Sayfa İçeriği: Duygulandıran Sözler,Duygulandıran Sözler Resimli, Duygulandıran Sözler Facebook, Sevgiliyi Duygulandıran Sözler, Duygulandıran Sözler Uzun, Duygulandıran Aşk Sözler, Kızı Duygulandıran Sözler
Duygulandıran Sözlerin birbirinden güzellerini, en anlamlılarını ve özlülerini bir araya getirdik. Whatsapp, İnstagram ve Facebook hesaplarınızdan Duygulandıran Lafları paylaşabilirsiniz.
Editörün Seçimi: Tek kişilik miydi bu şehir, sen gidince bomboş kaldı. (Özdemir Asaf)
Bırak bu sevgimiz tertemiz kalsın sen benim içimde kanayan yarasın. Bir gün gelir belki beni anlarsın dönüp de yüzüme nasıl bakarsın.
İnsan yorula yorula yürür, kırıla kırıla büyür.
Dünyaları sığdırırdım yüreğime. Derdin bana bir zamanlar. Dünyaları sığdırırken yüreğine, beni sığdıramadın mı?
Alt yapısı olmayan bir şehir gibiyim… Ne zaman hüzünlensem gözlerimi su basıyor. Ve ne zaman seni düşünsem, kalbimin trafiği aksıyor.
Hiç ummadığın bir anda hiç ummadığın yerde tekrar kesişir belki hayatlarınız..Ve o an yine kalbinin hızla çarptığını hissedersen, onu bırakma..
Mantığa her ne kadar uymasa da, insanın elindekilere razı olması demek özgürlüğün kapısını ardına kadar açması demektir.
Bir gün benden şikayet ettiğin ne varsa, özleyeceksin.
Ülkenin farklı şehirleriydik. Ben sürgün yeri, sen başkent. İsyan sende başlardı, cezasını çekmek bana kalırdı.
Aslında suçum yok inanın bana hakim bey, ben de yakmak istemezdim bu şehri, ama ne yapayım, üşümüş sevdiğimin elleri.
Ne kazandığını bilmiyorum ama umarım beni kaybettiğine değmiştir.
Bir mum ateşe gönül vermiş ateş onu eritip tüketse de razıymış çünkü onu seviyormuş bu sevgiye hayatını adayan mumun tek korkusu o eridiğinde ateşin sönmesiymiş.
İnsan gerçekten tamamen unutamıyor eskiyi. Mutlaka taşıyorsun yanında ona dair bir şeyi. Aklında adını, kıçında yediğin tekmeyi!
Aşık gibi sevmezsen kardeş gibi sev beni demiştim; sen de öyle sevdin. Bu aşkın Habil’i ben oldum Kabil’i sen!
Ansızın bir hoşçakal kurşununa sarılıp veda ettin. Bütün sokaklarına onunla geçinemedim. Kokunla baş edemedim. Hırkan ömrüme asılı hala…
Ne olduklarını yüzlerine vuramadığımız için kendilerini kusursuz sanan insanlar var.
Pişmanlık, gelmeyenlerin olacak, bekleyenlerin değil.
Dostun kalitesi kavgada, aşığın kalitesi veda da belli olur.
Bırak ilişki yaşamayı, benim artık insanlarla konuşasım bile yok.
Alıştığın kişiyi kaybedince herkes gitmiş gibi hissediyorsun.
Şuan kalbim sıcaksa, fazla uzaklaşmış olamazsın.
Hangi mevsimin rüzgarıdır aşk? Ne yana dönsem yüzüme hüzün eser.
Bazen “nasılsın” demeye cesaret edemezsin,
Hayattan kopmadık biz, ipi kesenler oldu.
Ne güzel demiş şair “Şimdi ben mutluluğa müebbet yesem, kesin yarın af çıkar.”
Yalnızlığımda çoğalıp, kalabalıkta eksiliyorum. Ve öylesine kalabalık ki yalnızlığım; ne yana dönsem sana çarpıyorum.
Gelecekten de pek umutlu değilim artık. Adı gelecek olsa ne olur, seninle gelmedikten sonra.
Sen yine de bana, nasılsın? Diye sorma. İyiyim desem yalan olur; kötüyüm desem inancıma dokunur. En güzeli, şükre vurayım.
Pişman değilim! Sadece dön bak arkana; ne için, nelerden vazgeçtin? Neler dururken, sen neyi seçtin.
Kolumuzu ısırarak saatler yapardık küçükken, sanki zamanın canımızı acıtacağını anlarmış gibi.
Arada bir yokluyorsun sol yanımı. Öyle bir seni seviyorum dedin ki inan olsun kalbime indin.
Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış. Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi… Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek. Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken…
Şimdi sensizliğin naklen mutsuzluğum yayınlanıyor. Ve herkes çektiğim sensizlik acısını canlı izliyor. İnanır mısın be sevgilim, yokluğun reyting rekorları kırıyor.
