Sayfa İçeriği: İngilizce Güzel Sözler, İngilizce Güzel Sözler Uzun, İngilizce Güzel Sözler etkileyici, En etkileyici İngilizce Güzel Sözler, İngilizce Güzel Sözler Kısa, İngilizce Güzel Sözler 2018
İngilizce Güzel Sözler , fotoğraflarınızın altında storylerinize yazabileceğiniz ve aynı zaman arkadaşlarınızın merak edip size türkçe anlamını soracağı özel sözleri bir araya getirdik.
Editör Seçimi: Live together, die alone. (Birlikte yaşa, yalnız öl.)
If you’re reading this, congrats you know how to read. (Eğer bunu okuyabiliyorsanız, tebrikler okumayı biliyorsunuz.)
I love to walk in fog, Because nobody knows i am smoking. Sisin içinde yürümeyi severim, çünkü kimse sigara içtiğimi farketmiyor.
Do you belive in love at first site, or should l walk by again? (İlk görüşte aşka inanır mısın yoksa tekrar mı geçeyim?
I don’t trust words, I trust actions. Kelimelere güvenmem, eylemlere güvenirim
“They say you only fall in love one, but that can’t be true. Every time I look at you, I fall in love all over again.” “Hayatta sadece bir kere aşık olduğumuzu söylerler ama bu doğru olamaz. Sana her baktığımda, yeniden aşık oluyorum.”
You can bear misfortune because it comes outside and it is casual, whereas the thing that hurts us is to feel sorry for the mistakes we made.
Talihsizliğe dayanabilriz , çünkü dışarıdan gelir ve tamamen rastgeledir. Ancak hayatta bizi inciten , yaptığımız yanlışlara hayıflanmadır.
It is not about ideas. It’s about making ideas happen.” Fikirler hakkında değil. Fikirleri gerçekleştirmek hakkında.
A bus station is where a bus stops, A train station is where a train stops. On my desk, I have a work station. (Otobüs durağı otobüsün durduğu yerdir, tren istasyonu trenin durduğu yerdir. Sıramın üzeri ise benim çalışma istasyonum.)
If you judge people you have no time to love them. (İnsanları yargılarsanız, onları sevmeye zamanınız kalmaz.)
I’m jealous my parents, I’ll never have a kid as cool as theirs. (Ailemi çok kıskanıyorum. Asla onlarınki kadar cool bir çocuğa sahip olamayacağım.)
My big afraid to losing you. (Seni kaybetmekten çok korkuyorum.)
My life is in under construction. (Hayatım, yapım aşamasında.)
Life must go on. ( Hayat devam etmeli.)
Education is the most powerful weapon which u can use to change the world. Eğitim dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silahtır.
God sometimes removes people from your life to protect you… Don’t run after them. Tanrı bazen sizi korumak için hayatınızdan bazı insanları çıkarır. Peşlerinden koşmayın.
A smooth sea never made a skilled sailor. Dalgasız deniz asla usta bir denizci yetiştiremez.
I’m not lazy, I’m just on energy saving mode. Ben tembel değilim, sadece tasarruf modundayım.
Being deeply loved by someone gives you STRENGTH, while loving someone deeply gives you courage. (Birini derinden sevmek sana cesaret verirken, biri tarafından derinden sevilmek sana güç verir.
Everything you can imagine is real. (Hayal edebileceğin her şey gerçektir.)
You never know how strong you are, until being strong is your only choice. (Güçlü olmak tek seçeneğiniz olana kadar, ne kadar güçlü olduğunuzu asla bilemezsiniz.)
Life shrinks or expands in proportion to one’s courage. (Hayat birinin cesaretine orantılı olarak küçülür veya genişler.)
A mother’s heart is always with her children. Bir annenin kalbi her zaman çocuğuyla birliktedir
Learn from yesterday, live for today, hope for tomorrow. Dünden öğren, bugün için yaşa, yarın için umut et
In teaching others we teach ourselves. Başkalarına öğretmekle biz de öğrenmiş oluruz.
“I love my eyes when you look into them. I love my name when you say it. I love my heart when you touch it. I love my life when you are in it”. Gözlerimi sen onlara baktığında seviyorum. İsmimi sen söylediğinde seviyorum. Kalbimi sen ona dokunduğunda seviyorum. Hayatımı sen içinde olduğun için seviyorum.)
Someone asked me what I saw in you to love you so much, my only answer was- everything. Birisi bana sende ne görüp de seni bu kadar çok sevdiğimi sordu, ona tek cevabım vardı – her şeyini.
Do you wonder what the diffence between ignorance and genius is ? A Genius has limits but an ignorant doesn’t have any.
Cehaletle dahilik arasındaki farkı merak ediyormusunuz? Dahinin sınırları var cehaletinse hiçbir sınırı yoktur
If you want to make some enemies ,then try to get ahead of your friends.If you want make friends , let your friends get ahead of you.
Düşman edinmek isterseniz arkadaşlarınızı geçmeyi deneyin. Dost kazanmak isterseniz , izin verin , arkadaşlarınız sizi geçsin.
I try everything but I do what I can.
Herşeyi denerim; ama yapabildiklerimi yaparım.
The most courageous act is still to think for yourself. Aloud.” En çok cesaret gerektiren hareket kendin hakkında düşünmeye devam etmektir. Yüksek sesle.
Nothing will work unless you do.” Yapmadıkça, hiçbir şey mümkün değil.
Your time is limited, so don’t waste it living someone else’s life.” Zamanın sınırlı, onu başkalarının hayatını yaşayarak harcama.
I don’t trust words, I trust actions. (Kelimelere güvenmem, eylemlere güvenirim.)
He who opens a school door, closes a prison. (Her kim ki bir okul kapısı açar, o kişi bir hapishane kapatır.)
Chose a job you love, and you will never have to work a day in your life. (Sevdiğin bir işi seç, böylece hayatta tek bir gün bile çalışmamış olursun.)
I hear and I forget, I see and I remember, I do and I understand. (Duyarım ve unuturum, görürüm ve hatırlarım, yaparım ve anlarım.)
I want to travel to your soul and get lost in your eyes. (Ruhunla seyahat etmek ve gözlerinde kaybolmak istiyorum.)
But it didn't break me. Nothing can break me unless I let it. (Ama beni kırmadı. İzin vermediğim sürece hiçbir şey beni kıramaz.)
The only reason I am fat because a tiny body couldn’t store all this personality. (Şişman olmamın tek sebebi, cılız bir bedenin tüm bu kişiliği içerisine sığdıramayacak olması.)
I am Waiting for GF Message! (Kız arkadaşımdan mesaj bekliyorum.)
I miss the days when I was put my head on my desk… (Kafamı masaya koyduğum günleri özlüyorum.)
Every people is a intelligent, When he work Hard! (Çok çalıştığında her insan zekidir.)
A heart that loves is always young. (Seven bir kalp her zaman gençtir.)
Tell the truth and then run. (Doğruyu söyle ve kaç.)
He who opens a school door, closes a prison. (Her kim ki bir okul kapısı açar, o kişi bir hapishane kapatır.)
I have nothing to lose,but something to gain. (Kaybedecek bir şeyim yok fakat kazanacak bir şey var.)
Stop talking about darkness and light a candle. (Karanlık hakkında konuşmayı bırakın, bir mum yakın.)
My secrets of life is a book any one can take a look. Hayat sırlarım kimsenin bakamayacağı bir kitaptır.
I’ll see you in the dark side of the moon. Seni, ayın karanlık tarafında göreceğim.
I know I haven’t changed but I’m not the same. Değişmediğimi biliyorum ama aynı değilim.
Happiness is to love and to be loved. Mutluluk sevmek ve sevilmektir.
Two faced peoples. İki yüzlü insanlar.
I love to walk in fog, Because nobody knows i am smoking. )Sisin içinde yürümeyi severim, çünkü kimse sigara içtiğimi farketmiyor.)
Don’t worry, be Happy! (Endişelenme, Mutlu ol!)
A person starts dying when they stop dreaming. (Bir insan hayal kurmayı bıraktığı zaman ölmeye başlar)
Age doesn’t always bring wisdom. Sometimes age comes alone. (Yaşlanmak her zaman yanında bilgelik getirmiyor. Bazen de tek başına çıkageliyor.)
If it is important to you, you will find a way. If not, you’ll find an excuse. (Eğer senin için önemliyse bir yolunu bulursun. Eğer değilse bir bahane bulursun.)
If opportunity doesn’t knock, buiId a door. (İmkânlar kapıyı çalmana olanak tanımıyorsa, kapı inşa et.)
Accept who you are. UnIess you’re a seriaI kiIIer. (Seri katil olmadan, kim olduğunu kabul et.)
AII my Iife I thought air was free, untiI I bought a bag of chips. (Hayatta hep havanın beleş olduğunu düşünürdüm, ta ki bir tane cips alana kadar.)
I had a horribIy busy day converting oxygen into carbon dioxide. (Bugün oksijeni karbondioksite çevirmek için aşırı derecede meşgulüm.)
Choose a job you love, and you will never have to work a day in your life. Sevdiğin bir işi seç, böylece hayatta tek bir gün bile çalışmamış olursun
Be not afraid of going slowly, be afraid only of standing still. Yavaş gitmekten korkma, yerinde durmaktan kork.
Can I borrow a kiss? I promise I’ll give it back. Bir öpücük ödünç alabilir miyim? Geri vereceğime söz veriyorum.
You are my favorite place to go to when my mind searches for peace. Sen birazcık huzur aradığımda gitmekten en çok hoşlandığım yersin.
“If I did anything right in my life, it was when I gave my heart to you.” Eğer hayatta tek bir şey doğru yaptıysam, o da sana kalbimi vermekti.
Looks may capture the eyes, but it’s the personality that captures the heart
Dış görünüş gözleri ele geçirebilir ama kalbi elde eden kişiliktir
What you do every day should contribute to giving your life meaning
If it doesn’t, why are you doing it?
Hergün yaptığınız şey hayatınıza anlam katmaya katkıda bulunmalıdır.Öyle değilse, niçin onu yapıyorsunuz?
Always use the time you have to finish your work
Never leave it to the last minute
Once time goes away, it never comes back
Her zaman işini bitirmen için gerekli zamanı kullan
Asla son dakikaya bırakma
Bir kez zaman geçti mi, asla geri gelmez
To be or not to be, that is the question.” Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.
Don’t settle for good. Demand Great. (İyiyi kabullenme. Mükkemmeli talep et.)
Price is what you pay, value is what you get. (Fiyat ödediğin, değer ise elde ettiğin şeydir.)
Always remember you’re UNIQUE…. just like everybody else. (Her zaman TEK olduğunu hatırla. Diğer herkes gibi.)
In three words I can sum up everything I've learned about life: it goes on. - Robert Frost (Üç kelimeyle yaşam hakkında öğrendiğim her şeyi özetleyebilirim: Hayat devam ediyor.)
He's an angel, he has to be. No one alive is this good to me. (O bir melek olmalı, yaşayan kimse benim için bu kadar iyi değil.)
To live is the rarest thing in the world. Most people exist, that is all. - Oscar Wilde (Yaşamak dünyadaki en nadir şeydir. Çoğu insan sadece var olur.)
Phones are better than GF, At least we can switch it off… (Telefondan kızlardan daha iyi, en azından kapatabiliyoruz.)
Never give people permission to disrespect you. (İnsanların sana saygısızlık etmelerine asla izin verme.)
Life without mistakes is like, education without books. (Hatasız yaşamak, kitap olmadan eğitim almak gibi.)
You are my best reason to lose sleep. (Uykularımı kaçıran en iyi sebepsin.)