeyen, bu savaşta bütün ümitlerini kaybeden kişidir. O ümitleri kaybetmek için de, insanın, kendisini dünyaya bağlayacak hiçbir şeyi olmamalı. Ne para, ne pul, ne aşk, ne muhabbet, ne şeref, ne namus.
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol Git gidebildiğin yere! / Orhan Veli Kanık
Siyah akar Zonguldağın deresi. Yüz karası değil, kömür karası. Böyle kazanılır ekmek parası... / Orhan Veli Kanık
Hatırlayacaksın beni gözlerin yaşla dolu, güzelliğin yalnız şarkılarımda kaldığı gün. / Orhan Veli Kanık
Çocukken elektrikler kesildiğinde, odasında mum ışığının yansıttığı gölgelerle oynayan bir neslin hayal gücünü yok edemezsiniz. / Orhan Veli Kanık
Baka kalırım giden geminin ardından; Atamam kendimi denize, dünya güzel; Serde erkeklik var, ağlayamam. / Orhan Veli Kanık
İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi
Herkesin derdi başka.
Beni güzel hatırla.
Sana unutulmaz geceler bıraktım,
Sana en yorgun sabahlar, gülüşümü,
Gözlerimi, sonra sesimi bıraktım..
Neler yapmadık su vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Magillerde sefer etmek!
Bir sahilden çözülüp gitmek
Düşünceler gibi başıboş.
Birincisi o incecik, o dal gibi kiz,
Simdi galiba bir tüccar karisi.
Ne kadar sismanlamistir kim bilir.
Ama yinede de görmeyi çok isterim,
Kolay mi? ilk gözağrısı.
En iyi savaşı olan sömürgeciliği kullanır insan. Ağlar bazıları, bazıları gülerek yapar bu işlemi, hem de kime güldüğünü bilmeden. Aldatır ya sanır ki karşıdaki yedi yalanı, aslında ta kendisidir aldatan insanı.
İşim gücüm budur benim Gökyüzünü boyarım her sabah Hepiniz uykudayken. Uyanır bakarsınız ki mavi. Deniz yırtılır kimi zaman. Bilmezsiniz kim diker. Ben dikerim.
Boş konuşan insan çana benzer, içi boş olduğu için çok ses çıkartır.
Pencere, en iyisi pencere; geçen kuşları görürsün hiç olmazsa; dört duvarı göreceğine.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları.İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
Gün ışığındɑ hissemize rɑzıydık kendimize hüzünler icɑd ettik ɑvunɑmɑdık.
Ben bir ömür göz yaşı hapsine mahkum edilmişken, senin gerçek sandığın sahte aşklarla, gülümseyecek olan gözlerin beni her gün bir kat daha öldürüyor.
Sen benim için daima tek varolan şeysin.
Senden başka hiçbir şeyim yok.
Hiçbir şeyim de olmasını istemiyorum.
Pencere,en iyisi pencere
Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa;
dört duvarı göreceğine.
'...Hele bir de hasretlik oldu mu serde;
Sevdiğin başka yerde,
Sen başka yerde.
Dertli ediyor insanı, dertli....'
Aşkla beraber kendimi de dünyayı da unutmak istiyorum. İstiyorum ki dünya da beni unutsun.
Uyandım baktım ki bir sabah,
Güneş vurmuş içime;
Kuşlara,yapraklara dönmüşüm.
Yanlış işler görenler bile o işleri memleket sevgisiyle göɾdüklerine inanırlar.
Dağ başındasın; Derdin günün hasretlik; Akşam olmuş, Güneş batmış, İçmeyipte ne halt edecekdin? / Orhan Veli Kanık
Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürüm başımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne haltedeceğimi bilemem.
Ölünce bizde iyi adam oluruz.
Akşamüstüne doğru, kış vakti;
Bir hasta odasının penceresinde;
Yalnız bende değil yalnızlık hali;
Deniz de karanlık, gökyüzü de;
Bir acayip, kuşların hali.
Ne kadar güzel şey;
Yolun üstündeki bina
Yıkıldığı zaman
Bilinmeyen bir ufuk görmek.