Sayfa İçeriği: İbni Haldun Sözleri, Anlamlı İbni Haldun Sözleri, İbni Haldun Sözleri Twitter, Kısa İbni Haldun Sözleri, İbni Haldun Sözleri 2019, İbni Haldun Sözleri Facebook
13. ve 14. yüzyıllarda yaşayan sosyoloji ve iktisatın öncülerinden kabul edilen Tunus doğumlu olan İbn-i Haldun'a ait olan sözleri bu yazımızda siz değerli ziyaretçilerimiz için bir araya getirdik.
Editör Seçimi: Akletmek, müslümanlar tarafından terk edildi. Bu yüzden sefil bir hale düştüler. (İbn-i Haldun)
İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur.
”Adaletsizlik medeniyeti mahveder.”
Kıtlık zamanlarında insanları öldüren şey açlık değil fazlaca alıştıkları tokluktur.
Her akıl, gücünün yetmediği ve idrak edemediği şeyleri inkâr eder.
Matematik insanın davranışlarını değiştirir; hatta, insanı dürüst kılar.
İlim bir kuyu, tartışma ise onun kovası gibidir.
Kalpleri müteferrik olanların akılları birleştirilemez.
Her şeyi takdir eden Allah’tır ve O’ndan başka Rab yoktur.
Kıtlık zamanlarında insanları açlık değil, alışmış oldukları tokluk öldürür.
Çünkü insanların, başkalarının mükemmelliğini ve kendilerinden üstün olduklarını kabullenmeleri çok az görülecek bir durumdur.
”Öğretmenler, bilim sahibi olma yolunda öğrencilerine kitaplarını ezberletirler. Ancak bilimsel tartışmalarla ve münazaralarla, konuları ve sorunları zihinde yerleştirme suretiyle kestirilebileceğini unuturlar.”
”Peygamberler bile, başkalarını yenmek için, kendileri gibi düşünen yol arkadaşları bulmak zorundadır.”
”Gayri memnunlar medeniyet kuramazlar.”
”Kentliler, kendilerini rahatlık ve kaygısızlığın döşeğine salıvermişler, mutluluk ve bolluğa gömülmüşler, mallarını ve kendilerini koruma işini, yönetenlerine, valilerine, yargıçlarına ve sürekli koruma görevlilerine bırakmışlardır. ve çevrelerini kuşatan kale duvarlarının, önlerinde dönüp dolaşan bekçilerin ve nöbetçilerin sağladığı güvenceyle uykuya dalmışlardır. hiçbir kaygı, uyarı heyecanlandırmaz onları. ellerinden kaçabilecek avları da yoktur. alabildiğine iyimserlerdir ve kendilerini güvenlik içinde bulurlar. bu nedenle silahlarını bırakmışlardır.”
”Devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler.”
Merhamet, masum olduğu için her kalbe misafir olmaz.
Adaletsizlik medeniyeti mahveder.
Peygamberler bile, başkalarını yenmek için, kendileri gibi düşünen yol arkadaşları bulmak zorundadır
Kentliler, kendilerini rahatlık ve kaygısızlığın döşeğine salıvermişler, mutluluk ve bolluğa gömülmüşler, mallarını ve kendilerini koruma işini, yönetenlerine, valilerine, yargıçlarına ve sürekli koruma görevlilerine bırakmışlardır. ve çevrelerini kuşatan kale duvarlarının, önlerinde dönüp dolaşan bekçilerin ve nöbetçilerin sağladığı güvenceyle uykuya dalmışlardır. hiçbir kaygı, uyarı heyecanlandırmaz onları. ellerinden kaçabilecek avları da yoktur. alabildiğine iyimserlerdir ve kendilerini güvenlik içinde bulurlar. bu nedenle silahlarını bırakmışlardır.
Her akıl, gücünün yetmediği ve idrak edemediği şeyleri inkar eder.
Aklın birçok mertebeleri var. Önce dış dünyanın idraki: taakkul. Taakkul demek tasavvur demektir, buna akl-ı temyizi de derler. İnsan bu meleke ile faydalıyı zararlıdan ayırır.
Bil ki mantık ilminde esas, ispat etmektir.
Devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler.
Öğretmenler, bilim sahibi olma yolunda öğrencilerine kitaplarını ezberletirler. Ancak bilimsel tartışmalarla ve münazalarla, konuları ve sorunları zihinde yerleştirme suretiyle kestirilebileceğini unuturlar.
İlme yasak koyanlar veya insanları yalanla meşgul edenler, aklın ve insanlığın en büyük düşmanlarıdır.
İnsanların, başkalarının mükemmelliğini ve kendilerinden üstün olduklarını kabullenmeleri çok az görülecek bir durumdur.
Durumdan duruma geçişler bütünüdür her şey. Bu değişmeler ve geçişler, kişilerde, sürelerde, kent ve kasabalarda olduğu gibi, tüm evrende, ülkelerde, kıtalarda, zamanlarda ve devletlerde de olur.
Aklın birçok mertebeleri var. Önce dış dünyanın idrakı: taakkul. Taakkul demek tasavvur demektir, buna akl-ı temyizi de derler. İnsan bu meleke ile faydalıyı zararlıdan ayırır.
”Şehirlerin de bir ruhu vardır. Bir şehirde yaşayan insanlar zamanla yaşadığı şehrin ruhuyla karakteristik açıdan özdeşleşirler.”
”Barbarlar savaşla yenip fetheder, medeniyetse sulhla fethedeni fetheder.”
”Coğrafya kederdir.”
”İnsanların, başkalarının mükemmelliğini ve kendilerinden üstün olduklarını kabullenmeleri çok az görülecek bir durumdur.”
Adaletsizlik medeniyeti mahveder.
Zulüm, umranın harap oluşunun habercisidir.