Sayfa İçeriği: Baki Sözleri, Baki Sözleri Türkçe, Baki Sözleri ve Anlamları, Baki Sözleri 2019, Dini Baki Sözleri, Anlamlı Baki Sözleri, Baki Şiirleri, En Güzel Baki Sözleri
Osmanlı döneminde yaşamış olan ve yazdığı şiirler ile günümüzde adından hala söz ettiren Baki Sözlerini bir araya getirdik. İnstagram, Facebook ve diğer sosyal medya hesaplarınızdan Baki Sözlerini paylaşmayı unutmayın!
Editörün Seçimi: Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş. Bu kubbede ebedi kalan bir hoş ses imiş. (Bâki)
Dil derdini gamunla dil-efgâr olan bilür
Bîmâr hâlini yine bîmâr olan bilür
Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş. Bu kubbede ebedî kalan bir hoş ses imiş. / Bâki
Terk-i dünyî-i denî halka tedennî görinür
Çeşm-i ‘uşşâka ne dünyî vü ne ‘ukbî görinür
Sînesin itse kaçan kân-ı ma’ârif ‘ârif
Kılsa her harfe nazar bir nice ma’nî görinür
İlk bakışta aşık oldun oldun adamım, yoksa ikinci bakışta kimin ne mal olduğunu anlarsın.
Bu kubbede ebedî kalan bir hoş ses imiş.
Cemâlün şevkıne döymez gönüller
Tecelli tâbına sabr eylemez Tūr
“Geh-i vuslâtta âşık, geh mehcûr
Bu dünyâdır geh-i mâtem, geh-i sûr”
O fettan gamzeli (bakışlı) sevgili [aşığın gönlüne saplamak için] kirpiklerini saf saf dizer; tıpkı savaş meydanına mızraklarla dizilen askerler gibi...
Sevgiliye; dur! Bir an seni yollarda göreyim desem,
O dünya güzeli, Durmadan! Bana naz eder!
Gelmesinden endişelendiğin dertleri kederleri bırak bi kenara ey Bakî.Bugün sıhhatteyiz şükür Allah’a
Gülmek ol gonceye münāsiptir
Ağlamak bu dil-i hazîne gerek
Senden ayrılmak katı müşkül beladur dostum
Yoluna ölmek egerçi aşıka âsân gelür
Hûb olan elbette kendin gösterür. Güzel olan elbette kendini gösterir. / Bâki
Mu'ayyen kıssadur sevmek sevilmek mâ-takaddemden. Sevmek, sevilmek eskiden beri bilinen hikâyedir. / Bâki
Dil derdini gamunla dil-efgâr olan bilür Bîmâr hâlini yine bîmâr olan bilür. Gönül derdini gamınla gönlü kırık olan bilir. Hasta hâlini yine hasta olan bilir. / Bâki
Olamazsın harem-i vaslına mahrem dervîş
Sende mâdâm ki taksîr ü tevânî görinür
İdeli hâk-i cenâbuñ ruh-ı Bâkîde eser
Baksa âyîne-i idrâke tesellî görinür
Güzel olan elbette kendini gösterir.
Öğüt veren hikaye anlatmaya kalkarsın; bir bakmışsın ki anlattığın hikaye efsaneye dönüşmüş.
Câhil komaz ki, âlim kişi rahat ede.
Güzelliğinin ışığı güneş gibi dünyayı tuttu. Kün fekân sarayı , aşkının yankısı ile doldu.
Yarın dedin birgün dedin ferdalara saldın beni
Hep seninçündür benim dünya cefâsın çektiğim
Yoksa ömrüm varı sensiz neylerim dünyâyı ben
Minnet Hudâya devlet-i dünyâ fenâ bulur
Bâkî kalur sahîfe-i 'âlemde adumuz
Âkıl oldur gelmeye dünyâ metâ’ından gurûr
Müddet-i devr-i felek bir demdir âdem bir nefes.
Seher vakti ettiğim ahları ne bilsin
O aşk nedir bilmez, hala uyur
Neyleyeyim bahçe ve baharını sensiz,
Bana, sen gül yanaklı ile güzeldir dünya.
Bencileyin günin geçürür âh u vâh ile
Sencileyin vefâsuzı her kim sever geçer
Şu alçak dünyanın birtakım geçici menfaatleri uğruna aşağılık kimselere boyun eğmeyiz. Bu yolda bütün tevvekülümüz, bütün güvencimiz Allah'adır. O'nun hükmüne rıza gösteririz.
Yazdı sevdanı başumuzda kazâ
Kayd olındı rü'ūsa hükm-i kader
Hâr-ı gamda ‘andelîb eyler figân u zârlar
Goncalarla salınur sahn-ı çemende hârlar
Bende-i fermân olup gîsû-yı kâfir-kîşüñe
Hidmete bil baglayupdur ey sanem zünnârlar
Goncaâsâ kan ile tolmış göñüller açmagı
Leblerüñden ögrenür var ise şîrînkârlar
Sünbül-i ter zülfüñüñ Hindî gulâmıdur senüñ
Hâksârıdur gül-i ruhsâruñuñ gülzârlar
Ey sevgili; felek seni arzulamanın meclisinde dönüp dolaşmakta olan bir kadehtir. Şafağın kırmızılığı ise, senin aşkının şarabından o kadehin dibinde kalmış bir yudumdur.
Bâkî bu şi'ri safha-i çarh-ı berine yaz
Görsün felekde söz nic'olur hasm-ı nâ-be-kâr
Bir acep daruşşifâdır kûy-ı yâr
Hasta varan mübtelası hoş gelir
Nâdân komaz ki merdüm-i dânâ huzûr ede. CâhiI komaz ki, âIim kişi rahat ede... Baki
Çarhūn ey dil umma bu sırça sarayından sebât
Kim nice mirasa girmiş hane-i viranedür
Aşk meclisinin ilk şartı candan geçmektir,
Giremez bu meclise bilmeyen sohbet töresin.
Gece, güzelliğinin şevkiyle yıldızlar sevinç ve şenlikte; sanki ay elinde felek ateşle oynayandır.
Fürkatüñde tañ mı şeftâlu dilerse cân u dil
Mîve-i bî-vakt iderler ârzû bîmârlar
Hâl-i yâruñ müşg bir hûnîn kefen maktûlidür
Âl vâlâya sarupdur sanmañuz ‘attârlar
Hak budur Bâkî nazîr olmaz bu mu’ciz nazmuña
Şi’re âgâz itseler şimden girü sehhârla
Bi-hamdi’llâh şeref buldı yine mülk-i
Süleymânî Cülûs itdi sa’âdet tahtına İskender-i sânî
Eğlence erbabı senin meclisine varmaz ey vaiz, ağlamış suratını görmeye kimse hevesli değil.
Söylemez küsmüş bana cânâna söylen söylesün
Neyledüm ol yâr-ı âli-şâne söylen söylesün
Tabib-i şehre baş eğmem güzellerden şifa ummam
Onulmaz yaradır yaram devasız dertdir derdim
Seyr idelden gül-şen-i hüsnünde kadd ü haddüni
Çekmez oldı hâtırum serv ü çemenden cânibe
Beni öldürmege gel ey püser ihmal etme
Atalar dimediler hayr işi te'hir ideler
Tabib-i şehre baş eğmem güzellerden şifa ummam
Onulmaz yaradır yaram devasız dertdir derdim
Cihânun nimetinden kendi âb u dânemiz yeğdir
Elin kâşânesinden gûşe-i vîrânemiz yeğdir
Eğlence erbabı senin meclisine varmaz ey vaiz, ağlamış suratını görmeye kimse hevesli değil.
"Giydin boyunca nâz ü letâfet libâsını
Öptür doyunca dâmenini bînevâlara"
Togup gün gibi zerrîn tâc ile burc-ı sa’âdetden
Yitişdi şarkdan garba ziyâ-yı ‘adl u ihsânı
Beşâretler zemîne âsmânuñ gözleri aydın
Cihânı rûşen itdi pertev-i envâr-ı Yezdânî
Cihanı efser-i zerrîn ile kıldukça nûrânî
Ser-efrâz ol serîr-i saltanatda gün gibi dâyim
Münevver kılsun ikbâlüñ bu nüh fîrûze eyvânı
Ziyâ-bahş ol rikâbuñ şu’lesinden mâh u hûrşîde
Semend-i bahtuñ itsün ‘arsa-i ‘âlemde cevlânı
Bu cihan kimine kasr-ı tarab u 'ayş u safâ
Kiminün mihnet ile başına zindan ancak
Beni da'vâ-yı katlünden muradun baş u cân ise
Yoluna hey benüm ' ömrüm senünle kim nizâ' eyler
Ey gül yanaklı selvi! Gerçek şudur ki, şimdiye kadar senin boyun gibi taze bir fidana rastlamadım
Dil-i sad-çâki ser-i zülf-i perîşâne çeker
Bilür ol mûy gamın her ne ise şâne çeker
Sîneme nîzelerin ol müjeler togrıldur
Üstüme hançerin ol gamze-i mestâne çeker
Tâli’uñla nice bir ceng ü cidal ey Bâkî
Âkıbet kevkeb-i bahtuñ seni dîvâne çeker
Devlet-i şâh-ı cevân-bahta du’â kıl ki seni
Kimse çekmez ilerü himmet-i şâhâne çeker