Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Montaigne Sözleri

Sayfa İçeriği: Montaigne Sözleri, Montaigne Sözleri Kısa, Montaigne Sözleri Özlü, Montaigne Sözleri 2019, Montaigne Sözleri Resimli, Montaigne Sözleri Aşk, Michel de Montaigne Sözleri

Ünlü Fransız filozof Montaigne Sözlerini sizler ile buluşturuyoruz. Özlü Montaigne Sözleri arasından hoşunuza gidenleri sizler de Facebook, Twitter, İnstagram gibi hesaplarınızdan paylaşımda bulunabilirsiniz.

Montaigne Sözleri

Editörün Seçimi: İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, içleri doldukça eğilirler. (Montaigne)


 Dünyanın en büyük cezaevi cahil insanın kafasının içidir!


Ruh başıboş kalınca türlü hayaller kuruyor.


İnsanIığın büyük ve muhteşem eseri, bir amaçIa yaşamayı biImektir.


Böylece, bir ırmak büyük olmasın isterse, daha büyüğünü görmeyene büyük gelir. Bir ağaç, bir insan da öyle. Her şeyde en büyük gördüğümüzü devleştiririz.


”Bazen iyi bir öğüt, pahalı bir armağandan daha değerlidir.”


Alçakgönüllü yüreklerde yaşayan düşünceler, yüksek düşüncelerdir.


İnsanlar başaklara benzer, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.


Fazla yüz bulan, her dediğini yaptıran aşk bezginlik verir. İyi bir yemeği fazla kaçırmak da mideyi bozar.


Nice insanlar kendilerinin olmayan inanışlar için, başkalarından aldıkları, ne olduğunu bilmedikleri fikirler için ses çıkarmadan diri diri yanmışlardır. / Michel de Montaigne


Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun.


Alçakgönüllü yüreklerde yaşayan düşünceler, yüksek düşüncelerdir.


Bugün hiçbir şey yapmadım, deriz. Bir şey yapmadım ne demek? Yaşadınız ya!


O gün ikimiz birden öldük.


Her zaman aklımızın ardı sıra gidelim, halkın takdiri de, canı isterse ardımızdan gelsin.


Bizi yöneten, dünyayı ellerinde tutan kimselerin bizim kadar akıllı olması, bizim yapabileceğimiz kadarını yapması yetmez. Bizden çok üstün değiller ise bizden çok aşağı sayılırılar.


Canlılar arasında eşekten daha kendinden emin, daha vurdumduymaz, daha içine kapalı, daha ciddi, daha ağırbaşlı olanı var mıdır?


Ben duruşu değil geçişi anlatıyorum:fakat yaştan yaşa ,yahut halkın dediği gibi "yedi yıldan yedi yıla" geçişi değil,günden güne, dakikadan dakikaya geçişi.


Hayatın değeri uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır. Öyle uzun yaşamışlar var ki, pek az yaşamışlardır.


İnsan yaşamı denen yolculukta benim bulduğum en iyi destek kitaplardır ve ondan yoksun insana acırım.


Dertlerimizi anlamaları yetmez, yanıp yakınmalarını isteriz. Oysa ki insan sevincini büyülterek anlatmalı, üzüntülerini kısaltarak.


Hayat kendiliğinden ne iyi, ne kötüdür: Ona iyiliği, kötülüğü katan sizsiniz...


Adaletin yasalarında bile mutlaka adaletsiz bir taraf vardır.


Hayatın değeri, uzun yaşanmasında değil, iyi yaşanmasındadır. Öyle uzun yaşamışlar vardır ki, pek az yaşamışlardır. Doyasıya yaşamak, yılların çokluğuna değil, sizin coşkunuza bağlıdır.


Başkalarına olduğu kadar kendimize de yabancıyız.


Saadet bile haddini aşarsa azap olur.


”Derin bir sevinçte, eğlentiden çok ciddilik vardır.”


”Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen, yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun.”


”Hürriyete öyle düşkünüm ki, koca Hindistan’ın bir köşesini bana yasak etseler dünyanın tadı kaçar nerdeyse.”


”Tabiatın insanlara en âdilce dağıttığı nimet akıldır derler: Çünkü hiç kimse akıl payından şikayetçi değildir.”


Aşk dediğimiz şey, arzulanan bir varlıkta bulacağımız tada susamaktan başka bir şey değildir.


Bir kapıyı itmeden açık olup olmadığını anlayamazsın.


Dostun olsun istiyorsan dost ol. Dostluğun kolları birbirimizi dünyanın bir ucundan bir ucuna kucaklayabilecek kadar uzundur.


Paranın saklanılması kazanılmasından daha zahmetli bir iştir.


