Sayfa İçeriği: Metin Altıok Sözleri, Metin Altıok Sözleri 2020, Metin Altıok Şiirleri, Metin Altıok Aşk Sözleri, Metin Altıok En Güzel Sözleri, Metin Altıok Sözleri Kısa, Metin Altıok Sözleri Facebook, Anlamlı Metin Altıok Sözleri
İzmir'in Bergama ilçesinden dünyaya gelen ve daha sonrasında yazdığı şiirler ile günümüzde adından hala söz ettirebilen Metin Altıok Sözlerini ve Metin Altıok Şiirlerini sizler de bu sayfamızın altından bulabilirsiniz.
Editörün Seçimi: Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak. (Metin Altıok)
"Zaman eksiltir insanı,
her geçen gün,
ömründen çala çala..."
Ey bir hüznü büyüten solgun anne, sen de düşün benden sana kalan ne.
Bir yüzük yaptım sana güvercin teleğinden,
Bir yüzük bükerek hoşçakal sözcüğünden.
Bir yüzük yaptım belli belirsiz,
Eski bir gramofon sesinden.
Bir yüzük serçe parmağın için,
Bulutsuz bir gecede kayan yıldız izinden.
Bir yüzük yaptım terli bir yüzük,
Avucumdan geçen ince hayat çizgisinden.
Yanmasını bilen bakır bir yüzük,
Evime akım taşıyan elektrik telinden.
Bir yüzük yaptım, bir yüzük ki;
Yıllardır dinmeyen ormanların gümbürtüsünden.
Bu yaşıma geldim içimde bir çocuk hala
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor azar azar zamanla.
Acı, ey suskun yol arkadaşı anlatsana!
Senin de yüreğin kanar mı,
Uzaktayken yakınlarından?
Sen yine de benden yana ferah tut yüreğini. Benim hüznüm yakasından eksik etmez çiçeğini... / Metin Altıok
Bir kabuk içinde birbirinden ayrılmaz: Aşk ve acı yüreğimde, ikiz badem içidir.
"Uzandım usulca cigarama; yavan ömrüme katık. Ben o gün öldüm gülüm, bir daha ölmem artık."
Ben yaşama da, ölüme de inandım;
Tamamlar sandım eksiklerimi.
Çarşıları hep birlikte gezerdik;
Biri dostumsa, sevgilmdi öteki,
İkisinin adını yanyana andım.
Ağıtlardan geçti yıllardır sesim;
Onu gözyaşlarıyla silip temizledim,
Yeni bir ses edindim kendime
Ölüme küçük adıyla seslenmek için.
Bu özgür acılar cumhuriyetinde,
En büyük acı duygulara gem vurmak.
Yanıyorum karşı konmaz bir istekle,
Namlusu düğümlü nagant olarak.
Kendimden geçmek için aylarca didindim;
Yüreğimden yüreğine kazdığım tünelde.
Sonunda senin yumuşak toprağına girdim;
Bundan sonrası kolay gidecek herhalde.
Ben hep ölüme ve aşka inandım.
Niyetinizi iyi belirleyin, çünkü niyetiniz ne ise nasibiniz odur.
''...Ördüm de ilmek ilmek, sırtıma giyemedim, ömrümü…''
Acı, ey suskun yol arkadaşı anlatsana!
Senin de yüreğin kanar mı,
Uzaktayken yakınlarından?
Hey yolcu kurtulmayı düşünme benden,
Unutmayı deneme,
Seninle geleceğim gittiğin yere
Acıyım ben, hem biz hısım sayılırız seninle.
Temiz kalmış ne bulunur bir çöplükte!
Aşk da kirlenir elbet insanla birlikte.
Sen aklıma düşünce bir rüzgar
Duyarım dolar içime
Ve göğsümde bir pencere hızla çarpar.
"Gün ve gece boş bir sayfadır- dedi.
- Yaz yazabildiğince,
Aşkı, mutluluğu, sevinci."
Donmuş kentlerden geldin, sen bu kavruk yangın yerlerine
Ürperen yalnız yüreğini, kızgın gurbete bandın bir zaman
Şimdi benim bir han avlusunda
Hiç bitmeyecek umutsuz kavgam,
Soluyorsa başı önde yorgunluktan;
Bil ki senin hep böyle umarsız,
Yarını göze alamayışından.
İşte bunun için sevmiycem seni.
Şimdi benim buzdan bir döşekte
Üç büklüm olmuş zavallı sevdam,
Üşüyorsa ölesiye yalnızlıktan;
Bil ki senin hep böyle güvensiz,
Yaşamdan korkar oluşundan.
Şimdi benim bir han avlusunda
Hiç bitmeyecek umutsuz kavgam,
Soluyorsa başı önde yorgunluktan;
Bil ki senin hep böyle umarsız,
Yarını göze alamayışından.
Evet sırasıdır, ölümden konuşacaktık,
İntiharın ebruli ipliğiyle
Bir düğün gecesinde senin
Yakası işlemeli giysinden.
Kapı kapı dolaşıp, etamin ve goblen
Örtüler satan bohçacı ölümden.
Benim bu dünyada bir yerim olmadı,
Kuytu gövdemi saymazsak eğer.
Gövdem ki varla yok arası,
Hem varlığa, hem yokluğa değer.
Ama yüreğim hiç solmadı.
Saçlarında şimşek parçaları, dilinde kırağı,
Sen kimin yetimisin,
Kimi bekliyorsun durduğun yerde?
Sağır bir günün sonunda dilsiz bir gece
Sarıp sarmalıyor seni,
Gökyüzü gıcırtıyla kapanıyor üstüne.
Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hala
Sevgiler bekliyor sürekli senden
Tenha bir eylül bahçesinde
Bir bardak konyak, kitap ve kahve
Otururken dalmış kendi kendime,
Güz rüzgârı geçiyor kitabımın içinden
Ot kokan nefesiyle.
Sorular sordum sormamam gereken kendime bir kefen biçtim kendi tenimden. / Metin Altıok
Bağırsam neye yarar, nasılsa duymazlar. Ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm; içimde cesetler ve daha ölmemişler var. / Metin Altıok
Yani benim gözlerimin bunca yıl gördükleri, bir gün benimle birlikte yok olup gidecekler öyle mi? / Metin Altıok
Bir takvimi tersten açardık, eğer isteseydin. / Metin Altıok
İnsan usul usul ölmek için gelir dünyaya. Başlar her gün biraz daha insan olmaya. Ve olurken usul usul ne tuhaf; aşık olur, kedi beşler, isim verir eşyaya. / Metin Altıok
Sorular sordum sormamam gereken Kendime bir kefen biçtim kendi tenimden.
İnsan usul usul ölmek için gelir dünyaya. Başlar her gün biraz daha insan olmaya. Ve ölürken usul usul ne tuhaf; Aşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya.
Bir takvimi tersten açardık, eğer isteseydin.
“Susuyorum, sustukça yüreğim küfleniyor. Konuşsam faydası yok, sözlerim dağılıp harfleniyor…”
‘’Sen yine de benden yana ferah tut yüreğini. Benim hüznüm yakasından eksik etmez çiçeğini..’’
"Bir kırık yürek var, terazinin bu kefesinde. Hadi kuşlar kondur diğerine… "
"Ölümü tastamam ezberledim de geldim, dilimde bu buruk türkü tadıyla bilmem ki buradan nereye giderim..."
Eskiden insanlar vefat ederdi.
Ölümü ölerek ilk kez Ataç getirdi.
Artık kimi ölürken, kimi vefat ediyor;
Yani önümüzde bir seçenek belirdi.
Ben hep ölüme ve aşka inandım
Ben derim ki;
Ömrüm, ömrüm
Mumlar neden eriyip sönerler de
Tersine doğru yanmazlar
Uzayarak yeniden
''...Ördüm de ilmek ilmek..
Sırtıma giyemedim, ömrümü…''
Gönlü yok kimsenin gül yetiştirmeye.
Yalan olur sevmedim dersem.
Sevgilim aşk da uyar çevreye ve kendine parlak bir yalan arar.
Yalan olur sevmedim dersem, ama yolcu yolunda gerek...
Temiz kalmış ne bulunur bir çöplükte, aşk da kirlenir elbet insanla birlikte.
Binlerce insanın öldüğü, çocukların sakat kaldığı bir dünya. Kekre bir yaşam.
''Sen bugünden yarına, birazcık umut sakla . . .''
“Ben eğilmem gündüzleri ama geceleri kanatırım kendimi”
Acını göğsüne gömmeyi daha çocukken öğrendin.
Beni hiç çağırmadılar adımla;
Çağırsalar da anlamazdım.
Ve bırakıp gittiğinde
Bir küçük boşluk kalsın
Alnını dayadığın yerde;
Bir yalnızlık işareti
İşleyen ta içime.
Bir yüzük yaptım belli belirsiz,
Eski bir gramafon sesinden.
Kadınlar da oldu elbet yaşamımda, Biri hariç hepsini bağışladım.
Geceyi usulca çektim üstüme daldım sonsuz sonsuz derine yüzüne değdim Kalakaldım birbaşıma ıslıksız ışıksız kaldım hiçim işte bak ah yokluğunda
Biledi paslı direncimi Umutsuzlukla Ve beni hiç terketmedi.
Adın ne idi unuttum, Yüzün silindi belleğimden. Ama ellerin; Bir su gibi akışkan Ezberimdedir hala.
Sen sofra bezini sevgiyle sererdin. O zamanlar su azizdi, ekmek bereketli..
Ve insan içinde bir kafesle yaşar, inilti gibi, kimi zaman bir garip ses duyar. / Metin Altıok
Gözlerine derinden ne zaman baksam; hep uzaklaşıp giden yalnız bir adam. / Metin Altıok
İnsan usul usul ölmek için gelir dünyaya. Başlar her gün biraz daha insan olmaya. Ve olurken usul usul ne tuhaf; aşık olur, kedi beşler, isim verir eşyaya. / Metin Altıok
"Sen gel bu oyunun kuralını değiştir. Mutsuzluk ceza değil ehven bir iştir..."
“Neden hep boş bir bardağa yüksünmeden boyun eğer sürahi”
Kıyamet çoktan koptu
Haberiniz yok.
Siz hâlâ güneşin
Her sabah doğuşuna güvenin..
Sevmek çok acıdır.