Sayfa İçeriği: Ayaz İle İlgili Sözler, Ayaz İle İlgili Kısa Sözler, Ayaz İle İlgili Sözler 2019, Ayaz Sözleri, Ayaz İle İlgili Sözler Anlamlı, Ayaz İle İlgili Güzel Sözler
Soğuk anlamına gelen Ayaz ile ilgili sözleri derleyip topladık. Sizler de bu içeriğimizde yer almakta olan Ayaz Sözlerini Twitter, Facebok, Whatsapp gibi hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz.
Editör Seçimi: Bir kapı önündeyim. Girsem suç, gitsem ayaz.. (Şükrü Erbaş)
Bir kapı önündeyim. Girsem suç, gitsem ayaz.
Gündüzün rengine benzemez gecenin rengi, üşütür ayaz, korkutur karanlık, bir gariplik bir hüzün var içimde, ya bu şehirde ben fazlayım ya da yanımda biri eksik.
Gecelerden ayazı sevmem. Ya gündüz olmalı ya gece. Namludan çıkan kurşun, ya kalbimin derinlerinden vurmalı, ya namludan hiç çıkmamalı. İnsan sevdiğini ya ölümüne sevmeli. Ya hiç sevmemeli.
Benim güzel çocukluğumu
Ahmak bir ayaz ezdi....
Yaza aldanma içimiz ayaz. Tunç İlkman
Bir kış geldin bu cihana, ayaz vurmuş bir cansın sen.
Zaman ıssız, yürekler yalnız ise ayaz gecelerin ateşi; yüreğin olur.
Dışarısı ayaz, dışarısı hasret. Yüreğimde yangın var, sevdan ile söndürme beni.
Ne zaman biter bu ayazlar güzel annem dediğim aman annem “ mevsimin ayazı biter de insanın ayazı hiç bitmez oğul” derdi.
Biz birbirimizi çok sevdik be gülüm ama ayaz vurdu sevgimizi, kuruttu aşkla bakan gözlerimizi, sevgiyle tutan ellerimizi ve sevdiğim bizim yüreğimiz hep ayaz.
Gök mavi, yer karbeyaz, duman duman içinde kül rengi efkarlı bakışlar, pencere kenarında, kuru ayaz bir yolculuktur ömür dediğin. “Ahmet Batman”
Koysan yüreğimin pervazlarına bilmem ısınır mı ayaz ellerin. “Nurullah Genç”
Bir gün dudakların kurursa okyanusu getiririm sana. Akşam ayazında titrersen güneşi getiririm sana. Eğer gönlün bir sevgi ararsa kalbimi söküp getiririm sana.
Allah’ım beni öyle bir sonbahar ayazı öldür ki, sevdiğim mezarıma koyacak tek bir gül bile bulamazsın.
Ayrılığın resmini çizdim sarı odalara, yüreğimi soğuttum zemheri ayazında. Sonra uzun uzun rüzgarın gülüşünü seyrettim çaresizce. Ve gecenin en koyulaştığı yerde ölümü kucakladım masmavi yüreğimle.
Baktın olmadı;
saat kaç olursa olsun ara,
beraber unuturuz beni...
Yanlis baharlarda az mi ayaz yemistik...
“...dağınık saçlarında örtülmüş yatıyorum
boynumda kuru bir ayaz
kimselere duyurmadan nefes alsam
ve izin versen de sevsem biraz...”
İnsanın, ayaz gecelerde, çatısız, yataksız, çarşafsız uyuduğu çöllerden haberin var mı? ..
Bir kış geldin bu cihana, ayaz vurmuş bir cansın sen.
Zaman ıssız, yürekler yalnız ise ayaz gecelerin ateşi; yüreğin olur.
Allah’ım beni öyle bir sonbahar ayazı öldür ki, sevdiğim mezarıma koyacak tek bir gül bile bulamazsın.
Bu gece gözlerini göremeyebilirim, bu kalbi belki sana belki dağlara verebilirim. Bekleme bu ayaz kış gününde gelemeyebilirim.
Ayazında kırılırım, soğuğunda vurulurum sevdiğim, can evimden Vurulurum, Hasretin düşer sol yanıma, soluk soluğa yüreğim düşer kırılırım.
Gündüzün rengine benzemez gecenin rengi, üşütür ayaz korkutur karanlık, bir gariplik bir hüzün var içimde, ya bu şehirde ben fazlayım ya da yanımda biri eksik.
Hiç bilmediğim bir yerdeyim şimdi. Hem deniz hem dağ…Hem sıcak, hem ayaz…Hem sessiz, hem avaz avaz… “Melike İlgün”
Ranzam soğuk, ranzam ayaz, ranzam kar, altımda demir, üstümde ışık, yanımda duvar, üşür ellerim sensiz ellerim öksüz ellerim. “Nevzat Çelik”
Geçmedi yare sözümüz yollarda kaldı gözümüz, yere sürüldü yüzümüz böyleymiş karayazımız. “Sabahattin Ali”
Ayrılığın resmini çizdim sarı odalara, yüreğimi soğuttum zemheri ayazında... Sonra uzun uzun rüzgarın gülüşünü seyrettim çaresizce... Ve gecenin en koyulaştığı yerde ölümü kucakladım masmavi yüreğimle...
Allah'ım beni öyle bir sonbahar ayazında canımı al ki, sevdiğim mezarıma koyacak tek bir gül bile bulamasın...
Pencereleri — ki çocukluğumdan beri açıktır mutfak önleri., sofralar., soluk soluğa sofalar ekmekler bayattır, tuz ıslak, tencereler ayaz hayat bu be..
Sen hala benim ‘şarkısı beyaz’ olduğumu söylüyorsun, oysa şarkım ayaz, artık bütün şarkılarım ayaz, şarkılarım üşüdü !
Varsın geçmesin ayaz, dinmesin yağmurlar, hiç gelmesin yaz.
Nasıl olsa, herkes kaderine tutsak değil mi biraz?
Elma yanakların buzlar keserken, kahreder havlayan uyuzlar beni. Kırbaç gibi rüzgar sertçe eserken, zemheride vurur ayazlar beni.
Ayrılığın resmini çizdim sarı odalara, yüreğimi soğuttum zemheri ayazında. Sonra uzun uzun rüzgarın gülüşünü seyrettim çaresizce. Ve gecenin en koyulaştığı yerde ölümü kucakladım masmavi yüreğimle.