Kanunlar Üstüne: ...Kanunlar doğru oldukları için değil, kanun oldukları için yürürlükte kalırlar. Kendilerini dinletmeleri akıl dışı bir güçten gelir, başka birşeyden değil. Mistik olmak işlerine gelir. Kanunları koyanlar da çoğu kez budala, ya da eşitlik korkusuyla haksızlığa düşen kimselerdir. Nasıl olursa olsunlar, insandırlar nihayet, her yaptıkları şey ister istemez sudan ve değişkendir. Kanunlardan daha çok,daha ağır, daha geniş haksızlıklara yol açan ne vardır?


Duymak düşünmekten daha az üzer bizi. / Michel de Montaigne


Amacı olmayan bir zihin kaybolur. Martialis der ki, her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır. / Michel de Montaigne


Ben kitaplarımı değil, kitaplarım beni ortaya çıkarmıştır. / Michel de Montaigne


Her gün birbirini görmenin tadı başka, ayrılıp kavuşmanın tadı bambaşka. / Michel de Montaigne


Başkalarında bizden daha fazla yiğitlik, beden gücü, deneyim, yetenek, güzellik görebiliriz ama akıl üstünlüğü kimseye vermeyiz.


Bir kapıyı itmeden açık olup olmadığını anlayamazsın.


Aşk utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır.


Başkalarına olduğu kadar kendimize de yabancıyız.


Başkalarının bilgisiyle bilgin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz.


Bilinecek, bilinince de daha fazla hatırı sayılacak diye iyi adam olan, insanların kulağına gitmesi koşuluyla iyilik eden kişi, kendisinden daha fazla yarar sağlanabilecek bir insan değildir.


Zaman ve olaylar neler öğretmiyor insanlara!


Nefret ettiğiniz şey, yüreğinizde yeri olan bir şeydir.


Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur.


Belirlenmiş bir limanı olmayan kişiye hiçbir rüzgar uygun değildir!


Kendinden aşağıya bakıp da kendi kafasına hayran olan adam,kendinden yukarıya,geçmiş yüzyıllara gözlerini kaldırsın; o zaman yüzlerce devin ayakları altında kalacak ve burnu kırılacaktır.


Bir filozofu sevişirken yakalayanlar, kızmışlar ve bağırmışlar O’na : neden günaha giriyorsun? Utanmıyor musun. diye. Filozof şaşırmış ve demiş ki : ben günaha girmiyorum. hayata bir tohum ekiyorum


Mademki zamansız bir ölüm seni, ruhumun yarısı olan seni alıp götürdü, yeryüzünde varlığımın yarısından, en aziz parçasından yoksun yaşamakta ne anlam var?


Dünyaya geldiğimiz gün bir yandan yaşamaya, bir yandan ölmeye başlarız.


Kendini olduğundan az göstermek, alçakgönüllülük değil, budalalıktır; kendine değerinden az paha biçmek korkaklıktır, pısırılıktır.


Eflatun'un dediği gibi, tanrıların insanı kendilerine oyuncak diye yarattıklarına inanasım geliyor.


Aristoteles der ki, "İnsanların en çok korktukları rüzgarlar,saklı yerlerini açan rüzgarlardır."


En güzeli, gençlere okuma ve öğrenme sevgisi aşılamaktır.


İdam ettiğimiz adama ceza vermeyiz aslında, onu örnek göstererek başkalarının gözünü korkuturuz.


Hayat bir roman değil, bir hikaye gibidir. Bu yüzden ne kadar uzun sürdüğü değil, ne kadar güzel olduğu önemlidir.


Yalnızlık bedenin değil, ruhun kimsesiz kalmasıyla başlar.


Fatihlerin en zalimi olan Selim üstüne yazılanları okurken çok şaşırdım. Mısır’ı aldığında Şam şehrini bolluk ve güzellikle saran eşsiz bahçelere askerlerinden hiçbirinin eli değmemiş, hem de kapıları kapalı değil açık olduğu halde.


Bir hareketin getirdiği yarara bakarak karar vermek bu hareketin dürüst ve güzel bir hareket olduğunu ispat etmez.


Ah bir dost! Eskiler dostluğun sudan ve ateşten daha zorunlu ve daha tatlı olduğunu söylerler, ne doğru.


”İnsanlar her şeyi farklı gözler ve farklı düşüncelerle görürler. Fikir ayrılıklarının asıl nedeni budur.”


”Alışkanlık insanın ikinci huyudur.”


”Dostluğun kolları birbirimizi dünyanın bir ucundan bir ucuna kucaklayabilecek kadar uzundur.”


”Cimrilik, bütün insan deliliklerinin en gülüncüdür.”


Dünyanın en büyük cezaevi cahil insanın kafasının içidir.


En çok inandığımız şeyler, en az bildiklerimizdir.


İnsanlar amaçlarından büyük olmalıdır.


''Bir gün demiş ki ona; Talih ne kadar güler yüz gösterirse göstersin, ömürlerinin son günü geçmeden, insanlar mutlu saymamalı kendilerini.''