Üç yanlışım oldu. Tanıdım, güvendim, inandım! Bir doğrum oldu. Sevdim ama üç yanlış, bir doğruyu sildi.
Şimdi resmin elimde içiyorum sakince bana dediğin sözler aklıma gelince çıldırıyorum yerimde bu nefreti bana verdin ya lanetim senin olsun.
Havam bozulmaya başladı yine. Gözlerim de dolmaya. Sanırım içimde bir yerlere sen yağdı gece gece. Serçe kadar yüreğimin, gökyüzü kadar sancısı var bu gece.
Uzaklaşmak iyidir. Birinden, bir şeyden… Uzaklaşmak bazen, yakınlaşmaktan da iyi gelir.
Boğazıma takıldı sevdan. Üç kere sırtıma vur helal de, alışık değilim harama ondan olacak herhalde.
Sevmek, sevdiği insanın elini tutmaya bile kıyamamak demektir. Sevmek var ya sevmek karşısındaki insanın gözlerine bakarken seni seviyorum diyebilmektir. Her insan sevmesini bilemez ve her insan da sevilmez.
Eğer bir dilek hakkım olsaydı benim hayatıma getirdiğin mutluluğun aynısını sana getirmeyi dilerdim. Sevmenin nasıl bir şey olduğunu hissetmeni dilerdim.
Allah yol vermiş, yordam vermiş, iz vermiş. Niye gelmiyorsun?
Hayatıma girip canıma can kattığın için, bir gülüşünle beni mutlu ettiğin için, kör olup senden başka kimseyi göremediğimi anlayıp kalbinin kapılarını bana açtığın için teşekkür ederim. Seni Seviyorum.
Bitti diye ağlamayın, oldu diye gülümseyin.
Bir avuç sevgi karşılığında kandırılmış yüreğim,
Ama kaybetmekte bazen iyidir, bir daha umut etmezsin.
Seni aldattığımı sandığın her kadına seni anlattım.
Kapağı tam kapatılmamış anılar, yerinden oynayan kaldırım taşları gibi, sizin de dengenizi bozuyor mu bazen?
Yüzün değil, hüzün görünür bazen aynada. Çeki düzen veremezsin.
Yalnızlığımda çoğalıp, kalabalıkta eksiliyorum ve öylesine kalabalık ki yalnızlığım; ne yana dönsem sana çarpıyorum.
Yağmur dökülüyor şehrime. Bardaktan boşalırcasına. Bu son diyorum bu son! Her defasında bitirdiğim yerden başlıyorum yine sana aşka.
İhtiyacım olan neydi biliyor musun? Bir papatya yaprağı daha!
Gidişini ayık bir şekilde izledim, gelişini sarhoş bir şekilde bekledim!
Ne garip bir hayatım ve yalnızlığım oldu. Depozitolu bir yalnızlıktı benimkisi. Kim alsa geri getirdi.
Birisini unutmak zorundaysanız bunu sindire sindire yapın. Çünkü zamansız öldürdükleri yürekte amansız dirilir.
“Hayatta sevmem” dedin ya, bunun ahireti de var, umutlanıyor insan işte.
Ağlıyorsa gözlerim kurumuş aşkımızın yeşermesi orjinalsozler.com içindir bebeğim sen anlamazsın ben anlatıyorum gözyaşlarıma seni.
Gül şimdi ağlayan gözlerime bakarak gül! Yarınların için gül çektiğim acılar için gül sen hep gül beni düşünme gülüm.
Havam bozulmaya başladı yine. Gözlerim de dolmaya. Sanırım içimde bir yerlere sen yağdı gece gece. Serçe kadar yüreğimin, gökyüzü kadar sancısı var bu gece.
Ömrümün her gününde, asırlık elem saklı… Adın kalbime mühür artık, dilde yasaklı!
Başkasını sevmen, bana acı verir mi sandın? Sen beni de sevmemiştin ki zaten. Çocuktum işte, öyle inanmıştım ki döneceğine.
Kalbime saray inşa etmeye çalışman çok güzel bir davranış. Ama keşke temeli atıp, derince kazdıktan sonra bırakıp gitmeseydin…
Ben Sana Kalbimi Değil Hayatımı verdim ben Sana Yarınımı Değil Umutlarımı Verdim Ben Sana Adımı Değil Sevgimi verdim insafsız!
Yüzüme okunmuş bir dua gibisin sevgilim. Çok şükür bugün de aşığım sana.
Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken.
Belki de sen aşka aşıktın, ben üstüme alındım.
Gelecekten de pek umutlu değilim artık. Adı gelecek olsa ne olur, seninle gelmedikten sonra.
Yanlış yapılan şeylerin pişmanlığı gün gelir geçer, ama yapılmayan şeylerin pişmanlığı hayat boyu devam eder.
Nasıl bittiyse bundan öncekiler, bu da biter. Bite bite sonunda bende biterim. Olur biter!
Seni Seviyorum derken üzüleceğimi hiç tahmin etmezdim seni düşünürken keşke olmasaydı hiç dememiştim artık seni severken senden nefret etmeyi de öğredim.
Senin aşkın heves deme bana! Sen hevesleri uğruna ağlayan birini gördün mü hayatında!
Sanma ki sevmekle usanır bu yürek. Kaderde varsa eğer, sevginle ölmesini de bilirim elbet. Zannetme ki beklemekle usanır yürek. Bir değil bin ömrüm olsa da beklemesini bilirim elbet.
Yüreğim hep gururuyla övündü. Burada gidene dur denilmiyor!
Bırak hayatım bana kalsın al anılar sende kalsın ver sevgimi belki o zaman anlarsın!
Sorarlarsa beni sana; sevilmeden seviyordu de. Ne kadarda saftı de. O kadar seviyordu ki kaldıramadım de. İçin de bir ateş yaktım halen yanıyor de. Gitmeyince aramayınca eridi bitti de. Bir de dünyası vardı onu da ben kararttım de. Kendi eliyle bir çukur kazdı. Ben de gömdüm de!
Örselenmiş bir çocukluk işte benim bütün hikâyem. Kaç sevda geçse de üzerinden bu yıkıntıları onaramazsın. İstersen hiç başlamasın geç kalmışız birbirimize, yanlış kapılarda geçmiş bunca yıl dönemeyiz artık ilk gençliğimize, istersen hiç başlamasın söz verelim kendimize.
Bu dünya kimseye kalmaz çünkü hayat her zaman bir numara ve oyunlarla doludur bunu tüm hayat bilmekte olmalıdır.
Korkuların en büyüğü kaybetmek ya. En büyük korkumu gösterdi bana. Hani asla terk etmem demişti ya. Yalanların en büyüğü o oldu bana.
Ben sadece yoldum. Ama sen beni hep kaybettin!
Boşuna bakma göremezsin zaten görmüş olsan gitmezsin. Git gidebildiğin en uzak şehirlere. Git gidebildiğin en güzel ümitlerle. Ben böyle de yaşarım toz duman benim için üzülme. Her taraf sen dolu anılar bu bana yeter. Şimdi git.
Yağmur ıslatmak için yağıyorsa aldırmıyorum eğer maksat beni ağlatmaksa ben seni düşündüğüm her zaman ağlıyorum.
Çoğu zaman sen kör olursun sevginden, O ise nankör!
Ben sensiz cennette yaşamaktansa seninle cehennemde yanmak isterim.
Gidişini ayık bir şekilde izledim, gelişini sarhoş bir şekilde bekledim.
Bazen keşke tanışmamış olsaydık diyorum çünkü tanışmasaydık, geceleri dünyada senin gibi biri olduğunu bilmeden uyuyabilirdim.
Ah be çocuk ah! Seninki, masalda ki pamuk prensese âşık olmak değil. Uyutulduğun ninnideki bostana giren danaya yüreğini vermek…
Çok sahiplenmeden seveceksin mesela. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibi.
Senin de sevdiğini sanmıştım. Ya da öyle olmasını istediğim için, kendimi buna inandırmıştım.
En son ölen umuttur, umudunu kaybetme ve hep gül, üzülmeler senden uzak olsun, yüzünde hep gülücükler olsun.
Benim de zaten hiç gücüm yok, yüzüm yok, hiç umudum yok. Ama bil ki farklı bir hayaldi. İşkenceydi bazen, bazen çok güzeldi. Ama anlıyorum sesinden, kurtulmuşsun sen nokta konmuş, bitmiş en güzel hikâyem.
Aşk, karın doyurmaz biliyorum. Kimse bilmez ki; karnımı değil, kalbimi doyurmak için yazıyorum.
İnsanların umudunu kırma belki de tek sahip olduğu şey odur.
Güvenme bana! Yüzüne güler, arkandan ağlarım.
Dünyaya gelirken sanki senet imzalamışım. Ne kadar dert keder varsa imzamı basmışım!
Bir gün ölürsem haberim sana gelirse mezarımın başına sakın gelme sadece elini kalbine koy ve özür dile belki o zaman mutlu olurum.
Aynı kitapları okur, aynı filmleri izler, aynı müzikleri dinlerdik. Herkesten farklıydık biz. Biz gerçekten ayrıydık. Şimdi ne okusam, ne izlesem, ne dinlesem hemen elim telefona gidiyor sonra o eskidendi diyorum çünkü biz artık gerçekten ayrıydık…