Sayfa İçeriği: Charles Bukowski Sözleri, Charles Bukowski Şiirleri, Charles Bukowski Sözleri 2019, Özlü Charles Bukowski Sözleri, Kısa Charles Bukowski Sözleri, Charles Bukowski Sözleri Facebook
1994 yılında aramızdan ayrılan Amerikan yazar olan ve en iyi yazarlar arasında gösterilen Charles Bukowski'ye ait sözleri bu yazımızda derleyip topladık. Siz de hoşunuza giden sözleri sosyal hesaplarınızdan paylaşmayı unutmayın!
Editör Seçimi: Mutlu olanların hepsi uyuyor şimdi. Mutsuz olanlara selam olsun. (Charles Bukowski)
Size zamanını ayırmayan birine, asla kendinizi harcatmayın.
Aşk ne zaman biter biliyor musun ? Bitti dediğinde yüreğin acımıyorsa.
Her şeye rağmen huzur vardı havada.
Acı, beni ikinci bir ten gibi sarmış.
Aşk ne zaman biter biliyor musun ? Bitti dediğinde yüreğin acımıyorsa.
Acı hissetmemek duyguların kesintisi demektir; her çoşku şeytanla pazarlıktır.
Yeterince dürüstsen, fazlasıyla aşık ve gerçekten seviyorsan, hazırsın demektir; artık mutsuz olabilirsin.
Entellektüel basit şeyi zor yoldan söyler.Sanatçı zor bir şeyi basit yolla söyler.
Bir kaplanı yakalayıp kafese koyabilirsiniz ama onu kırdığınızdan asla emin olamazsınız. İnsanlar daha kolaydır.
Hayatta tahammül edemediğim bir şey varsa o da yapış yapış duygusallıktır!
Yüce Tanrım, ben sana yaklaşma cesaretini kendimde ne hakla buluyorum? Zavallı bir sefil, bir günahkar sana nasıl yaklaşabilir?
Sevmek belki bir şeydir; ama sevildiğini bilmek çok şeydir.
Basit erkek, bütün bayanlara güzelsin demeyi tercih eder. Basit kadın buna inanır, zor kadın güler ve geçer. hayat devam eder.
Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin.
Gülmenin moda olduğu bir devirde ağlıyorum… Genç olmanın moda olduğu bir devirde yaşlıyım… Seni sevmenin daha az cesaret istediği bir devirde, senden nefret ediyorum…
Aşk bir emre dönüştüğünde nefret hazza dönüşebilir.
Size zamanını ayırmayan birine asla kendinizi harcatmayın.
Üzülme evlat kaybettim sandıkların kurtulduklarındır belki.
Anlatacak çok şeyim olsa da emin değilim anlaşılmak istendiğimden.
Cinsel ilişki şarkı söylerken ölümün kıçına tekmeye basmaktır.
Dengeli insan delidir.
Kadın olsam hayat kadını olurdum.
Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim.
İnsanların hakkımda ne düşündüğünü önemsemeyerek hayatımı on yıl uzattım.
Afrikaya ilaç göndermeye karar vermiştik; fakat hepsinin üzerinde "tok karnına" yazıyordu.
Aslında hiç kaybetmedim; sadece sistemin istedikleri kazandı. Meteliksiz olabilirim; ama niteliksiz değilim.
Benim hayatım, benim seçimlerim, benim hatalarım, benim sorunlarım, benim yalnızlığım; Yani özetle sizi ilgilendirmez.
Bira içmek için buradayız ve hayatlarımızı öyle yaşamalıyız ki ölüm bizi almaya geldiğinde titresin.
Cesur insanın hayal gücü kısıtlıdır. Korkaklık kötü beslenmenin bir sonucudur.
Egemenlik gerçekten milletin olduğunda hükümetlere gerek kalmayacak; o zamana kadar boku yedik.
Tünele girdiğinizde dikkat edin, umut sandığınız ışık tren farı olabilir.
Yıkıldığı zaman altından kalkabileceğin hayaller kur.İnsanların seni yarı yolda bırakma ihtimalini unutma.
Zaman unutturmaz, uyuşturur.
Aşkla ilgili en büyük ironi: doğru insanı yanlış zamanda sevmek.
Ruhunuzu kaybettiğinizin farkına vardıysanız, hala kaybedecek bir ruhunuz var demektir.
İnsanlardan nefret etmiyorum, sadece onlar etrafımda olmadığında daha iyi hissediyorum.
Tamamen sevemediklerinden, senin de sevginin tam olmadığına inanacaklar ve senden nefret edecekler ve nefretleri mükemmel olacak, parlayan bir elmas gibi, bir bıçak, bir dağ, bir kaplan, zehirli ot gibi, onların en iyi sanatı.
Biz kandırılmadık, sadece inanmak istediğimizdendi.
Daha çok yazları giderdik kumsala.Akşam yemeğine geç kaldığımızda evdekiler şikayet etmezlerdi. Tabanlarımızın su toplamasına da ses çıkartmazlardı.Ayakkabılarımızın topuklarının ve tabanlarının aşındığını fark ettiklerinde yerdik fırçayı. Topuk, taban ve yapışkan almaya yollarlardı bizi.Ucuzdu.
Benim konularım bira içmek, at yarışları ve senfonik müzik dinlemekten ibaretti. Eksik bir hayat olduğu söylenemezdi ama hayatın tamamı da değildi.
"Tabağındaki her havuç ve bezelye tanesini yiyeceksin!'' dedi babam. Yemeye başladım. Korkunçtu. Onları yiyordum sanki, inandıkları şeyi, oldukları şeyi.
Ne zaman ki en sevdikleriniz yanıltır sizi,ne zaman ki birer birer düşürür herkes maskesini ,ne zaman ki yanlızlıktaki o muhteşem gücü keşfedersiniz ,işte o zaman başlarsınız gerçekten yaşamaya.
Her insanın, hayatında kaçmakla direnmek arasında bir seçim yapmaya zorlandığı anlar vardır. Ben direniyorum.
Dostumsan yanımda düşmanımsan karşımda ol. Ortada bir yerde isen Benden uzak ol.
Yeterince dürüstsen fazlasıyla aşık ve gerçekten seviyorsan Hazırsın demektir artık mutsuz olabilirsin.
Bende küçük şeylerden mutlu olabilirim ama bu kadar bokun arasında o küçük şeyleri çıkarmaya üşeniyorum.
Benim konularım bira içmek, at yarışları ve senfonik müzik dinlemekten ibaretti. Eksik bir hayat olduğu söylenemezdi ama hayatın tamamı da değildi.
Hayatta tahammül edemediğim bir şey varsa o da yapış yapış duygusallıktır!
Dibe vurduğunu sanıp, bir dip daha olduğunu keşfedebiliyordu insan.
Kadın senden soğumuşsa unut gitsin. Seni severler, sonra içlerinde bir şey döner. Bir lağım çukurunda ölmek üzere olduğunu, ya da bir arabanın altında kaldığını görseler bile üzerine tükürürler
Yalnızlıkla büyüyen bir adamdım; o olmadan suyu veya yemeği olmayan başka bir adam gibiydim. Yalnızlık olmadan geçen her gün beni zayıflattı. Yalnızlığımla gurur duymuyordum; ama ona ihtiyaç duyuyordum. Odanın karanlığı bana güneş ışığı gibiydi.