Sayfa İçeriği: Fazıl Hüsnü Dağlarca Sözleri, Fazıl Hüsnü Dağlarca Aşk Sözleri, Fazıl Hüsnü Dağlarca Kısa Sözleri, Fazıl Hüsnü Dağlarca Güzel Sözleri, Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiirleri, Fazıl Hüsnü Dağlarca Sözleri 2020
2008 yılında İstanbul'da gözlerini hayata yuman ve İstanbul doğumlu olan ünlü şairlerimizden Fazıl Hüsnü Dağlarca Sözlerini hazırladık. Twitter, Whatsapp, Facebook gibi hesaplarınızdan Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiirlerini paylaşmayı unutmayın.
Editörün Seçimi: Çanakkale, yeni Türkiye'nin önsözüdür. (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
Haydi miskin vücudum, gidelim.
Yalnızlık insanı çoğaltır. Yalnızlık, eski anlatımla insanın nüshasıdır. Yalnızlık insanın öbür dakikalarıdır. Kişi yaşamı boyunca yalnızlıklarının toplamıdır. / Fazıl Hüsnü Dağlarca
“Kim ellerini alnımda gezdirirken o ten, ses ile,
Bana kalbin musikisini verecek, haberi olmadan.
Geceyi avuçlarımda siyah bir gül gibi duyuyorum,
Ve sen misin bilmiyorum bu gülü bırakan.
Nereye, ey göz yaşlarımın sıcaklığı,
Ki başka birisi yok beni duyan.
Rüyalar nereye gidiyor, anlamıyorum;
Ve sen nereye gidiyorsun, hatıralardan.”
Ben bütün lambaları kırmak isterim;
Yanarken içimde binlerce mumluk bir elektrik gibi yarın.
Üfleme bana anneciğim korkuyorum
Dua edip edip, geceleri.
Hastayım ama ne kadar güzel
Gidiyor yüzer gibi, vücudumun bir yeri.
Allah ne kadar büyüktür çocuğum, kuşlar gönderir dallarımıza. Fazıl Hüsnü Dağlarca
Çanakkale, yeni Türkiye'nin önsözüdür.
Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir.
Geçti en temiz, en güzel düşünceler, meğer bir nedametmiş hayatın şekli.
Ve senin duaların varsa,
Benim de vardı...
Vakit geçer can acısından, yalnızca,
O yürür.
Ağır karanlığından çağların,
Kurtulmuş
Özgür.
Beni düşünme, dedi ayrılırken
Düşünmüyorum ki
Düşüncem sende kalmış.
Şiir bir yaşama biçimi değildir. Bütün yaşamalar şiirin bir biçimidir. / Fazıl Hüsnü Dağlarca
Söyle sevda içinde türkümüzü,
Aç bembeyaz bir yelken
Neden herkes güzel olmaz,
Yaşamak bu kadar güzelken?
Anlıyorsun değil mi
Bütün yazdıklarım oyundur ya
Sana düşen yeri bir gün
Oyun değil
Esriktir bütün çizgilerimiz.
Beni düşünme dedindi ayrılırken. Düşünmüyorum ki, düşüncem sende kalmış.
Nereye? Kim ellerini alnımda gezdirirken o ten, ses ile, Bana kalbin musikisini verecek, haberi olmadan. Geceyi avuçlarımda siyah bir gül gibi duyuyorum, Ve sen misin bilmiyorum bu gülü bırakan. Nereye, ey göz yaşlarımın sıcaklığı, Ki başka birisi yok beni duyan. Rüyalar nereye gidiyor, anlamıyorum; Ve sen nereye gidiyorsun, hatıralardan.?
Hasret? Sevgimi unutmak için seyrederim bir tabloyu, bir mermeri, Ki ne kadar dalsa ruhum yeniden döner geriye: Okurum düşüne düşüne okuduğun şiirleri, Senin düşüncen geçerken üzerlerinde bir sıcaklık kalmıştır diye?
İki şey var yollar boyu aydınlık ve saf, Biri yaşamakla acı, biri ölümce tuhaf: Var olmak sevdiğim senden taraf, Düşünmek sana karşı...
Alırdı bir şey, Dizi dizi. Geceden, Sabahtan, Sudan, Yavaşça Bizi...
Seni değil görsem de tek,
Hayalini çiçeklesem.
Hem güneş, hem ay bilerek,
Seni beklesem, beklesem.
Sen Deniz Gök,
Bir an dursanız uykuda
Büyür bir yosun geceye karşı.
Hey göklere duman durmuş dağlar hey
Değirmenin üstü her gün yel olmaz
Dinle ağa, dinle paşa, dinle bey
Sen söylersin o susar mı belli olmaz.
Korkuyorum anneciğim, nerde ellerin
Bu gecelerden ki kalbe aşina
Havalarda büyük misafirlikler dolaşıyor.
Korkuyorum değerken karanlığın hayatına.
Ilık bir su gibidir içimde yalnızlığım,
Yalnızlığım, ruhumda uzak bir ses gibidir.
Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir,
Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım.
İnsan, tükenmez.
Kurda, koyun güttürmezler.
Koyunlar bulur, en yeşil dağı.
Türkçem benim ses bayrağım.
Suçunu öder yavaş uçarsa, kartallara kuş.
Olgun meyvelerde bir hüzün vardır.
Ülkeler öder suçunu, budala yöneticilerin.
Ayırır bizi bu sular, bu dağlar.
Sular da bizim, dağlar da,
Ayrılacak ne var?
Ben ayı gördüğüm her gece daha yalnızım,
Daha çoğum biraz da.
Ben ayı gördüğüm her gece daha yalnızım,
Daha çoğum biraz da.
Çocuğum sana yalvarıyorum
Ellerin çirkinleşmeden dua et.
Çıkamaz çocukluğundan dışarı
Kimse.
Bundandır inanmamamız
Kocaman bombalara.
“Kişi seni severse
Soyunur aya karşı
Sever
Ölüsüne dek”
Seni değil görsem de tek,
Hayalini çiçeklesem.
Hem güneş, hem ay bilerek,
Seni beklesem, beklesem.
“Ne ağaçlar uzanmış mevsimlerimce
Ne yıldızlar gerçek, aydınlığım kadar.
Aşkla kımıldayan küçücük ışıklar uçuşur içimde yön yön,
Yaşadığımın farkındayım.”
Kime seslenmek istiyorsun, Avaz avaz..? Seni dolduran şey, İncir çekirdeğini doldurmaz..!
Beni düşünme dedindi ayrılırken. Düşünmüyorum ki, düşüncem sende kalmış...
Ömrüm bir mısradır ki okuyan yanlış bulur.
Ben öleceğim, kimse seyretmesin, Güneş ve düşünceler içinde. Soyunacağım elbiselerden ve hatıralardan, Bir semalar sessizliğinde. Asude ve mahzun ellerimle, Nasibimi bir kenara bırakıp. Eski şarkılar söylerken, Dağlarda ateşler yakıp. Kimse seyretmesin, aşk ve sonsuzluk, Garip mezarlıklar - arasından gideceğim. - Kokulu sularla yıkanarak Karanlıklarda zevk edeceğim.
Yeşil çalışkandır,
Kırmızı yaramaz,
Sarı uykucu,
Ak yıkanmış,
Kara korkak.
Nereye sevdiğin benim , inandığım nereye ,
Rüyaların yarasalar gibi uçuştuğu geceler içinden.
Dalgınlığımla hareketlerini seçemiyorum ,
Varlığının altın kafiyesini arıyorken ben .
Ve yaşamak, sen ne kadar büyüksün.
Yaşamak bir masal!
Ceylanlarla koşuyorlardı
Birbirlerine
Netseler
Böceklerle varamıyorlardı ki.
Bir aşinalık var yaşamakta.
Biz sustuk,
Bağrımızda yeryüzünce bir sızı.
Sonra daha eskiden o resmin günlerinde
Anneniz henüz çıldırmamıştı
Saçlarınız altın gibiydi ak omuzlarınıza değerken
Peki söyleyebilirsiniz.
“Kur’an okurdu babam bazen
Galiba Kadir gecelerinde
Onun inanmış sesiyle biz çocuklar
Daha küçülürdük odanın en uzak bir yerinde.”
Bir an ki cesaretin büyük sessizliği,
Hissin ve aklın sonsuz memleketinde.
Allaha mevcut veriliyor,
Kainat hazır ol vaziyetinde!
“Bıraktın bir hatıralar yığınında beni de yavrum;
Ki sevgim verdi sana bir koku gibi bütün dünyasını.
Ve ben bu sabah vaktinde iyice hissediyorum,
Bir kitap arasına bırakılmış çiçeklerin yasını.”
“Bu gece, bu gece,
Uykusuzum, kederliyim, deliyim.
Yüzümde uzak sevgilerin serin aydınlığı,
Durmayalım şehir şehir, yıldız yıldız karanlıkta,
Bu gece ölmemeliyim.