Sayfa İçeriği: James Joyce Sözleri, James Joyce Sözleri İngilizce, James Joyce Sözleri 2020, James Joyce Ünlü Sözleri, Ölüler James Joyce Sözleri, James Joyce Sözleri Facebook
20. yüzyıl edebiyatına büyük katkılar sağlamış olan İrlanda asıllı James Joyce Sözlerini bir araya getirdik. Sizler de beğendiğiniz En Güzel James Joyce Sözlerini İnstagram, Twitter gibi hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz.
Editörün Seçimi: İnsanlar bir kurt tarafından ısırılmakla başa çıkabilirler; ancak, onları esas kızdıracak olan bir koyunun ısırığıdır. (James Joyce)
Dünya denen bu kokuşmuş çöplükte her şeyden şüphe edebiliriz; bir annenin sevgisi hariç.
Acınacak olan, halk kitabımdan ahlaksallık talep eder ve bulur ya da daha kötüsü bu durumu bazı şekillerde ciddiye de alabilirler, ama işin gerçeği şudur ki kitabımın içinde ahlaksallık barındıran tek bir satır bile yoktur.
Cennetin krallığının, zorbalıktan acı çektiğini unuturuz, ki cennetin krallığı kadınlara benzer.
Hatalar yeni keşiflere açılan kapıdır.
''Hayat, kötü bir kitabı okumayacak kadar kısadır. ''
Ama bedenim bir arp ve onun sözleri ve jestleri teller arasında gezinen parmaklar gibiydi.
“’Tarih,’ dedi Stephen, ‘uyanmaya çalıştığım bir kâbus gibi.’”
“İnsan, düşüncenin eziyetinde bir musiki işittiğini sanıyor.”
Geçmiş veya gelecek yoktur; sadece sonsuz bir şimdi vardır.
Yanlışların keşfin kapılarıdır.
Kalbim baya sakin şimdi. Geri döneceğim.
Tarih benim uyanmaya çalıştığım bir kabustur.
Kaçtığını sanırsın ve kendine çarparsın. En uzun dönüş yolu eve en kısa yoldur.
Aşk bir başkasının mutluluğunu istemek olarak anlaşılan tanımını kastederek aslında hiç doğal olmayan bir olgudur ki kendini nadiren tekrar eder; ruh yeniden bakire kalamayacak hale gelir ve bir başkasının ruhundaki okyanusa dalacak gücü yeniden kendinde bulamaz.
Dublin'i betimlemek istiyorum, eğer şehir bir anda dünyadankaybolursa anlayın ki kitabım yeniden oluşturulmuştur.
Herkesin bildiği gibi christopher columbus, amerika'yı en son keşfettiği için gelecek kuşaklar tarafından onurlandırıldı.
Okuyucumdan beklentim, bütün hayatını yapıtlarımı okumaya adamasıdır.
Kimse anlamıyor mu?
Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika’yı en son keşfettiği için gelecek kuşaklar tarafından onurlandırıldı.
Aşk bir başkasının mutluluğunu istemek olarak anlaşılan tanımını kastederek aslında hiç doğal olmayan bir olgudur ki kendini nadiren tekrar eder; ruh yeniden bakire kalamayacak hale gelir ve bir başkasının ruhundaki okyanusa dalacak gücü yeniden kendinde bulamaz.
Kim bilir? dedi.Öğrenmek için mütevazi olmak gerek.Ancak hayat en büyük öğretmendir.
Adın ne senin? Ballı badem mi?
Mor ve al renkleri. Espriyi çaktınız mı? Mor ve kırmızı, yani al, yan yana gelince moral kelimesini verir. Ya!
Hamileyim ben.
Beynimde doğmamış bir çocuk var.
Manzarayı seyrederek hayatı düşündü; ve (hayat üstüne düşününce hep olduğu gibi) hüzünlendi. Yumuşak bir melankoli kapladı içini. Kadere karşı mücadelenin boşunalığını duydu, çünkü bunca çağdan ona miras kalan bilgelik yükü buydu.
Giyecek hiçbir şeyim yok.
Şüpheci ve deyim yerindeyse düşüncenin işkenceye uğradığı bir çağdayız ve korkarım bazen bu eğitimli ya da aşırı eğitimli yeni nesil, eski günlerde kalan insanlık, misafirperverlik, nezaket gibi vasıflardan mahrumlar.
Kişinin kendinden başkasını tanıması zordur.
Mutluluğun duyabileceğimiz en iyi, en yüce duygu olduğunu biliyor musunuz?
O adam üç paraya satar vatanını, evet sonra da diz çöküp Allah'ına şükreder.
Benim için bir şeyler yazmanı istiyorum, dedi. Şöyle zehir zıkkım bir yazı. Senin için zor olmaz. Yüzünden okunuyor.
Tüm insanların bildiği kelime hangisidir?
Şimdi gözlerini aç. Açayım. Bir anlığına. Yok mu olmuş her şey? Şayet açarsam ve hep saydam olmayanın karanlığında kalıyorsam?
Tam bir ay geçti sevgili Henry
gökteki evine kaçalı
ailesi yasını tutuyor umarak cennette rastlaşmayı
Mrs Sinico düşüncelerini niçin yazmadığını soruyordu ona. Neye yarar? diye soruyordu o da, bilinçli bir aşağılamayla. Altmış saniye süreyle bir düşünceyi tutarlı bir biçimde geliştirmeyi beceremeyen laf ebeleriyle yarışmak için mi? Ahlakını polise ve sanatını galeri simsarlarına emanet etmiş budala bir orta sınıfın eleştirilerine kendini hedef etmek için mi?
Demem şu ki ,diye Hainess Stephen'a açıkladı ikisi Mulligan'ı izlerken,bu kule,denize inen bu dik yamaçlar da bana Elsinore'u anımsatıyor bir bakıma.Kaidesinden ta denizin içine sarkan,ya sizce?
Tabi ben ingilizim,dedi Haines'in sesi, duygularım bir ingilizinki.Ülkemin Alman Yahudilerinin eline düştüğünü de görmek istemem.
Düşünce düşüncenin düsüncesidir.Dingin duruluk.Ruh,olduğu her şeyin biçimindedir.Duruluk,apansız,engin akkorlaşmış :Biçimler biçimi.
Çalımlı yürüyorken.Kimin yürüyüşüne öykünmekteydim .Unut:Tığteber ortada kalmışsın.Elinde annenin sekiz şilinlik para havalesi,kapıcının suratına çarparak kapattığı postane kapısının gümleyişi.Açlık diş ağrısı.
“Zeki bir adam hata yapmaz. Düştüğü yanılgılar istemlidir ve keşfine açılan kapılardır.”
“Shakespeare, dengesini kaybetmiş bütün akılların uğurlu yeri.”
“Sanatçı, yaratan Tanrı gibi, eserinin içinde ya da arkasında ya da ötesinde ya da üstünde kalır, göze görünmez, varoluşun dışına arınmıştır, ilgisizdir, bir kenarda tırnaklarını keser.”
“Hoş geldin, ey hayat! Milyonuncu keredir yola çıkıyorum yaşantının gerçekliğiyle karşılaşmak ve ruhumun nalbantında ırkımın yaratılmamış̧ vicdanını dövmek için.”
“İngilizce yazmak, önceki hayatlarda işlenmiş günahlar için düşünülmüş en yaratıcı işkence. İngilizce okuyan insanlar bunun nedenini açıklıyor.”
“Senin mücadelelerin bana ilham veriyor. Ama apaçık ortada olan maddi mücadelelerin değil, alnının gerisinde verilmiş ve kazanılmış olan mücadelelerin.”
O adam üç paraya satar vatanını, evet sonra da diz çöküp Allah'ına şükreder.
Kimmiş bu sarı çizmeli memedaaa?
Daha önce tanışmıştık. Başka bir yıldızda.
''Hayat, kötü bir kitabı okumayacak kadar kısadır. ''
"Çarpık çurpuk mezar taşlarının, haçların arasında, küçük kapının sivri parmaklıklarında ve çıplak dikenler birikip bir kalın örtü oluşturmuştu. Ruhu yavaşça bayılır gibi oldu işitince karın hafifçe yağdığını evren boyunca ve yağdığını hafifçe, nihai sonlarının inişi gibi, bütün yaşayanların ve ölülerin üzerine."
Bir hayalden uyanmak en az doğmak kadar acı verir.
Hatalar, yeni keşiflere açılan kapıdır.
Hayat, kötü bir kitabı okumayacak kadar kısadır.
Öyle görünüyor ki, hiçbir insan, benim ruhuma senin durduğun kadar yakın durmadı.
Üzgünüm dedi. Shakespeare , dengesini yitirmiş tüm ruhların avlağı bir cennettir.
İnsan ruhunun yaşı kaçtır?
Canın çıksın bebeğim!
“Kendimle mi çelişiyorum? İyi öyleyse, kabul, kendimle çelişiyorum.”
Zaten kelimelere sahibim. Peşinde olduğum esas şey, kelimelerin bir cümlenin içindeki mükemmel sıralanışı...
Mişim de mışım ,he kuzum he yavrum..
Dünya ölüden geçilmiyor.
Çığlık çığlık sessizlik..
Tanışmıştık seninle. Sen benimsin. Kader, böyle.
Ölüm en yüksek yaşam biçimidir. Hadi be!
Öğrenmek için mütevazi olmak gerek.
Ancak hayat en büyük bir öğretmendir.
Çiy düşüyor yerlere. O taşa oturma, evladım, dokunur sana.
Allah ne buyurduysa o olur, efendim.
Bu devasa kumlar ,meddücezrin ve rüzgarın buraya sayladığı ince eleye sık dokuya buraya serdiği dildir.Bunlar da,kadim tanrıların kurguları,gelincik sıçanlarının kaynaştıkları mahal.Orada altın vardır.Arasana.Biraz buldum.Kumlar çakıllar.Geçmişle yüklü.Sir Lout'un oyuncakları. Gözünü açta çarpmasın başın.Bir dudağı yerde bir dudağı zalim bir devim ben haa, bütün o Allah'ın gazabı kayaları yuvarlarım yaa ,üstlerine basa basa okyanusların aşarım daa.
Köpekleri , kumların seyrekleştiği bir bayırda koşarak,dört bir yanı koklayarak kırınıyordu.Geçmiş bir yaşamda yitirilmiş bir şeyler ararcasına.
"Sayılmaz mallarım vardı; hem de soylu. Adı yüce bir aileden kalma. Gene gördüm, en sevdiğim de buydu.Siz seviyordunuz beni hâlâ."
İsteklerimize güzellik duygusu yoluyla bir yön vermemiz üstüne sık sık söylevler dinleyip durduğumuz halde, isteklerimizin yalnız güzel şeyler olduğunu söyleyebilir misin?
"Ölüler Sadece Yok Olmaya Mahkum Olanlar Değildir"
Erkekler de amma şapşal oluyor değil mi?
Kim seçti bu yüzü bana?
Yüreğim, hiç mi akıl kalmadı sende umutsuzluğa düşecek kadar ?