Aşkın ölümsüz bir ruh kadar ölümsüzlük arzusu olduğu fikrindeydi.


''Eğer mutlu olmak istiyorsanız bu kolay.
Başkaları kadar mutlu olmak istiyorsanız bu imkansız.
Çünkü biz, başkalarını, olduklarından daha mutlu sanarız. ''


Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir. / Michel de Montaigne


Akıllı insan, herkesten öğrenen insandır. / Michel de Montaigne


Kendinden söz etmeyi kötü görmek, yasak etmek adet olmuştur; çünkü kendinden bahsetmek her zaman kendini övmek gibi görünür. Kendini övmekse herkesin zıddına gider. Ama kendinden söz etmeyi yasak etmek, çocuğun burnunu silecek yerde, burnunu koparmak olur. / Michel de Montaigne


Tutarsızlık, tereddüt, şüphe, acı, batıl inanç, gelecekte hatta öldükten sonra bile neler yaşayacağımıza ilişkin kaygılar, hırs, açgözlülük, kıskançlık, çekememezlik, azgınlık; delice, iflah olmaz arzular, savaş, yalanlar, sadakatsizlik, dedikodu, merak. Biz insanlar bunlarla donatılmışız. Vasat düzeydeki tutarsız mantığımızla, öğrenme ve yargılama kapasitemizle övünüp duruyoruz; oysa ne gariptir ki bunlar karşılığında ödediğimiz bedel haddinden fazla. / Michel de Montaigne


Bazen kendi kendine konuşmak, bir insanla konuşmaktan daha iyidir. / Michel de Montaigne


Çatabilirsen önce fikirlerime çat; sonra bana.


Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiç bir rüzgardan hayır gelmez.


İnsanın doğuşunu görmekten herkes kaçar, ama ölümünü görmeye hep koşa koşa gideriz. İnsanı öldürmek için gün ışığında, geniş meydanlar ararız, ama onu yaratmak için karanlık köşelere gizleniriz. İnsanı yaparken gizlenip utanmak bir ödev, onu öldürmesini bilmekse birçok erdemleri içine alan bir şereftir. Biri günah, öteki sevaptır.


İnsanlığın büyük ve muhteşem eseri, bir amaçla yaşamayı bilmektir.


Bir başkasına bağlı yaşamak yürekler acısı ve belalı bir şeydir. Kendimiz ki en iyi, en emin sığınağımız odur, kendimiz bile güvenilir değiliz yeterince.


Bir gün hepimiz ölümü tadacağız.


Dünyanın en büyük cezaevi cahil bir insanın kafasının içidir.


Dostça bir sohbetin temelinde alçakgönüllülük vardır.


Bilge ne kadar yaşamasını gerektiğini bilir.


Bunca bekçili, silahlı evler yok oldu gitti de benimki niçin duruyor? Anlaşılan, diyorum, o evler bekçili, silahlı oldukları için yok olup gittiler.


Hikayemi saati saatine yazmam gerekiyor.az sonra değişe bilirim.yalnız halim değil,amacımda değişebilir.


Adaletin yasalarında bile mutlaka adaletsiz bir taraf vardır.


Başına dolu yağan, dünyanın dört bucağını fırtına içinde sanır.


İnsan her yerde aynı insandır; bir insanın yaratılışında asalet yoksa, kainatın tacını giyse yine de çıplak kalır.


Fatihlerin en zalimi olan Selim üstüne yazılanları okurken çok şaşırdım. Mısır'ı aldığında Şam şehrini bolluk ve güzellikle saran eşsiz bahçelere askerlerinden hiçbirinin eli değmemiş, hem de kapıları kapalı değil açık olduğu halde.


İyi kitaplar özetlenemez.


Kendimizden çok başkalarından yararlanmaya zorlamışlar bizi.


Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir.


Kralda dilencide aynı iştahla acıkırlar.


Eğitim görmüş halkı bir yöne sevketmek kolay, sürüklemek güçtür, idare etmek kolay, köleleştirmek imkansızdır.


Ve susmada bile
Sözler, yalvarmalar vardır.


”Korku bazen kafasızlıktan gelir, yüreksizlikten de geldiği gibi.”


”Değiştirilemeyen bir düzen kötü bir düzendir.”


Kadına saygılı ol; Çünkü o insanoğlunun annesidir. Kadını koru, Çünkü o geleceğin aynasıdır. / Michel de Montaigne


“En iyi kanunlar az ve öz, en genel olanlardır. Bana sorarsanız kanunlar bizimkiler kadar çok olacağına hiç olmazsa daha hayırlıdır.”


“Kavuşabildiğimiz zevk ve nimetlerin hepsi mutlaka dertlerle, üzüntülerle karışıktır.”


Halkı bir tek insan, bir tek insanı bütün halk gibi gör.


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz