Sayfa İçeriği: Orhan Kemal Sözleri, Orhan Kemal Alıntıları, Orhan Kemal Sözleri Facebook, Orhan Kemal Sözleri Kısa, Orhan Kemal Sözleri Özlü, Orhan Kemal Sözleri Onedio, Güzel Orhan Kemal Sözleri, Orhan Kemal Sözleri Resimli
1900'lü yıllarda yaşayan Orhan Kemal'i saygı ve sevgi ile anıyoruz. Yazdığı romanlar ile edebiyat dünyasına büyük katkılara sağlayan Orhan Kemal'in Sözlerini ve kitaplarından en güzel alıntıları sizler ile buluşturuyoruz.
Editörün Seçimi: Bir gün çay içelim seninle; çaylar benden, manzara senden olsun. (Orhan Kemal)
"Haklısın insanın mal olmaması lazım ama oluyor işte. Ve sen bunu ancak şimdi, yani bıçak kemiğe dayanınca düşünebildin. İğne etine saplanınca..."
Hayat, herkesin katıldığı başsız sonsuz bir koşudur. Bacakları kuvvetli, soluğu bol olan kazanır.
"Komünizme karşı baraj" olsun diye göz yumulan bu güç, demek günün birinde iyice dal budak salacak, sonrada önüne geçilemez bir hal alacaktı.
Konuşmaktan çok, herkes kendi içindekini yaşıyordu. Bu daha iyiydi.
Yıllar kırık plaklarda kalmış çok eski türküler gibi geldi geçti. / Orhan Kemal
Babaannem, "Eğer oğlum, sen adam olursan, sokaktaki köpekler de adam olur!" dedi.
Bana bak Hadi, biliyor musun elime şöyle biraz para geçse, kira, tencere derdi olmasa, bir de çocuklar okuyup kendilerini kurtarsalar, ilk işim bütün yazdıklarımı yeniden yazmak olacak.
Yıllardır iş ararım. Bulamadım. Bundan sonra da bulacağımı sanmam. Ama dilenecek değilim tabii. Bütün iş madem ki kalemimle çalışmak zorundayım, velinimetime sımsıkı sarılmakta. Her şeye rağmen ekmeği oradan çıkarmaktan başka çare yok.
Kibir bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. ( Hacı Bayram Veli)
Olacakların en hayırlısı olmuş olandır.
"Sen seni bil, sen seni!"
Bilmek istersen seni
Can içre ara canı
Geç canından bul anı
Sen seni bil sen seni
Hacı Bayram, sade Hak'la Hak olan bir veli değildir. Türk cemiyetinin bünyesinde gerçekten yapıcı bir rol de oynar. Kurduğu Bayramiye tarikatı esnaf ve çiftçinin tarikatıdır.
Size teklif edilecek işlerde dikkatli olunuz, size ait olmayan bir görüşü savunmak zorunda kalmayınız.
Adalet güzeldir. Adalet yöneticide olursa daha güzeldir.
Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır. Ve işin kötüsü iyi anları nadiren, kötü anları sıklıkla hatırlatır.
"İnsanın gâvuru, Müslümanı olmuyor arkadaş. İnsanın insanı, insan oluyor!"
Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki, ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım. Sonra küçücük bir evimiz, çok değil, iki oda bir salonlu...
Bir insan ya insan olmalı, insanlar için canını vermeli, ya da kalabalık etmemeli dünyamıza!
"... Zaten maaşım çok olmazsa evlenmem ki... İçim yanmış fukaralıktan... Gözümü açtım yoksulluk... Bıktım usandım be..."
"Mal, mülk, para, emlak... İstikbalimizin garantisi değil yavrum! Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, milyonerlerin bile geleceği garanti altında değil.
Elinde yemek dolu kap, odadan tam çıkacaktı, aklına hasta adam geldi. Kim bilir' kaç vakittir sıcak bir yemek yememişti. Kapıdan geri döndü, Köse Hasan'ın yanına geldi:
"Olmuyordu. Uyuyabilmesi için mutlaka bir şeyler okuması lazımdı. Kendini okumaya öylesine alıştırmıştı ki, okumadan belki de günlerce uyku girmeyecekti gözüne."
Sıcak, sinek, yağmur, çamur, ayaz... Hayat bu. Geçim derdi. Savaşmak lazım, savaşacağız!
Bulgur pilâvıyla cacık, ayran bana İngiliz kuponundan elbiselerimi unutturuyor, kolalı yakamı, kravatımı unutturuyor.
Şimdi mal, mülk, para kimdeyse itibar onda. Bu dünya, bu haksız dünya niye bozuluyor günden güne? Belli bir şey, eski hatıralar, eski saygılar unutuldu ondan.
İnsanın gavuru, Müslümanı olmuyor arkadaş, insanın insanı insan oluyor!
İstediğin kadar büyük ol, geldiğin yer toprak, gideceğin yer gene toprak.
-Hani şu kitaplar da olmasa...
-N'olurdu?
-Sıkıntıdan patlardım!
Ölüm korkusu vuran yüzler gerilmiştir aşağıda. Gözler yuvalarından fırlamış. Ölüm kaşla göz arasında pusu kurmuş...
İnsanlardan çok önce var olan bu topraklara dedesi, belki de dedesinin dedesi tırnaklarını geçirmişti ilkin. Kim ne zaman geçirirse geçirsin, bu topraklar onundu. Devlet, sık değişen hükümetlerse, o ve onun gibilerin topraklarına bekçilik, jandarmalık etmekten başka görevi olmayan şeylerdi.
Bilmiyordu, bilmiyordu bu kahpe dünyanın işini.
Keşke o kuşların arasında olsaydı insan olacağına!
Gözlerini yumdu.
Ya da kanadı olsaydı insanların, kuş misali, uçsalardı, uçabilselerdi.
"Bari kıymetimiz bilinse..."
Bir insan ya insan olmalı, insanlar için canını vermeli, ya da kalabalık etmemeli dünyamıza! Ben bunu bilir bunu söylerim.
Olma kula kul. Öpme el ayak. Kirlenmesin ağzın.
Çocuk çiçeğe benzer. İyi hava, bol güneş.
İnsan doğru oturup doğru konuşmalı.
Öyle bir sevgilim olsun istiyorum ki ne demek istediğimi bakışlarımdan anlasın. Sözle değil, gözlerimizin bakışıyla anlaşalım, sonra küçücük bir evimiz olsun çok değil, iki oda bir salon.
Aşk ummaktır!
Bana bak Hadi, biliyor musun elime şöyle biraz para geçse, kira, tencere derdi olmasa, bir de çocuklar okuyup kendilerini kurtarsalar, ilk işim bütün yazdıklarımı yeniden yazmak olacak. / Orhan Kemal
Esas mesleğim hiçbir titri (ünvanı) olmayan, sekizinci planda kalmış işler. Küçük adamların ömürlerini törpüleyen ıvır zıvır işler. Ekseri bu ıvır zıvır işler peşinde koşmak, filimci, sinemacı kovalamak. Beyoğlu'nun ara sokaklarından Cağaloğlu yokuşuna taban tepmek. / Orhan Kemal
Maçlar yapardık... Gazozuna, ellişer kuruşuna...Ağustos güneşinin Adana'yı kasıp kavurduğu altmış derece sıcaklıkta biz top peşinde koşardık. Yanmış meşine dönmüştük. Yorgi bir gün, "Yahu çocuklar," demişti, " ay ışığında futbol oynamak kıyak mı kıyak olacak!" Sahiden de... Pırıl pırıl ayın altında saha gündüz gibiydi.
"Her şeyden evvel boğaz, arkadaşlar! Karınlarımızı doyuralım..."
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez...
Çaylar benden olsun, manzara senden.
Kin, gerçekleri gören gözleri bile kör eder.
Bilmek istersen seni,
Cân içinde ara cânı.
Geç cânından bul anî,
Sen seni bil, Sen seni.
Kim bildi ef'âlini,
Ol bildi sıfâtını,
Anda gördü zatını,
Sen seni bil, Sen seni.
Düşününüz. Öfke ve hiddet, düşünmeyi daraltır, insanı yanıltır.
“Dikkat ediniz,
cahiller sizden ileride bulunmasın.”
Şükrünü eda edebileceğin az mal, şükrünü eda edemeyeceğin çok maldan daha hayırlıdır.