Güzel Sözler
Mobil uygulaması yayında
Ücretsiz

Alfred Adler Sözleri

Sayfa İçeriği: Alfred Adler Sözleri, Özlü Alfred Adler Sözleri, En Güzel Alfred Adler Sözleri, Alfred Adler Sözleri Twitter, Alfred Adler Sözleri 2019, Alfred Adler Sözleri Facebook, Alfred Adler Sözleri Kısa

1900'lü yıllarda yaşayan Avusturya doğumlu olan ve İngiltere'de önemli işlere imza atan doktor Alfred Adler Sözlerini sizler ile buluşturuyoruz. Sosyal medya hesaplarınızdan sizler de En Güzel Alfred Adler Sözlerini paylaşmayı unutmayın.

Alfred Adler Sözleri

Editörün Seçimi: Ana babasının davranışına direnin bir çocuk onlara, en zayıf noktalarından saldırmanın yolunu hep bulacaktır. (Alfred Adler)


Yalnızca kötü olanı görmek ve suçlamak yetmez. İnsan kendine şu soruyu sormalıdır: "Bütün bunların düzelmesi için ben ne yaptım?"


Her isteyiş, bir yetersizlik duygusuyla ilgilidir, insanda bir doyum, bir hoşnutluk, bir yeterlilik sağlama eğilim ve dürtüsünün doğmasına yol açar.


Bazen insanlar, kendini beğenmişlik ya da kibir sözcüğü yerine kulağa daha hoş gelen hırs sözcüğünü kullanarak kendilerini biraz temize çıkarmaya çalışırlar.


Bir başkasını etkilemenin en iyi yolu, o kişiyi hak ve çıkarlarını garanti altına alınmış hissedeceği bir ruh durumuna sokmaktır.


Hayattaki en büyük tehlike çok fazla önlem almanızdır. / Alfred Adler


İnsan iradesi özgür değildir. İşin doğrusu, bir amaca bağlanır bağlanmaz insan iradesi özgürlüğünü yitirecektir.


Her isteyiş, bir yetersizlik duygusuyla ilgilidir, insanda bir doyum, bir hoşnutluk, bir yeterlilik sağlama eğilim ve dürtüsünün doğmasına yol açar.


İnsan iradesi özgür değildir. İşin doğrusu, bir amaca bağlanır bağlanmaz insan iradesi özgürlüğünü yitirecektir.


Bir insanın devinimlerinin yöneldiği amaç, o insanın çocukken dış dünyadan aldığı izlenimlerin etkisi altında gelişip ortaya çıkar.


"O gittikten sonra dünyanın bana verebileceği hiçbir şey kalmadı."


Bir insanı anlamak istediğiniz zaman, kendisi hakkında konuşmaya başladığı zaman kulaklarınızı kapatın, onu dinlemek yerine nasıl davrandığını, nasıl hareket ettiğini izleyin.


'Eğer bir insana gerçekten yardım etmek istiyorsanız ona cesaret ve özgüven vermeli ve hatalarını daha iyi görmesini sağlamalıyız.'


'Farklı bir alanda yarışmak aynı alanda yarışmak zorunda olmaktan çok daha kolaydır ve bu yüzden en küçük çocuk, ailenin diğer fertlerinden farklı taraflara yönelmeye eğilim gösterir. Bu sanki biraz da cesaretsiz olmasının bir göstergesidir; çünkü cesareti olsa aynı alanda kendini göstermeye çalışırdı.'


Evlilik diğer insana ilgi duymayı ve kendini onun yerine koyabilme yeteneğine gereksinim duyar


Unutkan insanlar öyle kişilerdir ki, açıkça başkaldırmaya pek yanaşmaz, ama unutkan davranışlarıyla ödevlerine karşı yeteri kadar ilgi duymadıklarını ele verirler.


Kadının yetersizliğine ilişkin ön yargı ve buna bağlı olarak erkeğin kendini beğenmişliği, her iki cinsiyet arasındaki uyumu sürekli bozarak inanılmayacak bir gerilimin doğmasına yol açar; ilgili gerilim, özellikle sevgi ilişkilerine de nüfuz ederek tüm mutluluk olanaklarını aralıksız tehdit altında tutar, hatta çok kez yok eder. Tüm aşk yaşamımızı zehirleyerek kurutup bir yangın yerine çevirir.


Kendilerini ezik durumda hissedenlerin yaşamın küçük bir kesitinden dışarı çıkamayanlar arasında yer alacağını, hayattan biraz yüz çevirmiş kişilerin yaşamın sorunlarını, yaşama gereği gibi ayak uyduranlar kadar açık seçik göremeyeceğini söyleyebiliriz.


Bir başkasını etkilemenin en iyi yolu, o kişiyi hak ve çıkarlarını garanti altına alınmış hissedeceği bir ruh durumuna sokmaktır.


Bir insanın devinimlerinin yöneldiği amaç, o insanın çocukken dış dünyadan aldığı izlenimlerin etkisi altında gelişip ortaya çıkar.


Çocuğun aile çevresindeki bir kişiye göstereceği aşırı sevginin hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gerekir.


Bütün oyunlarda gelecek için hazırlık özelliği açığa vurur kendini. Örneğin çocuğun oyun karşısındaki tutumunda, oynayacağı oyunun seçiminde ve ona verdiği önemde bu durumu gözlemleyebiliriz.


Hayatta kadınların nasıl ikinci derecede rol oynamakla yükümlü kılındığını gören bir kızın cesaretini yitirip, kendisini bekleyen işlere pek istenildiği gibi el atamayacağı, yaşamın karşısına çıkaracağı ödevlerden korkup soluğu kaçmakta alacağı doğal, bunun da kendisini işe yaramaz bir duruma sokacağı kuşkusuzdur.


"Yaşamda en büyük tehlike, fazlaca önlem almaktır."


"Her isteyiş, bir yetersizlik duygusuyla ilgilidir, insanda bir doyum, bir hoşnutluk, bir yeterlilik sağlama eğilim ve dürtüsünün doğmasına yol açar."


"Prensipler uğruna savaşmak, onlara uygun yaşamaktan daha kolaydır."


Belki de mutluluk, güçlükleri yenmenin en iyi ifadesidir. / Alfred Adler


Erkek eşinin aynı zamanda arkadaşı olmalı, eşinin yaşamını kolaylaştırmaya ve zenginleştirmeye çalışmalı, eşinin gönlünü hoş etmekten kıvanç duymalıdır. / Alfred Adler


Bizim gezegeni dışarıdan gelip görecek tarafsız bir gözlemci şu sonuca varacaktır, kuşkusuz: bütün o toplumsal kurum ve kuruluşları, kendilerini güvence altına almaya yönelik girişimleri, evlerinin üzerinde yağmuru geçirmeyen çatıları, ısınmak için giydikleri giysileri, trafiği kolaylaştırmak için yapılmış yollarıyla bu insanlar yeryüzü sakinlerinin anlaşılan en güçsüzleridir. / Alfred Adler


Kadının yetersizliğine ilişkin önyargı ve buna bağlı olarak erkeğin kendini beğenmişliği, her iki cinsiyet arasındaki uyumu sürekli bozarak inanılmayacak bir gerilimin doğmasına yol açar; ilgili gerilim, özellikle sevgi ilişkilerine de nüfuz ederek tüm mutluluk olanaklarını aralıksız tehdit altında tutar, hatta çok kez yok eder. Tüm aşk yaşamımızı zehirleyerek kurutup bir yangın yerine çevirir.


Bütün oyunlarda gelecek için hazırlık özelliği açığa vurur kendini. Örneğin çocuğun oyun karşısındaki tutumunda, oynayacağı oyunun seçiminde ve ona verdiği önemde bu durumu gözlemleyebiliriz.


Uygarlığımızda bir kızın özgüvenini ve cesaretini yitirmemesi kolay değildir.


Tüm yaşamımız, insanların birbirini karşılıklı etkileyebileceği varsayımına bağlı olarak akıp gitmektedir.


Her ruhsal yaşamın başında az çok bir aşağılık duygusunun yer aldığını kabul etmek gerekecektir.


Henüz anlaşılmamış biçimde de olsa din'in de toplu yaşama zorunluğundan doğduğu görülür; dinde kutsanmış toplu yaşam biçimleri, anlayıcı ve kavrayıcı düşüncenin yerine geçerek bireyler arasında bağlayıcı öge rolünü oynar.


İhmâl, toplumsallık duygusunun bir eksiğidir.


Hayatın tek tek olayları bakımından sıklıkla gözlemlediğimiz bir şey var ki, o da bazı kimselerin yaşam konusunda kendilerinde varolan yeteneklerden haberlerinin bulunmayışı ve ilgili yetenekleri küçümsemeleridir.


Kadınların evlenecekleri erkeklere sordukları "Erkek egemenliğine karşı tavrın nedir, özellikle de aile yaşamındaki erkek egemenliğine?" sorusu genellikle cevapsız kalır.


"Erkeksi" ve "kadınsı" karakter özelliklerinin ayrılmasını haklı gösterecek hiçbir veri, bulgu yoktur.


İnsan sadece kendisine ve dinleyicisine güvendiğinde iyi konuşur ve sadece böyle olduğunda sahne korkusu yaşamaz.


"Aşırı bir sevgi gösterilerek yürütülen bir eğitim de, hiçbir sevginin bulunmadığı bir eğitim kadar zararlıdır."


Aptallık yalnızca zekâ düzeyinin alçak olması demek değil, aynı zamanda değişik bir düşünme biçimidir.


Suç işleyen bir insan cesur mudur korkak mıdır?


'Gelecekte, okullar kesinlikle bireysel psikolojiyi daha fazla önemseyecektir; çünkü bir okulun asıl görevi karakteri şekillendirmektir.'


“Tüm yaşamımız, insanların birbirini karşılıklı etkileyebileceği varsayımına bağlı olarak akıp gitmektedir.”


İntihar bir tür intikam, topluma karşı bir suçlamadır.


İyi bir ruh bilimcisi olan Dostoyevski şöyle der: "Bir insanın karakterini uzun süren psikolojik araştırmalardan çok, gülüşünden anlamak mümkündür."


İnsan iradesi özgür değildir. İşin doğrusu, bir amaca bağlanır bağlanmaz insan iradesi özgürlüğünü yitirecektir.


Ormanı anlamak istiyorsanız, yalnızca kıyıda bir ileri bir geri gezinmekle yetinemezsiniz. Ona yaklaşmalı ve içine inmelisiniz, ne kadar tuhaf ve ürkütücü görünürse görünsün.


Hayatta en büyük zorlukları yaşayan ve başkalarına en büyük zararı veren birey, diğer insanlara ilgi duymayan bireydir. İnsanların bütün başarısızlıkları bu tür bireylerden kaynaklanır!


Bazen insanlar, kendini beğenmişlik ya da kibir sözcüğü yerine kulağa daha hoş gelen hırs sözcüğünü kullanarak kendilerini biraz temize çıkarmaya çalışırlar.


İnsan iradesi özgür değildir. İşin doğrusu, bir amaca bağlanır bağlanmaz insan iradesi özgürlüğünü yitirecektir.


Tırnak kemirme ve burun karıştırma gibi dikkat çeken kötü alışkanlıklara sahip insanlar, ilgili davranışlarıyla inatçı kimseler olduklarını ele verdiklerini bilmezler.


Unutkan insanlar öyle kişilerdir ki, açıkça başkaldırmaya pek yanaşmaz, ama unutkan davranışlarıyla ödevlerine karşı yeteri kadar ilgi duymadıklarını ele verirler.


"Aşırı kuşku ve uzun süreli kararsızlık, yalnızca vakit öldürmeyi amaçlamaktadır."


"Yalnızca kötü olanı görmek ve suçlamak yetmez. İnsan kendine şu soruyu sormalıdır: 'Bütün bunların düzelmesi için ben ne yaptım?' "


"Birçok kimsede korkuya yol açan neden, o kimsenin yanında bulunup kendisiyle ilgilenecek bir kişiye gereksinim duymasıdır."


Yaşamımız, ancak başkalarının hayatına değer kattığımız ölçüde değerlidir. / Alfred Adler


Anneler başaramazsa tüm insanlık tehlikeye girer. / Alfred Adler


Özetlersek diyebiliriz ki, düş, düşü görenin kafasının bir sorunla meşgul olduğunu, ayrıca bu sorun karşısında ne gibi bir tutum takındığını ortaya koyar. Düşte düşü görenin çevresine karşı tutumunu etkileyen toplumsallık duygusu ve güçlülük eğilimi gibi iki etken özellikle rol oynar, en azından bunların düşte hafiften ızlerini ele geçirmek mümkündür. / Alfred Adler


Bazı çocuklar aşırı derecede huysuzluğu kaçarak dikkati üzerlerine çekmek isterken, daha çok ya da daha az kurnaz kimileri aşırı derecede uslu davranarak aynı amaca varmaya çalışırlar.


Her neslin kendine ait birkaç büyük matematikçisi vardır ve matematik diğerlerinin eksikliğini fark etmez bile. Onlar öğretmen olarak yararlıdırlar ve çalışmalarıda kimseye zarar vermez ama hiçbir önemleride yoktur. Bir matematikçi ya büyüktür ya da bir hiçtir.


İnsan iradesi özgür değildir. İşin doğrusu, bir amaca bağlanır bağlanmaz insan iradesi özgürlüğünü yitirecektir.


Tüm yaşamımız, insanların birbirini karşılıklı etkileyebileceği varsayımına bağlı olarak akıp gitmektedir.


Hayatta kadınların nasıl ikinci derecede rol oynamakla yükümlü kılındığını gören bir kızın cesaretini yitirip, kendisini bekleyen işlere pek istenildiği gibi el atamayacağı, yaşamın karşısına çıkaracağı ödevlerden korkup soluğu kaçmakta alacağı doğal, bunun da kendisini işe yaramaz bir duruma sokacağı kuşkusuzdur.


Bütün oyunlarda gelecek için hazırlık özelliği açığa vurur kendini. Örneğin çocuğun oyun karşısındaki tutumunda, oynayacağı oyunun seçiminde ve ona verdiği önemde bu durumu gözlemleyebiliriz.


Bocek korkusu çocukta yoktur,onu cevresindeki insanlardan öğrenir.
çevrenin aşırı kötümserliği kolaylıkla çevreden çocuğa geçer.


Bazı kimseler vardır ki, amaçları konusunda çoğunlukla, açık seçik bir fikirden yoksundur.


Ağlamak özellikle etkili bir silahtır. Çocuklar, ağlamakla bizi hiç etkileyemediklerini farkettikleri zaman hemen susarlar.


Sen de Yorum Yap veya Sözünü Yaz