Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Fatih Sultan Mehmet Sözleri

Sayfa İçeriği: Fatih Sultan Mehmet Sözleri, FSM Sözler, Güzel Fatih Sultan Mehmet Sözleri, Anlamlı Fatih Sultan Mehmet Sözleri, Fatih Sultan Mehmet Sözleri 2019, Fatih Sultan Mehmet Sözleri Facebook

İstanbul'un fethedilmesinin başrolü, Osmanlı Hanedanı'nın en önemli padişahlarından olan Fatih Sultan Mehmet tarafından söylenen sözlere bu yazımızın altından bakabilirsiniz.

Fatih Sultan Mehmet Sözleri

Editör Seçimi: Biz toprakları değil gönülleri feth emeye gidiyoruz. (Fatih Sultan Mehmet)


Savaş herkesle, barış sadece onurlu kişilerle yapılır.


Tarih yazmak korkaklara göre bir iş değildir.


Eğer kanım İle yücelecekse Hz. Muhammed'in (s.A.V) dini; durmayın ey kılıçlar ! Doğrayın beni


Bu gayr-i menkulatımdan elde olunacak nemalarla istanbul’un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim.


Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.”


Zaferin sırrı Hazreti Peygamber’in izini takip etmektir.


“Tabipler neden bana kıydılar, neden ciğerlerimi, canımı kana boyadılar.”


“İmkanın sınırını görmek için, imkansızı denemek lazım.” Fatih Sultan Mehmet


Savaş herkesle, barış sadece onurlu kişilerle yapılır.


İmparatorunuza Söyleyin. Şimdi ki Osmanlı Padişahı Öncekilere Benzemez. Benim Gücümün Ulaştığı Yerlere, Sizin İmparatorunuzun Hayalleri Bile Ulaşamaz.


Sırrıma sakalımın bir tek telinin vakıf olduğunu bilsem, sakalımı kökünden keserim.


Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.


Ey Konstantiniye! Ya sen beni alırsın, ya ben seni alırım.


Düşmanı tanımak, tehlikeyi bertaraf etmek demektir.


Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim!


Sizlere tutsakları ve hazineleri bıraktım, ama anıtlar yalnız bana aittir.


Biz toprakları değil gönülleri feth etmeye gidiyoruz.


Onlar korkularından denizi zincirleyecek kadar akıllı ise, biz gemileri karadan yürütebilecek kadar deliyiz.


Allah beni bu şehrin halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Burayı makedonyalılar taşelyalılar ve moralılar almışlardı. Biz bunların bizlere karşı kötü davranışlarının intikamını yıllar geçmesine rağmen torunlarından aldık. / Fatih Sultan Mehmet 


İmkanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım. / Fatih Sultan Mehmet 


İşte bu benim ayasofya vakfiyem, dolayısıyla kim bu ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya t...


Allah beni bu şehrin halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Burayı makedonyalılar taselyalılar ve moralılar almışlardı. Biz bunların bizlere karşı kötü davranışlarının intikamını yıllar geçmesine rağmen torunlarından aldık.


Eğer padişah siz iseniz, devletimizin bu zor gününde ordumuzun başında olmamanız törelerimize uymaz. Yok, eğer padişah ben isem, işte size emrediyorum...


”Düşmanı tanımak, tehlikeyi bertaraf etmek demektir.”


”Düşmandan yüz çevirmek korkaklıktır. Benim ikbalim yücedir. Talihsizlik ise düşmanın nasibidir.”


”Allah bu milleti elli yıldan fazla rahata koymasın, alıştırmasın.”


KanımIa yükseIecekse, Hz. Muhammed’in dini, aIın kıIıçIa doğrayın beni.


Sırrıma sakaIımın bir tek teIinin vakıf oIduğunu biIsem, sakaIımı kökünden keserim.


OnIar boğazı zincirIeyecek kadar zekiyse, biz de gemiIeri karadan yürütecek kadar deIiyiz.


Düşmanı tanımak, tehIikeyi bertaraf etmek demektir.


“Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.” Fatih Sultan Mehmet


Sırrıma sakalımın bir tek telinin vakıf olduğunu bilsem, sakalımı kökünden keserim.


Bir gece ansızın gelir krallığınızı imparatorluğuma katarım.


Düşmandan yüz çevirmek korkaklıktır. Benim ikbalim yücedir. Talihsizlik ise düşmanın nasibidir.


Evet, padişah benim. Ancak siz yine de çiçekleri ona veriniz. Çünkü kendisi benim hocamdır. (Akşemsettin hz.) için söylemiştir.


Yapmak İstediğimi Sakalımın Bir Teli Bile Bilseydi, Sakalımın O Telini Hemen Koparır ve Yakardım


Hayatım Boyunca ALLAH’ın Emirlerinden Dışarı Çıkmadım. ALLAH’ın Rızasını Kazanmak İçin Uğraştım. Tek Gayem Bu İdi.


Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi.
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.
Saltanat dedikleri bir cihân kavgasıdır.
Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi


Eğer padişah siz iseniz, devletimizin bu zor gününde ordumuzun başında olmamanız törelerimize uymaz. Yok, eğer padişah ben isem, işte size emrediyorum, geliniz ve derhal ordularımın başına geçiniz.


Allah beni bu şehrin halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Burayı Makedonyalılar Taselyalılar ve Moralılar almışlardı. Biz bunların bizlere karşı kötü davranışlarının intikamını yıllar geçmesine rağmen torunlarından aldık.


Hristiyan diyarı kılıç ve kalkanlarını kaybettiler.


Ana, biz İslamiyetin kılıcını elimizde tutarız. Ancak bunca zahmet karşılığında gazi unvanını elde edemeden ölürsem Allah ve Peygamber’in katında yüzlerine nasıl bakarım?


İmkanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım.


Düşmandan yüz çevirmek korkaklıktır. Benim ikbalim yücedir. Talihsizlik ise düşmanın nasibidir.


Sırrıma sakalımın bir tek telinin vakıf olduğunu bilsem, sakalımı kökünden keserim.


Ben dahi kabul ettim ki, Galatalıların ayinleri ve erkânları ne vechile olageldiyse, yine aynı üslûpla devam etsin.


İşte bu benim ayasofya vakfiyem, dolayısıyla kim bu ayasofya'yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya faşik bir teville veya herhangi bir dalavereyle ayasofya camisi'nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, fürüuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar. Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, allah'ın, peygamber'in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, hasr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah'ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir / Fatih Sultan Mehmet 


Baykuştan pervâmiz yok, biz şahinler sürüsüyüz. / Fatih Sultan Mehmet 


İstanbul'u niçin fethettiklerini sorduklarında önce o benim gönlümü fethettiği için.


Hekimler niçin bana kıydınız. Son sözleri.


”Şeyhim Akşemseddin Hazretleri ile beraber yaptığım zikrin lezzetine dünyaları bile değişmem. Eğer şeyhim izin verseydi zikir yolunu tercih eder, saltanatı terk ederdim.”


”Devletleri yıkan tüm hatanın altında nice gururun gafleti yatar.”


AyrıIıp gitmem mümkün değiIdir. Ya ben şehri aIırım ya da şehir öIü yahut diri beni aIır. Eğer imparator ayrıIıp gitmek isterse kendisine Mora’yı bırakırım, dostIuk antIaşması yaparım, oradaki karındaşına başka bir sancağı veririm. Ama şehire barışIa girmezsem, savaşIa girersem o zaman onu ve bütün soyIu, iIeri geIenIeri öIümIe cezaIandırırım, geri kaIan haIkı köIe oIarak askerIerime dağıtırım. Bana ıssız da kaIsa şehir yeter.


Allah beni bu şehrin halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Burayı Makedonyalılar Taselyalılar ve Moralılar almışlardı. Biz bunların bizlere karşı kötü davranışlarının intikamını yıllar geçmesine rağmen torunlarından aldık.


Ana, biz İslamiyetin kılıcını elimizde tutarız. Ancak bunca zahmet karşılığında gazi unvanını elde edemeden ölürsem Allah ve Peygamber’in katında yüzlerine nasıl bakarım?


Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, yol onun üzerinden geçer. Sen dağ olmaya heveslenme, asla gururlanma; yol ol ki herkes senin üzerinden geçerken, sen dağların bile üzerinden geçesin.


Bir şehirde en önemli üç şey: kanalizasyon, hamam ve kütüphanelerdir. Kanalizasyon şehrin kirini, hamam bedenin kirini, kütüphaneler de ruhun kirini temizler.


Bunlar ki, ellerinde bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu sokaklara tükürenlerin tükrükleri üzerine bu tozu dökeler ki yevmiye yirmişer akçe alsınlar; Maazallah herhangi bir gıda maddesi buhranı da vaki olabilir. Böyle bir hal karşısında bırakmış olduğum 100 silah ehl-i erbaba verile. Bunlar ki hayvanat-ı vahşiyyenin yumurtada veya yavruda olmadığı sıralarda Balkanlara çıkıp avlanalar ki zinhar hastalarımızı gıdasız bırakmayalar.”


“Benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz!”


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz