Sayfa İçeriği: Nazım Hikmet Sözleri, Nazım Hikmet Şiirleri, 2018 Nazım Hikmet Sözleri, En Güzel Nazım Hikmet Sözleri, Nazım Hikmet Ran Sözleri, Nazım Hikmet Aşk Sözleri
Ünlü yazarlarımızdan olan, aşk ve sevgi ile alakalı olarak bir çok yazdığı şiiri bulunan büyük usta Nazım Hikmet Ran'ı saygıyla anıyoruz. Nazım Hikmet'e ait olan en güzel sözleri topladık sizler için.
Editör Seçimi: Belki de ilerdedi yaşanacak günlerin en güzelleri (Nazım Hikmet)
Ben İçeri Düştüğümden Beri
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ona sorarsanız: ’Lafı bile edilemez, mikroskobik bi zaman…’
Bana sorarsanız: ‘On senesi ömrümün…’
Bir kurşun kalemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
Bir haftada yaza yaza tükeniverdi
Ona sorarsanız: ’Bütün bi hayat…’
Bana sorarsanız: ‘Adam sende bi hafta…’
Nazım Hikmet RAN
Sen sαbαhlαr ve şαfαklαr kαdαr güzelsin, sen ülkemin yαz geceleri gibisin, sen memleketim kαdαr güzelsin ve güzel kαl… (Αşk Mönüsü)
Biz başka severdik. O yüzden başka sevemedik.
En güzel deniz: henüz gidilmemiş olаnıdır. En güzel çocuk: henüz büyümedi. En güzel günlerimiz: henüz yаşаmаdıklаrımız. Ve sаnа söylemek istediğim en güzel söz, henüz söylememiş olduğum sözdür.
Birlikte 'Eskimek' çok güzel,
Eksilmedikçe...
Dost uğrunda ölmek kolay, fakat uğrunda ölünecek dostu bulmak zordur.
Kimselere anlatamadım. Kendime bile, ola ki ağzımdan kaçırır, bir daha tutamam seni.
”İnsan birisiyle yaşlanmalı, birisi yüzünden değil!”
Söyleyecek ne kadar güzel sözlerim vardı insanlara bana hiçbirini söyletmediler.
Telefonu geldi aniden, dilinde kelimeler bir şeyler söylüyordu. Gülerek yaz geçti, kış geçti benden bir bahar geçti ben senden geçmedim. (Bahar Gülü)
Cebimde yoktu, yüreğimden verdim.
Ve benim birden bire yüzünü değil, gözünü değil, sesini göresim geldi.
O bensizliği göze aldysa, Ben onsuzluktan birşey kaybetmem.
Yürekli bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omuzuna ağır gelir!
İnsαn birisiyle yαşlαnmαlı, Birisi yüzünden değil!
Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım.
Yolunu beklerken daha dün gece, kaçıyorum bugün senden gizlice. Kalbime baktım da işte iyice; anladım ki sen de herkes gibisin!
Ve bir gün ekler Nazım Hikmet mektubunun sonuna; herkese selam sana “HASRET”
”Yürekli bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omzuna ağır gelir…”
”Ve gayrısı mesela benim on sene yatmam laf-ı güzaftır.”
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey. Dünyanın en güzel sesinden, en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
En güzel günlerimin üç mel’un adamı var: Biri sensin, Biri o, biri ötekisi… Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi… Sana gelince… Ne ben Sezarım, Ne de sen Brütüssün… Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün.. Artık seninle biz, düşman bile değiliz.. (Sen)
Belki yeni başlayacaktık, belki hiç başlamayacaktık, belki de başlayıp bitirmiştik. Belki de Belki de… (Bahar Gülü)
İşin en aşağılık tarafı şu ki yavrum, galiba yalnızlığa alışıyorum.
Ve bir gün ekler Nazım Hikmet mektubunun sonuna; herkese selam sana “HASRET”
Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim.Yaşamak: Seni sevmek gibi ciddi bir iştir.
Bence Sen De Şimdi Herkes Gibisin.
Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz ölümün önünde sigaramızı.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp ben artık kimseyi sevemem deme! Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.
”Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana küssün. Artık seninle biz, düşman bile değiliz.”
”Ne kadar seviyorsun dersen; o kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin…”
”Kim bilir. Masalınızın kahramanı, başka bir hikâyenin figüranı olmaya gitmiştir belki de.”
Durup dururken hiç bitmeyecekmiş gibi bağlanıyorum başladığım güne ve her seferinde sen çıkıyorsun suyun yüzüne.
Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim? Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim… (Bir Fotoğrafa)
İçimde mis kokulu kızıl bir gül gibi duruyor zaman.
Pişman değilim yaşadıklarımdan, öfkem belki de yaşayamadıklarımdan.
Aşk, bazen gitmekle kalmak arasında verdiğin en büyük savaştır. Sevmeyenin aklı, gerçekten sevenin kalbi kazanır bu savaşı.
Büsbütün unuttum seni eminim, Maziye karıştı şimdi yeminim, Kalbimde senin için …yok bile kinim, Bence sen de şimdi herkes gibisin.
Ne kadar seviyorsun dersen; o kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin.
Biz; ince bel, ela göz, sütün bacak için sevmedik güzelim. Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda.
”Antepliler silahşor olur, uçan turnayı gözünden, kaçan tavşanı ard ayağından vururlar.”
”Yağmur yağıyordu boyuna. Sözü onlar alıp dediler ona: daha pazar kurulmadı kurulacak. Esen rüzgâr durulmadı durulacak. Boynu daha vurulmadı vurulacak.”
Bu gol iznik golüdür.durgundur.karanlıktır.derindir. Bir kuyu suyu gibi içindedir dağların.
Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini; şu güneşten düşen ateşe fırlat; yüreğini yüreklerimizin yanına at! (Güneşi İçenlerin Türküsü)
Hasretini, yokluğunu, sensizliği bir ateş yanığı gibi öyle acıyla duydum ki yüreğimin etinde, gitgide çoğalarak gitgide derinden işleyerek öyle dayanılmaz oldu ki bu seni boğabilirdim senden kurtulmak için çünkü seni o kadar seviyorum.
Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?
Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim. Yaşamak: seni sevmek gibi ciddi bir iştir.
Sevmek, Sevdiğin kişiyle birlikte olmak değildir unutma! Çünkü aşk; onunla yaşamak değil, onu yaşamaktır aslında.. .
Kimselere anlatamadım .. Kendime bile .. Ola ki ağzımdan kaçırır, bir daha tutamam seni.
Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır. Acılarımız, ayıplarımız ve döktüğümüz kan karasabanlar gibi çizer kadınların yüzünü.
Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim. Yaşamak: seni sevmek gibi ciddi bir iştir.
Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana kuşsun. Artık seninle biz, düşman bile değiliz.
”Gelinler aynada saçını tarar, aynanın içinde birini arar. Elbet böyle sizi de aradılar. Gelinlere kıymayın efendiler.”
”Matematik, sibernetik, fizik, müzik, tüm bunlar, eninde sonunda, sadece, insanlar şiir okumayı öğrensinler ve anlasınlar diye gereklidir.”
Ben türk dillinin şairiyim. Hayatımı buna adadım.
Anladın ya işim başımdan aşkın, beni lafa tutma, gülüm, ben sana aşık olmakla meşgulüm. (Meşgale)
Kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir. Ben ayrılıkların… Kimi insan ezbere sayar yıldızların adlarını, ben hasretlerin… (Otobiyografi)
Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz ölümün önünde sigaramızı.
Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!
Yapraklara dallara, yeşillere, allara, Nice nice yıllara gülüm, nice nice yıllara. Yaprak dala, al yeşile yaraşır, Gayrı bundan böyle vermem seni ellere.
Sebebi ne seni bir bıçak yarası gibi hatırlamamın? Sen böyle uzakken senin sesini duyup, yerimden fırlamamın sebebi ne?
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her gidişinde.
Evet. Belki umudum kalmadı geleceğimden; ama asla pişman değilim geçmişimden.
Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, şiirler yazdın. Peki, o ne yaptı? Deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.
”Gerçek yaşamdan kaçan ve onunla bağıntısız konuları işleyen kimse, saman gibi anlamsızca yanmaya yargılıdır. ”
Artık ne geri gelmeni beklerim ne de ben gelirim. Nasılsa ben bir şey kaybetmedim, sen bensizliği seçtin. Karar senin.