Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Fatih Yağcı Sözleri

Sayfa İçeriği: Fatih Yağcı, Fatih Yağcı Sözler, Fatih Yağcı Kitap Sözleri, En Anlamlı Fatih Yağcı Sözler, En Güzel Fatih Yağcı Sözleri, Fatih Yağcı Alıntıları, 2018 Fatih Yağcı Sözleri

İslami yönü ile gönüllere taht kuran Fatih Yağcı'nın en güzel sözleri bu yazımızın altında! Siz de dilerseniz bu islami ve anlamlı sözleri sosyal medya hesaplarınızdan paylaşım yapabilirsiniz.

Fatih Yağcı Sözleri

Editör Seçimi: Güneş ile dünya arasına ay girince, Dünya karanlıkta kalır. ALLAH ile kul arasında dünya girince, kul karanlıkta kalır. (Fatih Yağcı)


Kusura bakma... Kusuru ört!


Ya Baki Entel Baki...


Ey nefsim, ölüm senin peşindeyken, sen neyin peşindesin?


Gidenler kalanlar kadar ölmezler.


Nereye gidersen git... Ne yaparsan yap... Vicdan, "Allah!" diyor her daim.


Yıllar ne kadar da hızlı kaybolup gitmiş böyle. Ağaçtan düşen bir yaprak kadar kısa... Neredesin çocukluğum?


"Birileri dilek tutmayı denedi,
birileri ise yas tuttu, kayan yıldızın ardından..."


" Müslüman olmak kendini değiştirmektir, İslam'ı değiştirmek değil"


Herkes cennete gitmek istiyor, fakat kimse ölmek istemiyor...


Kuran-ı Kerim'de tam 117 defa 'ceza'kelimesi geçerken, tam iki katı kadar 234 defa 'affetmek' kelimesi geçiyor.


Taşlardan kaleler yaptığımız futbol maçlarını özledim. Herkesin oynadığı fakat kimsenin kaybetmediği oyunları.. Körebe oynarken o an orada bulunan herkese güvenmeyi özledim.


... binlerce delil gittiğim İslam yolunun hak olduğunu gösteriyorken, şeytanın aslında inançsızları, inanması zor bir şeye inandırdığını fark ediyordum.


Bir vakit namazı kazaya bıraktığında otur da düşün..." Ne yaptım da Rabbim beni huzuruna kabul etmedi" diye.


Uçmayı öğrenmeden göç etmeye mecbur kalmış kuşlar vardı bir de...


Ücret ve mükâfat vakti " önce ben " diyen nefis, hizmet ve meşakkat vakti " neden ben " diye hayıflanıyor.


" Ey aşk... Ne kadar da yanlış anlaşılıp kirli hale gelen bir kelime oldun böyle "


"Gitmeye değer yerlerin kestirmesi yoktur."


"Ya sabır... Ya sabır..."


İnsanların, hakkında ne düşündüğüyle çok ilgilenirsen, Allah'ın senden ne istediğini unutursun.


"Oysa Rabbim, kalbimde O'dan daha büyük yer ayıracağım bir şey olsun istemiyordu . Ben ise buram buram dünya kokuyordum ."


İnsanların, hakkında ne düşündüğüyle çok ilgilenirsen, Allah'ın senden ne istediğini unutursun.


Ölmeyecekmiş gibi yaşamak, hiç kabre girmeyecekmiş gibi davranmak,ne büyük cesaret!


Şimdi dön bir bak, secdesiz geçen yıllarına!


Nefsim sen bi sus ya!
" Ey Rabbim... Biz azmettik. Azmettik ki Hakkın sesini bütün dünyada haykıracağız. 
Senin yeryüzündeki İslamı anlatan neferi olacağız."


"Hoştur bana Senden gelen,
Ya hilat-ü yahut kefen,
Ya taze gül, yahut diken...
Kahrın da hoş, lütfun da hoş.

Gerek ağlat, gerek güldür,
Gerek yaşat, gerek öldür,
Âşık Yunus Sana kuldur,
Kahrın da hoş lütfun da hoş."


"Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir."


Her şeye vaktimiz var. Vakti verene vaktimiz yok.


Açık sözlü olmak bir çok arkadaşın olmasını sağlamaz, ama doğru olanları bulmanı sağlar.


O an anladım ki, gidenler kalanlar kadar ölmüyormuş...


İnsanların seni kaç kere incittiğini ve terk ettiğini sayma. Allah'a kaç kere karşı geldiğini say ve seni hiçbir zaman terk etmediğini hatırla.


Cehennemde kontenjan sıkıntısı yok..!


"Umut vardı, gerçekleşmek için can atan. Fakat umut dedikleri, gözlerimiz açıkken gördüğümüz rüyalardır. Hem de öyle rüyalar ki, yanlarında kabusların masum kaldığı. Zira kabuslar, uyandığında kurtulduğun rüyalardır. Umutlar ise, uyandığında başlayan kabuslar..."


Kader hiçbir ayrıntıyı atlamaz.
"Üçümüz tanıştığı günden beri başımızı kaldırmadan bir karınca çalışkanlığıyla özgürlüğü arıyoruz aslında. Nerden bilebilirdik ki özgürlüğün çatık kaşlı bir İstanbul beyefendisi olduğunu.


Ölçümü şu olmalı :
Allah bu işe ne diyor?


Kütüphaneler dolusu 'doğru ' bilginin hafızana nakşedilmis olmasını ....Kirli bilgilerden ve hayallerden tamamen arınmış olmayı ...


Önümüze gelen her kitabı okuyamayacak kadar az kalıyoruz bu dünyada. Google'ın tahminine göre 129 milyon farklı kitap var dünyada... Öyle ise seçici ol, öncelik konusunda... İlk sıraya Kuran-ı Kerim'i koy.


Kütüphaneler dolusu 'doğru ' bilginin hafızana nakşedilmis olmasını ....Kirli bilgilerden ve hayallerden tamamen arınmış olmayı ...


Kalpler ancak Hazreti Allah'ı anmakla huzur bulur.
(Rad suresi 28)


Nefsim sen bi sus ya! Namaz - Zaman
Bir vakit namazı kazaya bıraktığında otur da bir düşün... "Ne yaptım da Rabbim beni huzuruna kabul etmedi" diye.
Yangın merdivenini ahşaptan yapmak gibi bir şeydi, haram temeller üzerine helal bir yuva kurmak..


Birileri dilek tutmayı denedi,
Birileri ise yas tuttu,kayan yıldızın ardından...


Hiç bir şeyi ahirete feda etme. Unutma ki, ahiretine önüne neyi koyarsan bir gün gelip imtihanının olacak.
Hayatına kanaat ederek hayal kurmaya devam etmelisin. Bir gün gelecek hayallerinin gerçeğe dönüştüğünü görmenin mutluluğuyla gözyaşı dökeceksin.
Ağlarken mutlu olucaksın inşallah...


"...Ne çok konuşuyordu rüzgâr. Kırdığı dalları, döktüğü yaprakları anlatıyordu belki de. Uçmayı öğrenmeden göç etmeye mecbur kalmış kuşlar vardı bir de..."


Alkol, gıybet,haram tarzlar, yalan ,vs..Bunlar normal insani, herkeste olan şeyler.Sen de herkes gibisin. Kim namaz kılıyo ki bu asırda! diyen şeytana uyuyoruz.


Namazı küçük görenin büyük meselesi kalmamıştır .


"Sonuçta İslamiyet aşkı yasaklamıyor, haram sevdaları yasaklıyordu. Hem Hz.Aişe Vâlidemiz, 'Beni seviyor musun Ya Resulullah?' diye sorduğunda, 'Evet, ilk günkü gibi. Kördüğüm gibi seviyorum,' demişti Efendimiz (s.a.v). Kördüğüm gibi sevmenin sünnet olduğu bir dine 'sevmeyi yasaklıyor' diyebilir misin?"


Umudumu kurak arazilere ektim, yeşerme umudu bile ağır geliyor gövdeme...
Saklamıyorum bu durumu kimseden de.
Kaybetme korkusu olanlar sever gizliliği.


Yangın merdivenini ahşaptan yapmak gibi bir şeydi ,haram temeller üzerine helal bir yuva kurmak...


Sonsuz olmayan özgür de olamaz!
Ne yapıp etmeli, dostlarımla ebedi hayatta da dost kalmalıydım. Sonra avazım çıktığı kadar bağırarak," sonsuz olmayan özgür de olamaz!"diyerek inancımın verdiği saadet, güven,emniyet ve mutluluğun huzurunu iliklerime kadar hissettim.


"Ne kadar çok konuşuyordu rüzgar. Kırdığı dalları, döktüğü yaprakları anlatıyordu belki de. Uçmayı öğrenmeden göç etmeye mecbur kalmış kuşlar vardı bir de..."


Umudumu kurak arazilere ektim, yeşerme umudu bile ağır geliyor gövdeme...
Saklamıyorum bu durumu kimseden de.
Kaybetme korkusu olanlar sever gizliliği.


Sen , ey nefsim! Neden fedakârlıkta en geride kalmak istersin?


Belki her okunan ezan nefsini "ez"; Rabbini "an" diyordur bize.


Sen çocuğunu,"Yeter ki oyalansın,beni rahat bıraksın" diyerek bir katile emanet edemezsin ya da çocuğunun kişisel gelişimi için kişiliksiz birini yol gösterici olarak tayin edemezsin.
Aklı başında olan ve divanelik derecesine gelmeyen herkes altını çizerek hayır cevabını verecektir.O halde neden bu animasyonlar evimizin başköşesinde duran televizyon ekranlarında yayınlanıyor?


Ölüm bir avcı,biz ise deve kuşu.Ölümü görüyor,bizi gördüğünü biliyor,uçup kaçmaya çalışıyoruz.Ne fayda,kaçamıyoruz.Kafamızı dünya denilen bu çukura gömüyor,ölüm de bizi unuttu zannediyoruz.


"Bazen dünyaya yerleşemiyorsun, zindanda boğazı sıkılmış adam gibi 'of, of' deyip dünyadan daha geniş bir yer istediğin halde, bir zerrecik, bir iş, bir hatıra, bir dakika içine girip yerleşiyorsun. Koca dünyaya yerleşemeyen kalb ve fikrin o zerresine yerleşir. En şiddetli hissiyatınla o dakikacık, o hatıracıkta dolaşıyorsun."


Dünya bütün şaşaasıyla gözümdeki değerini yitirmiş, değer verdiğim şeylerin sıralaması değişmişti. Boşu boşuna yaşayan insanlar olamazdık artık.


Tarih tekerrürden ibaretti, ancak 1400 küsür sene önceki Asr-ı saadet tablosu hiçbir zaman aynıyla tekrar edemedi. Zira Hakk'ın kanunu çiğnendi, halkın kanunları geldi. Sonucunda halkın zulmüyle Hakk'ın tokadı yendi.


Koca dunya fani olduğu halde sıkıntılar nasil baki olabilirdi


Ölmeyecekmiş gibi yaşamak,hiç kabre girmeyecekmiş gibi davranmak,ne büyük bir cesaret!


Haramda huzur ararsan , huzur sana haram olur kardeş...


İnsanı benliğinden uzaklaştırıp Rabbine yakınlaştıran en etkili yollardan biri, başımıza gelen musibetler oluyordu.


Saçlarımız beyazlayacak . Hastalıkların etrafımızı sarmasıyla hastane diye bir yerin müdavimleri olacağız . Hayatın tadını azaldığını fark edince gençken duymaktan usandığın nasihati edeceksin onlara : " Her şey gençken güzel , kıymetini bilin evladım !"


Savaşlarla terbiye edilmiş çocuklar vardı mesela.Annesini babasını evin önünde patlayan bir bombayla kaybetmiş,uçak geçince peşinden koşmak yerine evine kaçan çocuklar...


Hiç bir fikrinin olmaması kadar iğrenç bir şey olamaz. Hele bir de düşünmek zorundaysan..


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz