Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

İngilizce Atasözleri

Sayfa İçeriği: İngilizce Atasözleri, İngilizce Atasözleri ve Anlamları, İngilizce Atasözleri ve Deyimleri, İngilizce Atasözleri Türkçe, İngilizce Atasözleri Kısa, İngilizce Atasözleri Anlamlı, İngilizce Atasözleri Özlü

Bu içeriğimizin altında sizleri İngilizce Atasözleri ile buluşturuyoruz. Birbirinden anlamlı olan İngilizce Atasözleri ve Anlamlarını Twitter, İnstagram, Facebook gibi hesaplarınızdan paylaşımda bulunabilirsiniz.

İngilizce Atasözleri

Editörün Seçimi: Eller çoğalınca işler hafifler.


Don't count your chickens before they hatch
Yumurtlamadan önce tavuklarını sayma


“You can’t judge a book by its cover.”
Kimseyi dış görünüşüne göre yargılayamazsın.


All good things must come to the end.
Her güzel şeyin bitecek.


A fish rots from the head down: Balık baştan kokar.


Don’t put all your eggs in one basket.
Bütün yumurtalarını bir sepete koyma.


If it ain’t broke, don’t fix it.
Kırık değilse, tamir etme.


"The customer is always right."
Müşteri her zaman haklıdır.


Many hands make light work
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.


The grass is always greener on the other side of the hill
Çimenler tepenin diğer tarafında her zaman daha yeşildir


Two heads are better than one
İki kafa bir taneden iyidir


If you can't beat 'em, join 'em
Onları yenemiyorsan, katıl


Actions speak louder than words
Hareket kelimelerden daha sesli konuşur


Actions speak louder than words.
Lafla peynir gemisi yürümez.

 

A person is known by the company he keeps.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.


Beggars can’t be choosers.
Dilencinin seçme hakkı yoktur.


Better late than never.
Geç olsun güç olmasın.


A thing of beauty is a joy forever: Güzel şeyler sonsuz kadar yaşar.


All things must pass: Her şey geçer.


Actions speak louder than words.
Hareket kelimelerden daha sesli konuşur. 


The squeaky wheel gets the grease.
Gıcırdayan tekerlek yağlanır. 


There’s no such thing as a free lunch.
Bedava öğle yemeği diye bir şey yoktur.


Fortune favors the bold.
Şans cesur olanı kayırır.


The early bird catches the worm.
Erkenci kuş solucanı (kurdu) yakalar.


The grass is always greener on the other side of the fence
Çimenler tepenin diğer tarafında her zaman daha yeşildir.


When in Rome, do as the Romans.
Romadayken, bir Romalı gibi yap.


"All things are easy that are done willingly"
Eğer isteyerek yapılırsa, herşey (iş) kolaydır.  


"Eagles don’t catch flies."
Kartallar, sinek yakalamaz.


"Working as a team produces better results."
Takım halinde çalışmak, daha iyi sonuçlar getirir.


"Hope is a good breakfast but a bad supper."
Ümit iyi bir kahvaltıdır, ama iyi bir akşam yemeği değildir.


Honesty is the best policy
Dürüstlük en iyi yoldur.


An apple a day keeps the doctor away
Günde bir elma yemek, doktoru uzak tutar


Don’t bite the hand that feeds you
Seni besleyen eli ısırma.


Still waters run deep
Yavaş atın çiftesi pek olur.


My hands are tied
Elim kolum bağlı.


Birds of a feather flock together
Bir tüyün-türün kuşları beraber uçarlar-sürü halinde


You can't have your cake and eat it too
Eğer bir konuda şikayet edersen daha iyi bir hizmet


Beauty is in the eye of the beholder
Güzellik görenin gözündedir


Don't judge a man until you've walked in his boots
Bir kişinin botlarını giymeden onu yargılama


You mustn’t cry over spilled milk
Dökülen süte ağlamamalısın


Don’t try to walk before you can crawl.
Köpek bile yediği kabı pislemez.


Easy come easy go.
Haydan gelen huya gider.


Familiarity breeds contempt.
Fazla muhabbet tez ayrılık getirir.


If you can’t beat them, join them.
Bükemediğin bileği öpeceksin.


An apple a day keeps the doctor away: Günde bir elma doktoru uzak tutar.


Good things come to those who wait.
İyi şeyler bekleyenlerin başına gelir. 


Two heads are better than one
İki kafa, bir taneden iyidir.


One man’s trash is another man’s treasure.
Bir adamın çöpü başkasının hazinesidir.


Don’t bite the hand that feeds you.
Seni besleyen eli ısırma.


Practice makes perfect.
Pratik mükemmelleştirir.


If you scratch my back, I’ll scratch yours
Sen beni kolla, ben de seni kollayayım.


Learn to walk before you run
Koşmadan önce yürümeyi öğren.


Don’t make a mountain out of an anthill (molehill)
Pireyi deve yapma.


A rolling stone gathers no moss
İşleyen demir pas tutmaz


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz