Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Hasan Hüseyin Korkmazgil Sözleri

Sayfa İçeriği: Hasan Hüseyin Korkmazgil Sözleri, Hasan Hüseyin Korkmazgil Sözleri Facebook, Hasan Hüseyin Korkmazgil Sözleri 2020, Hasan Hüseyin Korkmazgil Şiirleri, Hasan Hüseyin Korkmazgil Güzel Sözleri, Hasan Hüseyin Korkmazgil Aşk Sözleri

1984 yılında aramızdan ayrılmış olan ünlü şairler arasında gösterilen Hasan Hüseyin Korkmazgil'i saygı ve sevgi ile yâd ediyoruz. Hasan Hüseyin Korkmazgil Sözleri ve şiirleri arasından hoşunuza gidenleri Twitter, Facebook gibi hesaplarınızdan paylaşmayı unutmayın!

Hasan Hüseyin Korkmazgil Sözleri

Editörün Seçimi: Açlığın dini olmaz, yoksulluğun vatanı. (Hasan Hüseyin Korkmazgil)


Hor baktık mı karıncaya
kırdık mı kanadını serçenin
vurduk mu karacanın yavrulusunu
ya nasıl kıyarız insana


İncecikti, gül dalıydı, dokunsam kırılacaktı, dokunmadım kurudu.


Demek yalnızlıktan böğürmedin hiç, Akrep sokmuş gibi sıçramadın geceleri ha! Hiç sevmedin öyle mi? kendini öldürmeyi, çekip gitmeyi büyük işler becermeyi, düşünmedin ha! Bravo be... Aşk olsun şu adama vallahi. / Hasan Hüseyin Korkmazgil


Acı çekmek özgürlükse
Özgürdük ikimiz de
O, yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O, dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini


Elbet bir bildiği var bu çocukların
kolay değil öyle genç ölmek.


"Ne de çok özlemişiz, gökyüzüne kansız bakmayı.."


''Kör olasın demiyorum Kör olma da Gör beni..''


Bu düzen beyler düzeni
bu düzeni ben yapmadım
ben diyorum ki size
bu düzen beyler düzeni


İşte bizim de şairimiz
işte bizim de sesimiz
işte bizim de kurtuluşumuz


Derim ki sana:
Denize varmaktır amacı nehrin, denize varmak, ey yolcu!


Dinlemezler ki çocukları
dinleseler çocukları
herşey uçurtma


Ve savaş dediler mi çocuk çığlıkları doluyor kulaklarıma
ve savrulup gidiyor güvercinler dönülmez uzaklara


Al işte sana akşam
Al işte sana gece
Al işte sana sabah
Topla topla yığ yılları
Adına da yaşamak de.


Ey beni bilmeyenler
tanımayanlar
konaklayıp geçenler o topraklardan
Acı çekin önce biraz
sonra okuyun şiirlerimi!


Ey benim göre göre gökleşen gözüm hani nerdesin?


Yüklenmişler paraları!.
Kalmışlar altında insansızlığın...


Bu geceler niçin böyle insansız
Bu insanlar niçin böyle yarınsız
Bu niçinler niçin böyle yanıtsız?


Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe


İnsan niçin öldüğünü bilmedikçe ölümden medet ummak boş


Çok konuştum
biliyorum
çok susmuştum
bilmiyorsun


Sevmek diye bir şey vardı
Sevmek diye bir şey yokmuş.


Ben bu yükü hangi dağa
bilemiyorum
yüreğimi hangi suya
bilemiyorum


Artık anlıyorum ki söz bir ilkel kayıktır
geçirmiyor bu kıyıdan öbür kıyıya bizi.


Ölülere kaldı sevmek ey Neyzen
Bu canım topraklarda
Demek boşuna değilmiş pek de
Gencecikken ölüp ölüp gitmelerimiz


Şu dünyada üç nesneden korkarım
bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm


Yok mu bir ses bir soluk
Gören göz duyan kulak
Yok mu içim yanıyor


Ben hiç adam öldürmedim amado
babam da öldürmedi
anam da öldürmedi
biz hiç adam öldürmedik amado
ama bizi hergün hergün öldürdüler amado
onun için ağıtsıdır gülüşlerimiz
onun için zor geliyor ayrılık


Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm


Çünkü aşk
Kavganın içindedir
Çünkü sen
İçindesin kavganın


Bir kutup yıldızı, bir ben, bir dinmeyen ağrılarım. Ve müthiş ağlamak istiyorum.


Demek yalnızlıktan böğürmedin hiç, Akrep sokmuş gibi sıçramadın.


Elbet bir bildiği var bu çocukların. Kolay değil öyle genç ölmek. Yeşil bir yaprak gibi yüreği koparıp ateşe atmak


Kör olasın demiyorum kör olma da gör beni.


Severim fırtınanın her türlüsünü ormanlar uğultulu sular dalgalı. Severim Filizkıran Fırtınası’nı kırıp kanatmıyorsa sevincin türküsünü.


İncecikti, gül dalıydı, dokünsam kırılacaktı, dokunmadım kurudu. / Hasan Hüseyin Korkmazgil


Bir kutup yıldızı, bir ben, bir dinmeyen ağrılarım. Ve müthiş ağlamak istiyorum. / Hasan Hüseyin Korkmazgil


Nehirler boyunca git ve gör nehirlerin nasıl yol aldıklarını! Sen de bir nehirsin ey yolcu! / Hasan Hüseyin Korkmazgil


Yüreğim sızladığı zaman
Gece yarılarından sonra,şafaktan önce
Bilmediğim bir istasyondan,bilmediğim bir müzik geliyor kulağıma:
Uzak
vahşi
Karanlık...


İnsan bazan birdenbire vurup kırabilir mi?


Yüreğimi böldüm bine
yedirdim kurda kuşa


Uzaktan bakıyordu her şeye...


Nerdesin barışmazlığım!
Nerdesin çelik gözlüm!
Nerdesin kınına sığmayanım!


Güvercinler uçuşur sesinde onun..


Neyiniz var kardeşler şu kısa konuklukta
Sevmekten, ağlamaktan, gülmekten başka.


Öyle bir yerdeyim ki
Ne karanfil
Ne kurbağa
Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanım mavi yosun
Dalgalanır sularda..


Duydun mu ekmeksizim
Okulsuzum duydun mu
Işıksızım yolsuzum.


Serin bir su değilsen sokulma bana!
Ellerimde bu öfke bu ateş..


Birgün elbette basıp gideceğim bu dünyadan
lâmı cimi yok..


Türküm benim karınca katarıdır
Ben gitsem sözüm kalır.


Bu bendeki yürek demirdenmiş demirden!


Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz.


Açlığın dini olmaz, yoksulluğun vatanı.


Hep aynı köşede karşılaşırdık, gözlerini koyacak yer bulamazdım.


Ve bir akşam kuşlar gibi elimizden uçup giden mutluluk... Bir sabah ebem kuşaklarının altından dörtnala gelirler.


İşime karım dedim, karıma Kavel diyeceğim.


Aramakmış oysa sevmek, özlemekmiş oysa sevmek, bulup bulup yitirmekmiş, düşsel bir oyuncağı. Yalanmış hepsi yalan sevmek diye bir şey vardı sevmek diye bir şey yokmuş.


Bağışladım dallarımı kıranı, toprağıma tüküreni bağışlamadım.


İşime karım dedim, karıma Kavel diyeceğim.
Ve soluğum tükenmedikçe bu doyumsuz dünyada,
Güneşe karışmadıkça etim
Kavel Grevcilerinin türküsünü söyleyeceğim.
Ve izin verirlerse Kavel Grevcileri,
İzin verirlerse İstinyeli emekçi kardeşlerim.


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz