Sayfa İçeriği: Cezmi Ersöz Sözleri, Cezmi Ersöz Şiirleri, Özlü Cezmi Ersöz Sözleri, Cezmi Ersöz Sözleri Resimli, Cezmi Ersöz Sözleri Facebook, Cezmi Ersöz Sözleri Kısa, Cezmi Ersöz Sözleri 2019
Ünlü eleştirmen ve aynı zamanda da şiirler yazar Cezmi Ersöz'e ait olan Sözleri sizler için hazırladık. Sizlerde beğendiğiniz Cezmi Ersöz Sözleri'ni Twitter, İnstagram gibi sosyal medya hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz.
Editörün Seçimi: Tıpkı İstanbul gibiydin; Sana dokunmak, sana kapılmak, sana tapmak yenilgiyi daha baştan kabul etmekti. (Cezmi Ersöz)
Sen de benim gibi, seni sevmeyeni sevdin hep. Sana acı çektireni... Seni aramayanı, telefonlarına çıkmayanı, çıkınca seninle bir küfür gibi konuşanı sevdin... Sen de benim gibi seni incitip, üzeni sevdin hep.
Bazen aşk gider. Ve sen yıllardır içinde yaşadığın yürekten, valizler dolusu anılarla kendi yalnızlığına taşınırsın. !
Eski bir kadınsın sen, aşkı öğretmek için tekrar tekrar dirilen.
Beni koparmışlar kendimden bir kere. Beni kendime düşman etmişler. Bu yüzden artık kendim için değil, beni sevmeyenler, yok olup gitmemi isteyenler için kazanmak istiyorum onca başarıyı. Benden nefret edenler için yazılsın istiyorum adım her yere. Beni sevenler için değil, sevmeyenler için hayatımdan çalıyorum. Sevgimden, ömrümden çalıyorum.
Telefonlarıma cevap vermeyeceksin…Cevap versen bile, öyle yorgun öyle
isteksiz çıkacak ki sesin, bir küfür gibi…
Madem varlığım acı vermiyor sana, madem ki ancak yokluğumda sevgimi hissedebiliyorsun; öyleyse yokluğumla kal, sevgili.
Ben, yine de vazgeçmedim seni sevmekten. Eskisi gibi değil ama. Biraz buruk, biraz küs, biraz sitemkar seviyorum artık seni… dudaklarımı ısırıyorum artık adın geçince. Kavga falan çıkarıyorum. Eskisi gibi sakin değilim ama olsun…
Adına aşk koyduğun o büyük boşluğa ben koca bir hayat sığdırdım. / Cezmi Ersöz
Bense seni özlüyorum, sadece seni özlüyorum.
“ Sevgimden tanıdın beni. “
“ Öyle çok yaşattım ki seni içimde, işte yıllar sonra sana dönüştüm ... “
Ne olursun sen hep böyle kal,
Varsın ellerim ellerinsiz kalsın.
Hayalleri azalınca insan daha çabuk yaşlanır.
Biliyorum, konuşucak birşeyimiz yok ama yinede gözlerini al gel elindeki yarayı,... Suskunluğunu, acemiliğini beni biri severse inanmam seni biri severse utanırsın bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel biliyorum konuşucak bir şeyimiz yok ama ı.
Birini derinden koklamak, eski bir sevgiliye teslim olmaktır.
Bütün felsefe kitapları ‘kendin olma’yı telkin eder. Ancak aydının trajedisi tam da bu noktada her an biraz daha yabancılaştığının farkına varmaktır.
Geriye dönüp sığınacak bir kendim kalmadı.
Eski bir kadınsın sen, aşkı öğretmek için tekrar tekrar dirilen.
İyi kalpli günahkârları aydınlatan bir gece lambası gibisin… Kendi yangınına âşık.
Olmayan bir sevgiliyi inatla beklemek; utandırmaktır aşkı.
Tıpkı İstanbul gibiydin; sana dokunmak, sana kapılmak, sana tapmak yenilgiyi daha baştan kabul etmekti.
Yalnızım... Bunca acı,tek bir söze nasıl sığabiliyordu...
Aldım bu sözü dudaklarınızdan,saplayıp kalbimi onunla parçaladım...
Aslında kendine güvenli bir kıyı arayan odur. Ama siz onu böyle görmek istemediğiniz için, onun için okyanuslara hep geç kaldığınızı hissedersiniz.
Öyle bir tutkuluydun ki hayata başlarken…
Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni…
Aradaki o büyük boşluğun adı,
Aşk olsa gerek…
Yakınlaştıkça kaybolan
bir kente dönüşürdün
Keşfedilmezim olurdun
içinde yolculuk etsem de...
Günahkar mevsimimdin.
Sen artık bir başkasının sevgilisisin. Yalnızca bu cümleyi kurmamak için bile ölmek isterdim.
Ve şimdi asıl olmam gereken yerde, hayata başladığım yerde, kalbindeyim…
Yokluğun, elinin, kokunun, soluğunun değdiği herşeyi dünyanın en değerli hazinesi gibi saklayan, bu yarı deli, bu hayattan kopuk ruhum. Kapat gözlerini ve bana bak. Ben diye ne varsa gördüğün, işte o senin yokluğun.
Kendim deyince aklıma o sahipsiz sızı geliyor. Kendim deyince, sen artık yaşama, sen artık duygularını yitirdin, bir daha hiçbir zaman eskisi gibi sevemeyeceksin, diyen o ses geliyor aklıma.
Ve o da benim gibi eğilip çıkarsın yarasını gizlediği yerden ve o da üstlensin bütün suçları. Tıpkı benim gibi yapsın o da, onu gören yarasını görsün önce. Çünkü o artık benim içimde gizli bir yerde değil, çok açıkta. Artık yüzümde olacak o yara.
İnsan bir an geçmişe yenik düşmeye görsün, kırılgansa en dibe kadar gider ve kimse korumaz, tutmaz onu, o düştüğü yerde.
Birini derinden koklamak, eski bir sevgiliye teslim olmaktır.
Kimi sevsem hiç olmadığı kadar yalnızlaşırdı… Kimi sevsem bütün o yanlış hayatım gizlendiği yerden çıkıp gelirdi. Kimi anlamaya çalışsam hayatımın boşluğu çarpardı yüzüme… Kime elimi uzatsam o unutulmuş ömrümle karşılaşırdım.
Söyle acıya ne olur, çeksin ellerini saçlarımdan. yoruldum...
Lütfen çabuk gel. Lütfen, benim senin için hiçbir anlamım olmayabilir ama, ben senelerdir seni biriktiriyorum içimde.
Ruhumda bir göç başlamış gibiydi.
Üzülmeyin arkadaşlar, her şeyin bir çaresi bulunur. Bu da geçecek. Biz çaylarımızı içip güzelleşelim
Sevmek, insanın çok yakın hissettiği birinde kendisine merhamet duymasıydı.
Benim derdim seninle değil sevgili. Benim aynam kırılmış bir kere. Boşluklarımı saklayarak yaşıyorum.. Sandığın gibi cesaretimden değil, korkumdan başarıyorum onca şeyi.
Bir annenin karşılıksız şefkatiyle dinlerdim, tek söz etmeden. Sarardım yaralarını...
Kaybedecek hiçbir şeyim yokken nasıl biri olacağımı merak ediyordum.
Başlattığım her savaşta ilk ben ölüyorum.
Eski bir kadınsın sen, aşkı öğretmek için celladını tekrar tekrar dirilten...
Neden kaçıyorsun? Neden bu aşkı sonsuzluğa, özgürlüğe, daha önce hiç yaşamadığın sınırsızlığa bir kapı olarak görmüyorsun?
Aşkın temel duygularından biri de güvendi, geç de olsa anlamıştım
Herkesin diline dolanmış mutlu bitmeli aşklar diye. Aşk'ı dilinize doladınız madem, peki bitmeli niye?
İyi kalpli günahkarları aydınlatan bir gece lambası gibisin.. Kendi yangınına aşık.
Kırk yılda bir gibisin. Öyle eksik öyle hazin öyle paramparça.
Olmayan bir sevgiliyi inatla beklemek; utandırmaktır aşkı.
Bazen aşk gider. Ve sen yıllardır içinde yaşadığın yürekten, valizler dolusu anılarla kendi yalnızlığına taşınırsın.
Kırk yılda bir gibisin. Öyle eksik öyle hazin öyle paramparça.
Herkes birbirini bir şekilde öldürür. Bazen aç bırakarak, kimi kez siperlerde kurşunlayarak... Bazen de sevgisine karşılık vermeyerek, susarak öldürüyor..
"Sende gökyüzüm var.
Sende sonsuz yağmurlarım, kutsal sessizliklerim var..."
...Belki de bu yüzden hiç yapmadığım bir şeyi yapıyor ve soluk soluğa geçen o yıllar boyunca hiç fark etmediğin bir sırrı ilk kez yüreğine fısıldıyorum: Ben sana çocukluğumdan vurgunum... Artık gitme sevgilim...
...ve sonra giderdin... Beni, ay ışığının rutubet kokulu duvarlarına vurduğu, tek odalı sessizliğimde, aşkımla, deliliğimle, bu hayata hep yabancı ruhumla bir başına bırakır, masanın üzerinde senin için bıraktığım o tek sigarayı yakar ve giderdin. Hep giderdin...
Kırıldığın zaman,
çitin ötesindeki insanları düşün,
acıları içini ısıtsın, doğrulansın yüzün,
gözlerine çekimser bir mevsim süsü ver
korkma, kimsenin gözükmez içi...
Bu yaz Latince kursuna gitme,
beni incele.
Seneye ucarsin planorle.
Bu yaz boslugu benim cinnetimde dene...
Sana cagdisi bir romantizm getirdim,
ilkel bir soyutlama...
Sözcüklerle değil, sevdamızla konuşalım. Anlatalım herşeyi. Sonra söz bitsin. Ölüme kadar yalnızca susalım!
Gözlerimde hiç görmediğim Bir yaşam sevinci, Kim o? De yeter, Kimsen olmaya geldim.
Yara açıktır ve hep içerlere işler. Hayatı senin gibi görmeyenlere anlatsan dinlemezler. Dinleseler inanmazlar. Biz böyle görmüyoruz senin ruhun hasta derler. Kendin gibi birini bulana kadar hastasındır.
Sen de ben de biliyorduk, bazı insanlar istese de güzelleşemiyor. Bazı insanlar istese de çirkinleşemiyordu.
Ve o da benim gibi eğilip çıkarsın yarasını gizlediği yerden ve o da üstlensin bütün suçları. Tıpkı benim gibi yapsın o da, onu gören yarasını görsün önce. Çünkü o artık benim içimde gizli bir yerde değil, çok açıkta. Artık yüzümde olacak o yara.
Bir insan hiçbir şeydir, ancak hiçbir şey de bir insan değildir.
Başım önde bu aralar.. Suçlu olduğumdan değil! Görülmeye değer hiçbirşey kalmadığından…
Herkesin diline dolanmış mutlu bitmeli aşklar diye. Aşk’ı dilinize doladınız madem, peki bitmeli niye?
Beni anladıklarını sanmıyordum, ama anlarmış gibi yapıyorlardı.
Ne yapsam yine de yabancıydım bu ülkeye, insanlarına...
Siz okumuşlar bizlerden çok farklısınız ve hep farklı olmak için çabaladınız bu güne dek.
Ne zaman aşkın adı geçse,
Sen gelirsin aklıma
Yorucu, yıpratıcı bir ilişkiydi...